Ama... hesaba katmadığımız şey Emine babaanneden daha baskın çıkan Fırtına amcanın olaya el atmış olması ve konuyu mecburi suretle kapatmak zorunda bırakılışımızdı. Barut ile birbirimize öfkeyle bakarken hiç şüphesiz Emine babaanne şeytani bir gülüşle sırıtıyordu. Onun keyfi ne kadar yerindeyse benim keyfim de tamamen kaçmıştı. Zaten Emine babaannenin olduğu ortamda benim keyfim ne kadar yerinde olabilirdi ki? Boşalan bardakları doldurmak üzere her ayaklanışımda kızgınca, anlamadığım dilde bir şeyler homurdanıp duruyordu. En ufak bir boşluğu kaçırmadan itinayla bana laf sokmakta ve son sürat moralimi bozmakta da üstüne yoktu. Barut'un duruma el atması gecikmezken sanki hiç bir şey yapmamış gibi bir de masum masum bakması yok muydu? Ah, çıldırmanın eşiğine gelmiştim. Onun beni kabul etmediğini ve asla da etmeyeceğini fark etmem uzun sürmemişti. Fakat ben aşkım için, sevdiğim adam için tüm bunlara göğüs germek zorundaydım. Her şey mutluluğumuz ve huzurumuz içindi. Bu durumdan sadece ben ve Barut'ta değil, Deniz teyze, Fırtına amca ve Damla ile Ateş'te memnun değildi. Hatta Ateş bir ara öyle öfkelenmişti ki Barut'a arka çıkmasının yanı sıra, Emine babaanneyi bildiğin azarlamıştı. Beni bu kadar koruyan bir ailenin içindeyken mutsuz olmam ne kadar uzun sürebilirdi ki? Sadece Emine babaanneyi sınırsız sabrım ki -yoktu- arada idare etmem zor olmamalıydı. Saatler epey ilerlediginde herkesin uykusu gelmişti. İlk önce pes eden Damla oldu.
"Benim çok uykum geldi."
Ateş'te ellerini dizine vurarak, "Bende yatsam iyi olacak."dedi ayağa kalkarken. "Sinirden başıma ağrı girdi."
"Kafana fazla takma oğluşum biz daha ölmedik." Ateş annesinin sözlerinden sonra gülümseyerek eğildi ve onu alnından öptü.
"Allah size sağlıklı uzun ömür versin kraliçem."
Fırtına amca sessizce bir şeyler geveledikten sonra homurdanır gibi araya girdi."Bizde yatalım artık hanım, saat geç oldu."
"Tamam hadi.."dedi ve Deniz teyzenin şefkatli bakışları bana döndü. "Kızım seninde uykun geldiyse Gülperi'nin odasını sana hazırlayayım."
Tüylerimi diken diken eden o kızın adını duyduğumda istemsizce kaşlarım çattım ama benim yerime hiç gecikmeden cevap veren.. pardon, karşı çıkan tabii ki Emine babaanne oldu.
"Olmaz!"
Deniz teyze şaşırmış görünüyordu."Neden anne? Eminim Gülperi senin kadar sorun etmezdi."
Emine babaanne öfkeyle yazmasını düzeltti. "Orasi benim torunumun odasidur. Kendune yatacak başka biyer bulsun bu çali bacakli!"
Kucağıma topladığım ellerimi yumruk yaparken,"Zaten bende o sarı çiyanın odasında yatmaya hiç meraklı değilim!"diye parladım.
"Oyy.."dedi Emine babaanne. Küçümseyici bakışları yüzümde dolanıyordu. "Kendune bakmay de benim torunuma uzaniy zehurli diluni"
Barut ok gibi yerinden fırlarken öfkeyle önce bana baktı, "Sözlerine dikkat et Tanem. Çiyan diye bahsettiğin kız benim amcamın kızı."diye sitemle azarladı. Sonra konuşmama fırsat vermeden Emine babaanneye döndü. "Sende sözlerine dikkat edeceksin babaanne, karşındaki kız senin düşmanın değil! Aksine benim... benim.. "durdu.. bana baktı ve sadece esas anlamını benim anlayabileceğim bir tavırla gülümsedi. "Evleneceğim kadın."
Biz zaten evliydik ki!
Sırıttım.
Emine babaanne umursuzca omzunu silkti. Bana hala küçümseyici bakışlar yolluyordu."O ne benum düşmanum, ne de bişeyumdur."
Onu alttan aldıkça sabır sınırlarımı zorlamaya devam ediyordu. Uysal tavrımdan vazgeçtim. "Sen de benim hiç bir şeyim değilsin, o halde."
"Oyy.. ne gada üzuldum ne gadaaa. Şimdi gidip ağliycuum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmel Ceza (Karadeniz Serisi, BARUT) Tamamlandı.
RomanceBen, Tanem Mutlu.. Gerçekten ergenlik dönemi hariç mutlu bir hayat süren, her zaman gülümseyen bir kızdım. Kendimi mutlu ettiğimde herkesinde mutlu olabileceğine inanacak kadar da bencil! Ama benim neden bu hale geldiğimi ailemde dahil olmak üzere k...