Dakikalar sonra ne kadar itiraz etsem de Barut'un kesiklerine minik minik dikişler atmış bulunuyordum. Ağlamaktan neredeyse canım çıkmıştı. İğneyi her tenine batırışımda gerilmesi ve sızlanmasına kulak tıkamam zordu. Sevdiğim adam acı çekerken nasıl sakin kalabilirdim ki? Üstelik bunu saçma siniri yüzünden yapmıştı. Kanlı iğneyi sehpanın üstüne atıp elime aldığım pamuğa tentürdiyot döktüm ve dikişlerin üzerini güzelce temizledim. Ne kadar soğuk kanlı bir duruş sergilemeye çalışsam da ellerim tir tir titriyordu. Barut'un yüzüne dahi bakmadan sargı beziyle yarayı güzelce sardım ve kontrolden çıkan bozuk sinirimle ayağa fırladım.
"Sen çıldırmışsın!"dedim ağlamaya devam ederken. "Bana ne yaptırdığının farkında mısın?"
Titreyen kanlı ellerime baktım. Sevdiğim adamın kanı parmaklarımda kurumaya yüz tutmuştu. Salondan çıkmak üzere arkamı dönüp yürüdüğümde Barut hızla belime sarılıp beni durdurdu. Eli karnımı okşuyordu.
"Geçti güzelim.."diye fısıldadı oldukça sakin sesiyle. "Bak bitti."
"Ama bende bittim!"diye bağırdım olağanca sesimle.
Beni sakinleştirmeye çalıştı. "Şttt tamam güzelim, hadi ağlama artık."
"Sen... sen bir canisin tamam mı?" Sesim dehşet doluydu. "Hâlâ bunu bana yaptırdığına inanamıyorum!"
Kendimi kaybetmiş bir şekilde hıçkırarak ağlarken Barut beni kendine çevirip sıkıca sarıldı. Yaralı eliyle belimi kavrayıp diğeriyle saçlarımı okşuyor, başımın tepesine sayısız öpücükler konduruyordu. Bu bir vahşetti. Sevdiğim adamın elini canlı canlı dikmiştim. Kendime de inanamıyordum.
"Senden nefret ediyorum.."diye fısıldadım. "Bana bu yaptırdığın şeyi asla unutmayacağım."
"Yalan söylüyorsun."
Öfkeyle kolları arasından sıyrılmaya çalışırken, "Hayır yalan değil!"diye çıkıştım. Beni daha sıkı sarıp kolları arasına mahkum etti.
"Beni seviyorsun."dedi emreder gibi. Yumruklarımı bir biri ardına göğsüne indirirken aynı anda çıldırmış gibi tepinerek tutuşundan kurtulmaya çalıştım.
"Senden nefret ediyorum! Senden nefret ediyorum!"
Sinirlerim o kadar gerilmişti ki sanırım küçük çaplı bir kriz geçiriyordum. Bedenim zangır zangır titrerken o sıra ayakta durmaya mecalim yoktu.
"Tanem sakin ol bebeğim!" Barut beni zaptetmeye çalışırken zorlanıyordu. Bende ise kayışlar onarılmayacak şekilde çoktan kopmuştu.
"Bırak beni gideceğim bırak! Senin gibi bir psikopatın yanında daha fazla kalamam, bırak!"
Barut beni bir an da serbest bıraktığında kapıya doğru koşuyordum ki beni bacaklarımdan yakalayıp çabucak sırtına attı ve banyoya götürdü.
"Bırak beni!"diye bağırdım katladığım dizimi göğsüne vuruken. "Gitmek istiyorum, bırak!"
O beni umursamak bir yana duşa kabinin kapısını kırarcasına itmiş, el çabukluğu ile açtığı soğuk suyun altına bırakmıştı bile. "Çok soğuk!" Çırlayarak suyun altından kaçmaya çalıştığımda bana engelleyip kendisi de benimle birlikte soğuk suyun altına girmişti. Yaralı elini beyaz fanyansa dayayarak tek eliyle beni kontrol altında tutmaya çalışıyordu.
"Güzelim sakin ol artık!"diye gürledi. "Sinir krizi geçiriyorsun."
Başımı ellerimin arasına alarak bağırdım. "Kimin yüzünden acaba!"
"Yeter artık!"dedi isyan edercesine. "Kendine gel!"
Barut'un bağırmasıyla ellerimi bedenime sardım. Yavaş yavaş uyuşuyordum sanki. Soğuk su tenimi buza çevirirken tek isteğim ısınmaktı. Ufacıcık bir sıcaklık istiyordum! Farkında olmadan titreyen bedenimi Barut'un gövdesine yasladım. O benim korunağımdı. Ondan kaçmaya çalışırken bile yine onun kollarında teselli bulmamsa tamamen saçmalıktı! Titrememi kontrol altına almaya çalışırken Barut kulağıma beni sakinleştirmeye yetecek sözler fısıldıyordu. "Geçti bebeğim, geçti. Seni bu hale getirdiğim için özür dilerim. Bir daha olmayacak bebeğim. Sana söz veriyorum olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmel Ceza (Karadeniz Serisi, BARUT) Tamamlandı.
RomanceBen, Tanem Mutlu.. Gerçekten ergenlik dönemi hariç mutlu bir hayat süren, her zaman gülümseyen bir kızdım. Kendimi mutlu ettiğimde herkesinde mutlu olabileceğine inanacak kadar da bencil! Ama benim neden bu hale geldiğimi ailemde dahil olmak üzere k...