EDA
İstanbul'un görüntüsünü özlemiştim. Evin anahtarını çantamdan çıkardım ve eve girdim. Can hemen odasına doğru gitmeye başladı.
"Evi temizlesek iyi olur Eda etraf toz içinde" diyip gülümsedi Emre. Can odasına giderken dikkatimi çekmişti çok fazla saçı dökülüyordu mevsimsel diye düşündüm. Emreye baktığımda muzip muzip sırıtıyordu.
"Sen temizlersin artık" diyip gülümsedim. Emre temzilik malzemelerini bodrumdan getirdi,ve benim elime fırçaları verdi.
"Başla" dedi. Ve evi temizlemeye başladık. Ama Emre evi temizliğini tuhaflaştırdı ve beni fırçayla kovalamaya başladı. Kahkalarla ondan kaçıyordum ve az kalsın su birinkintisinden kayıp düşüyordum ki Emre tuttu,Emre ile burun burunaydık birbirimize yoğun bakışlar atıyorduk. Neden bilmiyorum aklıma Toprak geldi,ve hemen kendimi düzelttim.
"Saçmalamayı bırak temizlemeye yardım ediceksen et Emre"
"Tamam kızma" diyip temizlemeye başladı.
Telefonumun çalmasıyla koşarak açtım,arayan Damla'ydı.
"Eda bu akşam bizim mekanda karoke var gelebilirmisin?"
"Gelirim,saat kaçta?"
"1 saat sonra orda ol hadi öptüm canım" diyip kapattı, genelde beni böyle şeylere çağırmazdı. Kafamı Emre'ye çevirdim gayet mutlu bir şekilde temizlik yapıyordu. Ondan Can'a bakmasını istiyecektim.
"Emre 1 saat sonra karoke varmıs gitmem gerekiyor Can'a bakabilirmisin"
"Memnuniyetle prenses" diyip gülümsedi. Bende odama çıktım hazırlanmam gerekiyordu beyaz mini straptez elbisemi giydim,fazla miniydi ama umrumdada değildi,beyaz zımbalı topuklu ayakkabılarımıda giydim,ve beyaz deri ceketimi. Hafif bir makyaj yapıp,saçlarımı açık bıraktım. Can'ı da öpüp bir taksi çevirdim.
Mekana gelince Damla beni gördü koşarak yanıma geldi ve hemen bana sarıldı. Cenk'lede sarıldım ve canım birşeyler içmek istedi hemen en ağır alkol menülerinden en pahalısını istedim. Bugün Topra'ğa içecektim,onun aşkına içeçektim. Birden mekanda Toprak'la benim şarkım çalmaya başladı. Ben dururmuyum hemen atladım sahneye,ama o kadar alkollüyümkü ceketimi Cenk'in kafasına fırlattım, topuklu ayyakabılarımıda ayağımdan çıkartım. Cenk bana engel olmaya çalıştı ama Damla onu durdurdu.
Birden ışıklar tek bir kişyi gösterdi ben ve Topra'ğı, Toprak ordaydı beni alkollü ve çıplak ayaklı seksiy bir faziyette görmüştü bana özleyen gözlerle bakıyordu. Karokenin başlamasına 10 saniye kalmıştı, ve Toprak'ta benle beraber şarkıyı söylemek için yanıma geldi mikrofonu eline aldı, birbirimize bakarak başladık karokeye...
E: Kalbi aşk geçirmez yarası zırhlıdır.
T: Gülüşünde bir şey var hep içime dokunur.
E: Bir derdi var her halinden belli.
T: Anlatmıyor anlatsa kurtulur.
E: aaayyyyy aaaaa aaaaaaay!
T: Kafası kendinden bile güzel bu gece içmiş içmiş salınırrrr!
E: Ruhumu yakan birşeyler var içimde.
T: Öyle bakmayın...kırılırrr..
T:Kafası kendinden bile güzel bu gece içmiş içmiş salınır!
