Gece Barut'a fazla yüz vermeden ara ara küçük öpücükler kaptırarak konuşmaya çalışmış ve en güzelinden hayaller kurmuştuk. Benim hayalim huzurlu bir yuvayken Barut'un hayali beş çocuklu bir aileye sahip olmaktı. Görünüşe göre babam ve Fırtına babayı kavga sonlu bir düello bekliyordu. Barut hemen çocuk istiyordu ve şimdiden bunun zeminini hazırlamak için, beni ikna etme çabalarına girişmişti. Düşününce, bende bu adamdan çocuğum olsun elbette istiyordum. Hayalini bile kurmak beni öyle mutlu ediyordu ki. Küçük bir Barut aramıza çok yakışırdı. Çocuktan bahsettiğimizde onun gözlerinin içinin nasıl parladığını görmüş heyecanını derinden hissetmiştim. Biz güzel bir çift olacaktık. Yaşadığımız, birbirimize yaşattığımız o kötü günler çok gerilerde kalmıştı artık. Bu defa birbirimize canımız pahasına sözler vermiştik. Ben Barut'u dinlemesini bilecektim o da bana koşulsuz güvenecekti. Gece sevdiğim adamın koynunda, tamamen huzurlu, mistik ve kesinlikle ekstra enerji depolayan bir uykuya daldım. Yarın uzun birgün olacaktı...~~~\\~~~\\
Güne hızlı bir başlangıç yaparak uyandığımızda Barut taburcu olmak için sabırsızlanıyordu. Üzerini değiştirmesinde yardımcı olup, odadaki tüm eşyalarımızı toplarken beni izleyen derin gözleriyle ne kadar heyecanlansam da beni etkilemesine engel olmaya çalıştım nafile çabayla. Gerçekten Ateş ile Barut yanyana durmuyordu. Her an olası derin bir suya girmek gibi bir şeydi bu ve biz bu tutkuyla o karanlık dehlizlerde boğulabilirdik. Hele ki düğünümüze şunun şurasında beş gün kalmışken şartları zorlamaya gerekte yoktu. Baba evinden o belime takılacak olan kırmızı kuşakla başım dik, gururla çıkmak istiyordum. Ne kadar evli bir kadın olsam da, Barut bana söz vermişti. Her şey istediğim gibi olacaktı ve ben gerçekten bunu yürekten istiyordum. Hele de dün yaşanan acı dolu kaostan sonra fikrim kesinlikle bu yöndeydi. Babam bana güvenmişti. Ondan habersiz evlenmiş olmama belki içten içe kızmıştı ama bana belli etmemişti. Bana güvenmeyi bir kez daha seçerek Barut'un yanında kalmama karşı çıkmamıştı. Onun boynunu bükmek istemiyordum. O gerçekten mükemmel bir babaydı. En zor anımda onun uzattığı sevgi dolu el sayesinde aydınlığa kavuşmuştum. Benden çok bana inanmıştı. Aşkımın peşinden gitmem için bana en büyük cesareti veren kişi de oydu. Bunu dünyada kaç baba yapardı ki? O yüzden çok şanslı bir kızdım ben. Ve ailemin değerini bilmem, onlara layık bir evlat olmam gerekiyordu.
Henüz öğle saatlerine gelmeden Barut'un doktoru çıkıp gelmişti. İstediği tahlillerin sonuçlarını yanında getirdiği hemşireden isteyip ciddiyetle incelemeye koyuldu. Kaşları giderek çatışıyor, başını hayretler içerisinde sallayıp duruyordu. Sonra şaşkınlık ve birazda sorgulayıcı bir şekilde Barut'a ve ardından bana baktı. Barut tedirgin olmuştu ve elbette bende tabii. Elindeki kağıtları Barut'un ayakucundaki küçük masaya bıraktı ve ellerini de üstüne koyup tehditkar bir havayla öne doğru eğildi.
"Bu nasıl olur?"diye sordu kaşlarını hayretle çatarak. Korkuyla gözlerim büyürken Barut elimi tutup avuçları arasında sıktı. Gözleriyle sakin olmamı tembihlerken korkudan ölüyordum. Bir şeylerin ters gittiği belliydi.
"Ne, nasıl olur doktor?"dedi Barut sertçe. Doktor duruşundan asla taviz vermiyordu.
"Nasıl olurda kan değerlerin bu kadar artabilir, şaşkınlık içerisindeyim."
Rahatlatıcı bir nefes çektim. Barut ise alayla cevap verdi.
"Valla tahminen kızılcık suyu ya da vişne suyunun sayesinde olmuştur."
"Sen kızılcık suyuyla, vişne suyu mu içtin?" Doktor hayretler içerisinde neredeyse fısıldamıştı.
"Evet."
"Pehrizine dikkat etmen gerekiyordu. Tatlı ve tuzlu içecek veya yiyeceklerden bir süre uzak kalman gerek."
"Zaten doğal tadıyla yapılmış içeceklerdi. Hiçbirin de katkısal bir tatlandırıcı yoktu."diye karşı çıktı ve öldürücü öfkesiyle doktora ters ters baktı. "Ayrıca yemişim pehrizini. Boğazı yüzünden kim ölmüş ki ben öleceğim. Esas bana layık gördüğünüz o tatsız, tutsuz, yavan yemekleri yersem ölürdüm ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmel Ceza (Karadeniz Serisi, BARUT) Tamamlandı.
RomansBen, Tanem Mutlu.. Gerçekten ergenlik dönemi hariç mutlu bir hayat süren, her zaman gülümseyen bir kızdım. Kendimi mutlu ettiğimde herkesinde mutlu olabileceğine inanacak kadar da bencil! Ama benim neden bu hale geldiğimi ailemde dahil olmak üzere k...