NORÂ GÜNCELERİ SERİSİ 1: KAVİM SAVAŞLARI

🎲🎲 VIII. KAYIP

Moldora uyanarak mutfağa inmiş Hars'a bakınıyordu. Döndüğünden beri onu görememiş merak etmeye başlamıştı. Mutfağa girdiğinde de göremeyince şaşkınlıkla
"Nerde bu?" diyerek gözüne gelen kakülünü düzeltti.

Elis'in kurduğu sofrada oturmuş onun büyüyle yemekleri havada sürdürerek getirişini hayretle izliyordu. Elis
"İşte oldu." diyerek kurduğu türlü yiyeceklerin olduğu masaya gururla bakarken
"Ben Porz'a haber vereyim." diye masadan kalktı Mervel. Elis masadan gözlerini ayırmadan kafasıyla onaylarken telaşla arkasından
"Oralarda maviş tatlı bir kız gòrürsen ona da söyle olur mu?" diye gülümsediğinde Mervel gözlerini kıstı ardından kafasıyla onaylanıp merdivenleri tırmandı.

Moldora ise mutfaktan çıkarken Hars'ı bulamamanın verdiği afallamışlıkla birden Mervel ile çarpışıverdi.
Moldora acıyla,
"Aaah kolum. Dikkat etsene." diyerek kafasını kaldırdığında göz göze gelen ikili şaşkınlıktan kalakaldı.

Mervel ise gözlerini kısarak karşısındaki mavi gözlü kızı tanımaya çalışırcasına zar zor
"Sen..." diyebildi şaşkınlıktan.
Moldora bir anda donukluğunu bir kenara atarak
"Burada ne işin var?" diye bağırdı o anlık sinirle.
"Elis'le geldik. Misafiriyiz." dedi Mervel şaşkın görünüyordu hâlâ.

Elis'in adını duyunca sakinleşen kadın,
"Hmm" diyerek kaverengi dalgalı saçlarını karıştırdı, sert çıkışmasının verdiği utançla dudaklarını birbirine bastırırken
"Elis'in ne işi olur bununla?" diye düşünerek usulca arkasını döndü gitmek için.

Mervel düşünceli ifadesiyle dalan gözlerini duvardan çekerek kızın arkasından
"Bekle!" diye seslenerek , hızlı adımlarla karşısına geçti.

Kız, soru sorar gibi bakışlar savururken Mervel,
"Sanki ormanda kafamın içinde konuşuyor gibiydin. Ama nasıl?" diye sorduğunda kızın yüzüne anlamayan bir ifadeyle bakıyordu.
Adeta ışıldayan gözlerini kısarak
"Bir büyücü buna şaşırıyor mu?" deyiverdi Moldora.

Mervel dudaklarını aralayarak "Biliyordun." dedi şaşkınlıkla.
Moldora gencin garip tavırlarî karşısında her ne kadar içinden
"Ne tuhaf biri?" diye geçirse de belli etmeyerek
"O da ne demek sen bilmiyor muydun?" diye sordu.

İkili birbirini çözmeye çalışırcasına kısık gözlerle birbirine bakakalmışken Elis kasıtlı olarak öksürerek
"Demek tanıştınız, güzel. Yemek hazır hadi." dediğinde üç adım ötede duvara yaslanarak onlara bakıyordu.

Herkes toplanıp nihayet bahçede görkemli bir ağacın altına kurulmuş olan yemek masasına oturmuşlardı.
Elis gülümseyerek Moldora'yı kolunun altına aldığında
"Bu da Porzın." dedi onun şaşkınlıktan irileşmiş masmavi gözlerine bakarak.
Rengi atan Moldora yutkunurken Elis tanıştırma evresine devam ederek
" Bu da Moldora en yakın arkadaşım, kardeşim gibidir." dediğinde göz ucuyla bakan
Porz memnun oldum anlamında kafasını eğdi.

Masaya geçerken ikinci bakışta bir yerden çıkaracak gini olmuştu ama aklına gelmedi o an için. Tekrar ve tekrak kıza bakarak çaktırmadan onun incelediğinde daha önce gördüğüne emin gibiydi ama nerede gördüğünü hatırlayamamak sinirini bozmuştu. Kafası çok doluydu son zamanlarda, zihnini almak bulmak eden bir yok olay olmuştu.

Moldora ise genç adamı tanımıştı, ormanda karşılaştıklarında Angal olduğunu söylediği hatırlanır ve büyücü olduğu öğrenilirse sıkıntı çıkabilirdi. Sırf bu yüzden hatırlanmamayı dileyerek bozuntuya vermemeye çalışıyordu.
Moldora ve Elis'in bakışları aynı anda Cine kaydığında Elis,
"Onu tanıyorsun zaten." deyiverdi gülümseyerek.

Yemek faslı başladığında sohbet de iyice koyulaşmıştı. Herkes kaynaşmış bir şekilde sohbet edip gülüşürken Porzın durgun halde yalnızca onları izlemekle yetiniyordu.
Nihayet yemekten sonra Porzın masayı toplamalarına yardım etme niyetiyle ilerideki tabağa elini uzattı.
Moldora onu durdurarak
"Bırak, ben hallederim şimdi." deyip usulca masaya doğrulttuğu ellerinden yayılan rüya gibi açık mavi yansımalı bir duman ellerinden yayılırken her yer toparlanarak düzene girivermişti Porzın'ın şaskın bakışları arasında.