"Yolun sonu Eda Civanoğlu...." sesi kulaklarımda yankılandı. İstemsiz olarak titremeye ve korkmaya başlamıştım. Toprak nerdeydi? Ses tanıdıktı... Damla?! Yüzümü ona dönmemle şaşırdı, sanırım benden böyle bir tepki beklemiyordu. Hafif bir sırıtmayla arkamdaki, biri beni bayıltmıştı...
Gözlerimi açtığımda etrafımda kimseler yoktu, ıssız bir ev... Ellerim ve tanrım! Ayaklarımda bağlanmıştı. Birkaç dakika sonra ayak seslerini duymamla ürperdim, omuzuma dokunan bir elle sıçradım. Kafamı ona dönüp baktığımda maskeli olduğunu gördüm kaçırılmıştım...Saçlarından anlaşılan o ki Damla. Suratını niye kapadı zaten kendini belli ediyor saçlarıyla?
"Şşh korkma Eda!" Damla niye beni kaçırdı yine başa mi dönüyoruz?
"Damla ben senin arkadaşınım neden beni kaçırdın?"
"Arkadaşın sandın kuzum"
"Ne?!" Dost kazığı tekrardan yiyordum ve aynı kişiden yapmaz dediğim,affettiğim kişiden.
"Toprak sana birkaç şey söylemedimi?"
"Ne demek istiyorsun!" Bağırmıştım ne saçmalıyordu? Yine mi Toprak aşkı alevlendi. Cenk varken bile...
Elime telefon verdi Topra'ğı arıyordu... Birkaç çalışta açtı bana susması işaret etti,kendisi konuşucaktı."Aşkısı sen Eda'ya söyledinmi bir ilişkimiz olduğunu ve aslında onu sevmediğini sadece bana yakın olmak için onunla beraber olduğunu" gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bağlandığım sandalyeden kurtulmaya çalışıyordum. Topra'ğın derin bir nefes alışını duyduğumda sessizce ağlamaya devam ettim.
"Eda nerde?"
"Yanımda orman evdeyiz"
"Geliyorum..." Damla pis pis sırttı ve telefonu kapadı. Ona nefretle bakmaya devam ettim."Ağlama kuzu,bunlarda geçer" dalga geçmeye zevkle devam ediyordu bu beni daha çok sinir ediyordu. Aptal aptal sırıtması çok sinir bozucuydu. Birkaç saat sonra kapı çaldı, Damla kapıyı açmaya gitti içerden fısıltılar geliyordu birkaç dakika sonra yanıma yaklaşan ayak seslerini duydum. Ağlamamaya çalıştım. Gözyaşlarımıda silemiyordum ellerim bağlı...
İlk önce Damla geldi ve elimi ayağımı çözdü. Bileklerimi ovuşturup gözyaşlarımı sildim. Saçlarımıda hafif elimle düzelttim ve derin bir nefes aldım. Damla suskundu ve sinirli gibi... İlerde bir kıpırtı görmemle Toprak olduğunu anladım. Bana doğru gelmeye başladı ve geldiği gibi beni kucakladı sımsıkı sarıldı kokladı... Damla bakmıyordu bile şaşkın şaşkın bende sarılmaya devam ettim ve ağlamaya tekrardan başladım. Her kokusunu çektiğimde daha çok benimsedim. Özlemiştim beni sevişini...
Elleriyle yüzümü kavradı "İyimisin prenses" diyip alnıma bir öpücük kondurdu. Kafamı "Hayır" anlamında salladım.
"Hadi Toprak herşeyi anlat bunu bilmeye hakkı var" Damlanın iğrenç sesiyle ikimizde ona baktık. Toprak yine derin bir nefes aldı ve Damla'ya duygusuz bir şekilde baktı. Damlada buna karşılık pis pis yine sırttı.
"Eda öncelikle ben olayların böyle olabilceğimi tahmin etmedim, babanın ve annenin ölümüne ben sebep oldum ikisini de ben kendim öldürdüm, beni affetmeni asla beklemem. Damla ile bir olayım yok olamaz tamamen yalan ben sadece sana aşık oldum prensesim" Sımsıkı sarıldımkafamı Topra'ğın omuzuna gömdüm ve derin bir nefes aldım. Anne ve babam artık ölmüştü ama eminim herşey benim iyiliğim içindir diye kendimi sakinleştirdim.
"Toprak! Ya benimsin yada Eda'yı vururum?" Damla'nın bu tehditiyle sarılmamız bozuldu ve Toprak önüme atlayıp kendini sipere attı.
"Hiçbir şey yapamazsın" diyip Toprak hafif bir güldü. Korkmaya başlamıştım bu sefer benim yüzümden canı yanamazdı. Damla çok sinirlendi ve iki eliyle iyice silahı kavradı, tetiği iyice tuttu. Gözlerini kapadı Topra'ğı sertçe yere itmemle acı çekmem bir oldu. Vurulmuştum. Damla'nın ağlama sesi Topra'ğın bağırma sesi ve karanlık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Sevmek İstemiyorum
Chick-LitSadece sessiz bir ölüm ve aşktı onların hikayesi. Okumanızı tavsiye ediyorum.