rewrite the stars

the hope i wish for you to have it

crueltysvictim: Eren'e gerçekten minnettarım.

crueltysvictim: Seni öyle gülerken görmek beni ne kadar mutlu etti tahmin edemezsin, Armin.

crueltysvictim: İyi olmak için çabalıyorsun.

crueltysvictim: Teşekkür ederim.

despairofocean: ... Bir an seni yakaladığımı düşünmüştüm.

crueltysvictim: Sandığın kadar aptal değilim.

despairofocean: Historia'ya sorup kim olduğunu öğrenebilirim.

crueltysvictim: Ve Historia da sandığın kadar aptal değil.

despairofocean: haksızlık.

crueltysvictim: Beni mutlu ediyorsun.

crueltysvictim: Sadece varlığın bile dünyayı güzelleştiriyor.

despairofocean: Ah, hayır.

crueltysvictim: Biliyorum, böyle şeyler duymak seni rahatsız ediyor.

despairofocean: Öyle.

crueltysvictim: Ama bariz gerçeği söylemeden duramıyorum.

crueltysvictim: Benim için ne anlama geldiğini bilmiyorsun.

crueltysvictim: Sana yemin ederim, eğer her şey farklı olsaydı kendimi göstermekten çekinmezdim.

crueltysvictim: Bu aptal telefon ile sana ulaşmaya çalışmazdım.

crueltysvictim: Yanında olup elini tutar ve o güzel saçlarını okşardım.

crueltysvictim: Senin hakkında sevdiğim çok, çok fazla şey var, Armin.

crueltysvictim: O kadar uzun zamandır içimde tutuyorum ki, sana asla söyleyemeyeceğimden korkmaya başladım.

despairofocean: Neden karşıma çıkmıyorsun? Bunun yaşadığımız dünyayla ya da her şeyin farklı olmasını istemenle ne ilgisi var?

crueltysvictim: Sana bunu söyleyemem.

despairofocean: Eğer bir gün beni görmeye gelmek istersen, söz veriyorum sana bir pislik gibi davranmayacağım.

despairofocean: Ama hislerini kabul etmemi bekleme.

despairofocean: Geleceğim ve hayatım her şeyden önce geliyor.

crueltysvictim: Senden sevgi istemiyorum, Armin.

crueltysvictim: Sürekli söyleyip durduğum gibi

crueltysvictim: Tek istediğim umut olduğuna inanman.

despairofocean: Neyin umudu, Vic?

crueltysvictim: Dünyanın acımasız olduğu kadar, güzel olabileceğini de fark etmeni sağlayacak olan umut.

seen at 00.00 a.m.