NORÂ GÜNCELERİ SERİSİ 1: KAVİM SAVAŞLARI

🎲🎲IX. İTTİFAK

Gımen derin bir nefes alarak
"Efendim eğer diğer ırklardan yardım alırsak daha güçlü oluruz." dedeğinde
karşısında oturan Bay Han
"Baş yönetici bunu asla kabul etmez Gımen." diyerek kafasını iki yana salladı.
Gımen heyecanlı gelen ses tonuyla,
"Efendim lütfen en azından deneseniz, bir söyleseniz." diyerek ısrar etmesine rağmen kafasını iki yana sallayan profesör
"Unut bunu." dedi net tavrıyla.

Gımenda,
"Bakın olabileceği her yere, her zamana baktık ama hiçbir yerde yok. Bu da yetmiyormuş gibi Nora yerle bir. Ve sizce de gezegeni kurtarmak hepimizin meselesi değil mi? Eminim birileri yardım edecektir." derken gözlerini Profesör'den ayırmayarak konuşuyordu.

Fakat o ikna olamayarak,
"Bunu ileteceğim ama fazla bel bağlama. Onlara güvenemeyiz Gımen." deyiverdi. Kendinden emin tavrıyla
"Baş yönetici oğlu ve geleceğimiz için kabul edecektir." diyerek arkasına yaslanıverdi Gımen.

Profesör, durumu ilettikten sonra baş yönetici, düşüneceğini söylemiş ve birkaç gün geçmişti aradan.
Baş yönetici Bay Mykendel
"Başka çaremiz yok gibi ha Profesör." dedi çaresizce.
Bay Han bir çare umuduyla,
"Efendim San Jean'ı aratabiliriz." dedi umutla.
"O da tek başına etkili olabilir mi sence? Sen onu aratmaya bak. Araştırmacılara da söyle birazdan toplantı salonunda olsunlar." dedi Bay Mykendel.
"Peki efendim." diyerek çıktı Profesör.

Herkes salonda toplandığında Melâ gözlerini kısarak
"Ne toplantısı bu biliyor musun Gımen?" dedi, yanına otururken.
Melâ kahverengi, iri gözlü uzun kahverengi dalgalı saçlı, oldukça güzel bir kızdı. Düzgün kibar bir burnu, dolgun dudakları ve oval kutu gibi bir yüzü olup şirin bir ifadesi vardı. Aynı zamanda ekipteki en seksi ve çekici kız sayılabilirdi. Biraz da tercih ettiği kıyafetler kadınsı özelliğini ortaya çıkarıyordu tabi. Etrafında kuğul ve ağırbaşlı tavrı ile bilinirdi. Topuklu ayakkabılarıyla bile ekibin en iyi dövüşçüsü oydu. Giyimine ve süsüne düşkün olup topuklularından asla vazgeçemeyen alımlı siyahi bir kadındı.

Gımen de dövüş konusunda ondan eğitim alıyordu. Mela ona hep doğuştan yetenekli olduğunu söylerdi, öyleydi de. Gımen hiç bilmeyen birine göre içgüdüsel olarak Mela kadar olmasa da iyi dövüşebiliyordu. Kısa sürede iki kız kardeş kadar yakın olmuşlardı.

Gımenda dudaklarını bükerek
"Bilmiyorum ama yardım meselesi olabilir." dedi.
Makel umutsuzca oflayarak
"Var ya kesin hepimizi fırçalayacak." diye yakındığı an
nihayet Bay Mykendel (baş yönetici) içeri girdiğinde masanın başına yaklaşarak iki eliyle destek alıp önce boğazını temizledi. Söze girerek
"Arkadaşlar öncelikle şunu bilmenizi isterim ki yardım almaktan başka çaremiz yok. Bunun için her ne kadar bulmak imkansız görünse de San Jean'ı aratıyoruz ve diğer ırklara da teklif ileteceğiz." dedi.

Gımen hayran olduğu bu ismi duyunca parlayan gözlerle heyecanlanarak kendini tutamayıp
"Efendim umarım bulursunuz." diyerek lafa giriverdi.
Bay Han onu duymazdan gelerek devam ediyordu.
"Diğer ırklara nasıl söyleyeceğimiz konusunda fikri olan var mı?" diye sorduğunda
ilk olarak Simer,
"Bence öncelikle kraliyet ailelerine teklif edelim. Kabul eden krallıkların en iyi adamlarından birkaç kişi yeterli." dedi.

Makel iç çekerek
"Sifrinter halkının çok yardımı dokunurdu." dediğinde
Bay Han ise kafasıyla onaylayarak
"Nora'yı eski haline getirebilmek için de Kelflere ihtiyaç olacak." deyiverdiğinde endişeli bakışları diklat çeken Simer
"Morgollara teklif göndermeyelim bence. Amacımızdan haberleri olursa engel olmak için herşeyi yapabilirler." dediğinde Gımen bir anda sert bir şekilde
"Katılmıyorum." diyerek karşı çıktıktan sonra
"Kral kabul etmeyecektir fakat halkından yardım edecek olanlar çıkacaktır." dedi. Yüzüne sahte bir gülümseme konduran Simer
"Bunun içinde içeri gizli girmemiz gerekir." dedi, Gımen'e dönerek. Aralarında bir atışma havası dolanırken Gmen uzatmayarak,
"Evet ben gizli davet gönderelim derim." dediğinde
Melâ tereddütle,
"Bu riske değmez." diyerek arkadaşımın fikrini reddediverdi.