Şarkı bitince mekanda ıslıklar kopmaya başladı alkış sesi çoştuda çoştu. Aklıma düğünümüz geldi ne kadar mutluydum...
Sahnede zor duruyordum,selpelene selpelene sahneden indim ceketimi alıp ayakkabılarımı giydim. Ve ağlamaya başladım siyah rimellerimin aktığını hisettim. Toprak bana bakıyordu ve hala özlemişçesine aç bakıyordu.
Daha çok ağladım ve tam giderken Toprak bana seslendi.
"EDA BU MEKANDAN BARIŞMADAN ÇIKMAYACAKSIN" demişti elinde mikrofonla. Yine ışıklar bizi gösteriyordu.
"EDA SENİ SEVİYORUM" demesiyle öfkelendim. Sahneye çıkıp elinden mikrofonu aldım yanlışlıkla Damla'nın kafasına fırlatmıştım ve başladım içimdekileri dökmeye...
"SEN BENİ Mİ SEVİYORSUN? ELİNE ALMIŞSIN MİKROFONU SHOW YAPIYORSUN SİKTİR GİT" diyip tokadı basmıştım. Toprak beni kolumdan çekti...
"Bırak canım yanıyor" dememle belimden sıkıca kavradı ve burun burunaydık ikimizinde gözleri dudaklarımıza kaydı. Toprak daha fazla dayanmadan beni öpmeye başladı. Mekanda daha çok sesler,ıslıklar olmaya başladı...
Toprak beni öpmesi bittikten sonra mekandan çıktım. Arkamdan koştu ama bana yetişemedi ben çoktan taksiye binmiştim. Telefonumun çalmasıyla sessize aldım,kimseyle uğraşamazdım. Ama arayan durmadan arıyordu kim olduğuna bakmadan açtım...
"Efendim?!"
"Eda ben Emre Can fenalaştı ve şuan hastanedeyiz"
"NEEEEEEEEEE!! Emre Can iyimi hemen geliyorum hangi hastane?!!!!!"
"Can şuan tedavi görüyor senin doğum yaptığın hastanedeyiz" demesiyle taksiciye hastanenin adresini verdim taksici ani bir U dönüşü yaptı ve son hızla gitmesini istedim. Hastaneye varınca hemşirelere sorarak odayı aramaya başladım. Emre'yi görünce hemen ona sarıldım ve ağlamaya başladım.
"BEN İÇERİ GİRİCEM"
"Eda sokmuyorlar birazdan nolduğu söyliyeceklermiş sen Topra'ğı ara" demesiyle hemen Topra'ğı aradım.
"Alo Eda?" arkadan kadın gülüşmeleri geliyordu umursamadım.
"Can hastaneye kaldırıldı ama sanırım şuan meşgulsun" diyip suratına kapattım.
Doktor Can'ın odasından çıkınca adamı soru yağmuruna tuttum.
"Can Lösemi" dedi"Can Lösemi" lafı durmadan beynimden yankılandı ve bir duvara çöküp ağlamaya başladım.
"Bakın Can'ı bu dönemde nasıl birşey yapılcagını size anlatmalıyız ama öncellikle bu çok uzun ve zor bir süreç lütfen güçlü olun Can ve kendiniz için.
"Eda" diyen sese doğru kafamı çevirdim, gelen Toprak'tı ona sarıldım beni sımsıkı kucakladı.
"Can lösemiymiş Toprak!" diyip ağlamaya başladım. Toprak beni sakinleştirmeye çalıştı ve doktor bizim iliklerimizin Can'a uymadığını söyledi ancak aynı anne ve babadan kardeşi olursa onun göbek bağındaki hücreyle Can'ı kurtarabileceklerini söyledi.
Toprak ve ben uzun bir konuşma sonucu Can için en doğru kararı verdik,bir kardeş yapmaya karar verdik...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Sevmek İstemiyorum
ChickLitSadece sessiz bir ölüm ve aşktı onların hikayesi. Okumanızı tavsiye ediyorum.