Bir Mazoşistin Günlüğü |

Bir Mazoşistin Günlüğü | 25.Bölüm

Bölümü çok değişik bir psikoloji ile yazdım ama hoşuma gitti, kurgu çok farklı bir yere gidiyor. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere :)

Media: Arya

#Sizden küçük bir ricam olacak; tüm okuyucular hikaye hakkında en azından 1 yorumda bulunabilir mi? Az yorum geliyor ve gidişat hakkında düşüncelerinize ihtiyacım var. Şimdiden teşekkür ediyorum :)

Motor, Istanbul'un lüks bir semtinin girişinde durunca kafamı kaldırıp etrafı incelemeye başladım. Altan'ın evi buradaki villalardan biriydi. Avukatlık gerçekten bu kadar para kazandırıyor muydu? İçimde oluşan anlamsız şüpheyi yoksayıp motordan aşağı indim.

Yazgı ile birlikte Doğu'da inince bakışlarımı Doğu'ya çevirdim. Ellerini deri montunun ceplerine sokup yolda ki yokuşa bakmaya başladı.

"Altan'la da konuştuktan sonra ne yapacağız? " diyip nefesimi avuç içlerime üfledim. Soğuk hava yüzünden uyuşmuş ve morarmışlardı.

"Bilmiyorum." Kuru bir ses tonuyla konuşup gözlerini bana çevirdi. "Belki de ayrılmalıyız."

Mideme tekme yemiş gibi hissetsem de hiçbirşey demedim. Boğazımda oluşan yumrunun yokolması için yutkunup bakışlarımı ondan uzağa yönelttim. Haklıydı, birbirimizden ne kadar uzak olursak bizim için o kadar iyi olurdu.

Sanırım.

Neyse ki daha fazla düşünmeme gerek kalmamıştı, çünkü yokuşun başında siyah, lüks bir Jip belirmişti. Bunun Altan'a ait olup olmadığından emin değildim. Doğu'ya baktığımda kaşlarını çatmış olduğunu farkettim. İşler plana uygun gitmediğinde attığı bakışın aynısıydı.

"Neler oluyor?" Yazgı benden önce sorduğunda ağzımdan çıkan dumanı izliyordum.

Doğu cevap vermedi.

O sırada Jip siteye girmiş, hemen arkasında son model bir Mercedes belirmişti.Cumhurbaşkanı koruması gibi ardı ardına beliren siyah araçlar içimde ki merakı körüklüyordu.

Doğu dilini dudaklarının arasında çevirip anlayamadığım bir hızla ıslık öttürdüğünde arabanın durmasına şaşırmıştım. Şoför neden durmuştu?

Arabanın bizim olduğumuz tarafa doğru geldiğini farkedince ister istemez gerilmiştim. Tam yanımızda durur durmaz şoför kapısı hızla açıldı ve içinden uzun boylu bir genç çıktı. Altan olmalıydı.

Yeşilin en yoğun tonunda gözleri, yeni traş olduğunu her halinden belli eden yüzü ve kravatı sonuna kadar çekili kaliteli takım elbisesi vardı. Siyah saçlarına dokunmamış gibi görünüyordu.

Hızlı adımlarla Doğu'nun tam karşısına geçti. İlk defa karşılaşmadıkları oldukça belli oluyordu.

"Burada ne işin var?" Mümkünmüş gibi dişlerini daha da sıktı.

"Asıl senin o Jip'in içindeki orospu çocuğu ile ne işin var?" Doğu her zamanki gibi sakin halinden ödün vermiyordu.

"Müvekkilim hakkında düzgün konuş. Ayrıca tüm ülke sizi ararken hangi akla hizmet hakim ve savcıların bulunduğu sitenin dibinde duruyorsunuz? "

Tüm bu konuşmalar ne hakkındaydı? Neler oluyordu? Doğu günün 24 saati yanımda iken, bunlar hangi ara konuşmuşlardı?

"Haberin var." Gözlerini kısıp Altan'ın tepkisini izledi.