IMPOSSIBLE

15• Karmakarışık

HERMİONE
"Of ,tamam kabul."dedi Malfoy pes ederek.
"Ne istiyorsun?"
Gülümsedim

"Bunu şimdi söylemeyeceğim."

Bunu dedikten sonra daha fazla konuşmasına fırsat vermeden Eski Tılsımlar sınıfına gitmek için merdivenlere yöneldim. Profesör Slughorn bana sabah bir davetiye göndermişti. Önümüzdeki cuma bir parti düzenleniyordu ve partiye sadece Slug kulübünde olanlar katılabilirdi. Gerçi, bir istisna vardı. Partiye dışarıdan birini davet edebilirdik. Benimde yapacağım tam olarak buydu.

Partiye Draco Malfoyla gidecektim. Aslında Cormac Mclaggen'ı davet edecektim ama ,Malfoy'un Ron'u daha çok sinir edeceğini düşündüm.

. . .

Eski Tılsımlar dersi bitince Bitkibilim'in yolunu tuttum. Dersi çok iyi dinleyememiştim,çünkü kafamda Zabini'yi reddederken kullanabileceğim kırıcı olmayan cümleler kurmakla meşguldüm. Seralara vardığımda onu gördüm.Malfoy'la konuşuyordu. Yanında Parkinson'un olmasından iyidir,diye düşündüm. En azından Malfoy, Zabini ile ne konuşacağımı biliyordu.

"Selam"dedim yanlarına giderken. Malfoy sırıttı.

"Ben sizi yalnız bırakayım."

"Selam"dedi Zabini ,Malfoy gittiğinde. Gülümsüyordu.

"Zabini ben teklifini düşündüm."dedim.

"Demek sonunda hatırladın?"

"Ah,şey sabah kafam biraz doluydu. Dersler falan."

"O halde"dedi Zabini "Gidiyor muyuz?"

Derin bir nefes aldım."Üzgünüm Zabini ama hayır, sana hiç o gözle bakmadım ben."

Zabini cevap vermek için ağzını açtı. Sonra geri kapattı. Birkaç dakika süren sessizliğin ardından da nihayet konuştu.

"Sorun değil."dedi gülümsemeye çalışarak.

"Sen hayır dersen Pansy ile gidecektim zaten. Ama arkadaş olabiliriz. Tabi istersen."

"Tabi ki!" dedim"Zaten arkadaş değil miydik?"

"Madem arkadaşız,"dedi Zabini -Bu sefer gerçekten gülümsemeyi becermişti.-"Bana Blaise diyebilirsin"

İşte bu biraz tuhaftı.

"Pekala, o zaman görüşürüz Blaise."

"Kiminle oturacaksın?" diye sordu Blaise." Bana ve Draco'ya katılabilirsin. Pansy de var. "Gerçi o seni çok sevmiyor sanırım.dedi gülerek.

Ben de güldüm. "Parkinson ve Malfoy çok sevinirdi."

Aslında,şaka bir yana güzel olabilirdi. Çünkü Harry,Ron ve Lavender'la olduğu için yalnızdım. Geçen ders Neville ileydim. Ancak bu ders Neville Seamus ve Dean'in masasına gitmişti.

"Şaka yapmıyorum,Hermione. İstiyorsan bize katıl."dedi Blaise.

"Biliyor musun, sanırım öyle yapacağım."

"Amma konuştunuz "dedi Malfoy yanımıza gelirken.

"Aslında"dedi Blaise "konuşmamamız bitmişti"

"O zaman niye Granger bizim yanımızda?"

Blaise tam cevap verecekti ki Parkinson onun sözünü kesti.

"Ne işi var onun burada?" dedi bana bakmadan.

Blaise tamamdı.Hatta Malfoy ile bile arkadaş olabilirdim,ama Parkinson? Sanmıyordum.

"Hermione'nin eşi yokmuş ve ben de düşündüm ki bizim masamıza gelebilir..."dedi Blaise

Malfoy'la göz göze geldik. Şaşırmış görünüyordu. Malfoy'un bir şey söylemesini bekliyordum. Ama sessizliği bozan Parkinson oldu.

"Ne komik bir şaka."

"Şaka değil ,Pans. Hadi ama arkadaş olmak o kadar da zor olmasa gerek."

Parkinson yüzünü buruşturdu.

"Çıkıyor musunuz yoksa?"

"Hayır dedik Blaise ile aynı anda.

"Potty ve Weasley'in masasında yer yok mu?" Bunu soran Malfoy'du.

"Çok meraklıydım sizinle oturmaya!"dedim en sonunda dayanamayarak.

Tam gidiyordum ki Blaise kolumdan tuttu."Gitmene gerek yok, Hermione"

Kaşlarımı çatarak Blaise'nin eline bakınca kolumu bırakmak zorunda kaldı.

"Boş yeriniz var mı,çocuklar?" dedim Seamus,Dean ve Neville'in masasına varınca.

"Tabii" dedi Neville.

. . .

Nedenini bilmiyordum ama Malfoy'a kırılmıştım. Onların masasında olmamı istemiyordu. Yani, karanlık sanatlara karşı savunmada sıra arkadaşıydık sonuçta. Hala benden nefret ediyor olamazdı. Ya da olabilir miydi? Hala ondan nefret ediyor muydum?

📚Yeni bir bölümle karşınızdayız.📚 Fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim.
Medyada bir dramione videosu var izlemenizi tavsiye ederim.
🌌🌌Sihirli günler🌌🌌