Sevgili okurlar; Özellikle bu bölüme rekor vote ve yorumlar bekliyorum. Haydi hemen okumaya başlayalım.. 😍😍
Keyifli okumalar..
Arabadan indiğimizde Barut elimi tutarak beni yanına çekti ve dimdik, tıpkı bir kaya kadar korkusuzca babasının tam karşısına geçene kadar birlikte yürümeye devam ettik. Tabii.. bu söylediklerim sadece Barut için geçerliydi. O anlarda ben utana sıkıla ezile büzüle şekilden şekile giriyordum. Aşırı utanmış ve gerilmiştim de. Bu düştüğümüz durumu nasıl açıklayabilirdik ki? Nasıl derdik, biz aynı evde yaşıyoruz diye? Pek yakında müstakbel kayınpederim olacak Fırtına amcaya baktığımda yüzünde küçük bir gülüş görür gibi oldum fakat çok kısa bir süre içinde boğazını temizleyerek geri ciddi ifadesine bürünmüştü. Elini cebinden çıkarıp oturmamız için yan yana dizili iki sandalyeyi işaret etti.
"Oturun bakalım."
Barut beni çekiştirerek sandalyeye oturttu. Bacaklarımı birbirine bastırarak suçlu çocuklar gibi gözlerimi yere diktim. Barut ise bana nazaran tamamen net bir duruş sergileyerek korkusuzca başını dikleştirmişti ve adeta babasına meydan okuyordu. Dayanamadım ve kulağına eğilerek fısıldadım.
"Allah aşkına Barut bu neyin baş kaldırısı böyle? Çok kısa bir an suçlu olduğumuzu kabul edemez misin?"
"Ne suçlusu kızım?!"diye parladı. "Biz yanlış birşey yapmadık. Neyin sorgusu bu?"
"Haklısın bizim çok çağdaş ailelerimiz var doğru söylüyorsun. Zaten biz nikahsız aynı evde yaşayıp çocukta yapabiliriz, değil mi?" Ona karşı çıkışımla eğlenerek yandan çarpık bir biçimde gülümsedi.
"Bana kalsa ben çoktan yapmıştım da." Onu hızla dürttüm.
"Ya ne olur saçmalama artık!"
Açıkça bozuldu."Tamam yavrum sakin ol."
"Demek siz aynı evde yaşamaya karar verdiniz ha?"diyerek karşımıza geçen Fırtına amcaya gözlerimi çevirdim. Şuan aşırı öfkeliydi.
Barut sıkıntıyla nefes aldı. "Tam olarak öyle değil baba."
"Ya öyle mi? Bizi aydınlat o halde koçum. Bak sizin için o kadar yol geldik." Fırtına amcam kesinlikle bizimle alay ediyordu. Sonra bir an da gürledi. "Lan siz benim kardeşimle aramı mı bozacaksınız ha?!"
Babamdan bahsettiğini anladığım da aceleyle,"Fırtına amca.."demiştim ki işaret parmağını hızla bana çevirdi, "hele sen hiç konuşma Tanem!"diye çıkıştı. "Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın. Hadi bu.."deyip burnunun ucuyla Barut'u gösterdi. "..Haylaz yaptı bir arsızlık, sen nasıl uyarsın ona? Tüm yayla sizin dedikodunuzla çalkalanıyor. Hadi bir halt yediniz ne diye ortalığa çıkıp yanlışınızı insanların gözüne gözüne sokuyorsunuz?!"
Barut bir an da ayağa fırladı. Öfkeden deliye dönmüştü. "Biz yanlış birşey yapmadık baba! Ayrıca hiç kimse Tanem'e dil uzatamaz! Uzatanın da bizzat dilini ben kopartırım!"son cümlesini dişlerini sıkarak söylemişti.
Fırtına amca alayla kıkırdadı ve elini etrafta gezdirdi. "O halde evlat.. desene tüm yayla dilsiz kalacak!"
Azarlanmanın uysallığı ile boynumu büktüm ve sertçe yutkundum. Bu milletin işi gücü yokmuydu da bizim dedikodumuzu yapıyordu ya? Öfkelenmiştim. Barut ise benden beterdi. Öfkeden, rayından çıkmış azılı bir tren kadar korkutucu görünürken oradan oraya avare avare hırsla dolaşıyordu. Bir an da bana döndü. Hızla yanıma yürüdü ve elimi tutarak havaya kaldırdı.
"Ben o dilleri en kesin sonuçla kesmesini iyi bilirim!"
Asıl amacı parmağımdaki yüzüğü ailesine göstermekti. Gülümsemeye çalıştım. Damla hızla yanıma geldi. İnanamaz gözlerle bana bakıp hayretle elimi tuttu. Yüzüğüme büyülenmişcesine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mükemmel Ceza (Karadeniz Serisi, BARUT) Tamamlandı.
RomanceBen, Tanem Mutlu.. Gerçekten ergenlik dönemi hariç mutlu bir hayat süren, her zaman gülümseyen bir kızdım. Kendimi mutlu ettiğimde herkesinde mutlu olabileceğine inanacak kadar da bencil! Ama benim neden bu hale geldiğimi ailemde dahil olmak üzere k...