Arkadaşınız ya arkadaş değilse ?

226 7 0
                                    


Hiç arkadaşınızla buluştuğunuzda konuşacak bir şeyiniz olmadığı ve kendinizi bir şeyler konuşmak için zorladığınız oldu mu? "Görüşmeyeli neler yapıyorsun?" veya "Makarna mükemmel olmuş ya." Gibi ifadelerle ortamı ısıtmaya çalıştığınız zamanlardan bahsediyorum.


Bu tuhaf durumlar bize arkadaşlığın amacını sorgulatabilir. Hatta yalnız kalmayı isteme ihtiyacını bile arttırabilir. Peki arkadaşlığın amacı nedir ve ne içindir ?

Her insanın hayatınıza gelişinin bir amacı olduğu gibi arkadaşlık ilişkisinin de amaçları vardır. İnsanlar belli sebeplerden ötürü yakın ilişkiler kurarlar ve bu bir döngü haline gelir. Alex Lickerman adlı yazar bir kitabında arkadaşlık hakkında şunları söyler:

"Rastgele bir insanla arkadaşlık kurmak yerine, aynı ilgi alanlarına sahip insanlarla bir bağ kurmaya eğilimliyizdir. Ayrıca aynı dertlerden muzdarip olduğumuz ve aynı zorlukla baş etmeye çalıştığımız insanlarla ilişkiler kurarız çünkü eş zamanlı birbirimizi destekleme durumu söz konusudur."


"Arkadaşlık konusunda seçici davranabiliyoruz. Çünkü bazı insanlarla karşılıklı fikir alış verişi yapmamız zor olabiliyor. Benzer duygusal tepkiler vermediğimiz insanlarla iletişim kurmaktan çekinebiliyoruz. Bir insanı tanımaya başladığımızda, onda bulmak istediğimiz 4 şey vardır."

1.İlk olarak, yalnız olmadığımızı hatırlatan biriyle arkadaşlık kurmamız daha olasıdır.

Hepimizin zayıf yanları vardır. Mutlaka hepimizin hayatında memnun olmadığı şeyler ve kafamızda dönüp dolaşan, başkalarıyla paylaşmayı beklediğimiz düşünceler var. Fakat yargılanmaktan korkuyoruz veya aşağılanmaktan. Bu noktada istediğimiz şey bizi anlayan ve zayıflıklarımızı bize karşı kullanmayacak bir arkadaş. Böylelikle yanında daha rahat olabileceğimiz, güvenilir bir omuz bulmuş olacağız.


2.Birlikte eğlenebileceğimiz ve yanında çocukça davranabileceğimiz insanlarla arkadaş olmayı tercih ederiz.

Hayat çoğu zaman stresli olabiliyor. İş hayatının sıkıcı stresinden, ciddiyetinden ve olgun olmamız gereken ortamlardan sıyrılıp kafamızı dağıtabileceğimiz insanlarla olmak isteriz. Arkadaşlar bu ihtiyacımızı giderebileceğimiz, durup biraz hayatın sıkıcılığına ara verdiğimiz bir mola gibidir.

3.Aklımız karıştığında, işler yolunda gitmediğinde birinin rehberliğine ihtiyaç duyarız.

Kimse mükemmel değil. Bazen işler içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor ve kendimizle baş başa bir kaosun ortasında kalıveriyoruz. Bir derdimiz olsa bile hayata devam etmek zorundayız ve bu süreçte arayıp derdimizi paylaşacak birine ihtiyaç duyabiliyoruz. Bazen birkaç dakikalık telefon görüşmesi kafamızı dağıtmamıza yardımcı oluyor ve işimize daha iyi odaklanmamızı sağlıyor. Arkadaşlarımız bu durumlarda bizim için iyi bir seçenek oluyor.

4.Son olarak, hedeflerimize ulaşmak için bir işbirlikçiye ihtiyaç duyarız.

Hayallerimiz ve hedeflerimiz var fakat birey olarak kırılgan ve zayıf hissediyoruz. İşleri yoluna koymak için başka birinin enerjisine ve yetilerine ihtiyaç duyuyoruz. Örnek olarak Emma Watson'ı ele alalım. Kendisi gerçek bir aktivist ve feminist ve onunla aynı fikirleri paylaşan, yani cinsiyet eşitliğini savunan insanlarla HeForShe kampanyası ve feminist kitap klübü olan Our Shared Shelf adlı organizasyonlar aracılığıyla bağ kuruyor. Fikirlerimizi hayata geçirmek için de bir iletişim ağına dahil olmak istiyoruz. Tek sesli olmak güçsüz hissettiriyor ve etkili olmadığına inanıyoruz.

Fakat gerçekten büyümek, başarılı olmak, mutlu ve pozitif kalmak istiyorsanız; birlikte zaman geçirdiğiniz insanları iyi seçmelisiniz. Arkadaşlığın, bir bakıma işbirliğinin ne demek olduğunu anladığınız zaman arkadaşlık ilişkisine olan bakış açınız değişecektir. Arkadaşlık önemsiz değildir. Ama siz de önemsiz değilsiniz.

Bazı arkadaşlık ilişkilerinizi bitirmeniz gerçekten arkadaşlığın ne demek olduğunu anladığınızın işaretidir.

kızlar için tavsiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin