Emir sinirle tamirci adamla konuşurken gülmemek için kendini zor tutan Neriman Teyze bana gözünün ucuyla bakıp hızla bakışlarını kaçırdı.
"Üzgünüm Emir Bey sorun büyük.Ancak yarın halledebiliriz.Kabloları baştan değiştirmem gerekecek gibi gözüküyor."
Öfkeli bakışlarını hızla bana yönelten karanlık adamın hareleri gece gece gevezeliği tutan adamın ağzından çıkanlarla daha da karardı.
"Sanırım yani şey..-"Cümlesini tamamlamayadan gardiyan gibi tepesinde dikilen adama kaçamak bakışlar attı.Oda devam et der gibi kafasını salladı."Biri bilerek kesmiş."
Küçük çaplı kahkaha atan Sevda'ya sinirle bakıp işaret parmağımı dudağıma götürüp sus dedim.
"Aman canım sende Emir!Akşam akşam ne diye adamı meşgul ediyosun.Yarın halledicekmiş işte.Gitsin evine çoluk çocuğu vardır adamcağızın.."
Mıyık mıyık çıkan ses tonumla öfkesi bir gram azalmadı.Yani pek de umudum yoktu zaten..
"Rıza bizim lojmanda kalıyor Hüma ve aileside yok."
Ah canım görümcem!!Ya sen beni aydınlatmasaydın..Ya ben bu bilgiler olmadan ölüp gitseydim..
Sinirle parmağımı sen görürsün der gibi sallayınca tamam sustum diye fısıldayıp elinle ağzına hâyâli bir fermuar çekti."Bizde sen öyle bağırınca birşey oldu sandık.Bu halimle beni yukarı çıkarttınya birşey demiyorum Emir efendi!!"
Tatlı bir stemle söylenen Neriman Teyzenin koluna Emir'in annesi girip odadan çıkarttı.Sevda'da hızlı adımlarla yangından mal kaçırır gibi odadan çıkmak için hamle yapıyordu ki"Sevdaa sen hani bana bişey anlatıcaktın.."deyip peşine takıldım.
"Kal orda!!"
Arkam dönük gözlerimi sıkı sıkı yumup sakinleşmeyi bekledim.Korkudan kalbim pır pır atıyordu resmen.Ne kıymetli malın varmış be!!Cimri adam!!
"Ben mi cimriyim?"
Sinirle tıslanan cümleyle bir gözümü açıp Sevda'ya baktım.Bunu yapmış olamazdım ama değil mi?Onaylar şekilde başını sallayan acımasız görümcemle tekrar kapattım iki gözümü.Son cümleyi dışımdan söyleyecek kadar ahmaktım ışte!!
"Sevda sen çık!!"
Canına minnet kız odayı terkettiğinde ben olduğum yerden kıpırdamadan beklemeye başladım.Beklemeye hevesli olmayan karanlık bir adamın kokusu burnuma dolduğunda bir an herşeyi unutup derin bir nefes aldım.
"Kokun çok güzel!"
Arkamdaki beden bir an duraksayıp afallayınca ben iç sesime saydırmakla meşguldum.
"Ya-yani denizle toprak karışımı güzel bir koku geliyor senden.Parfümünü ner-nerden alıyorsun onu merak etmiştim sadece...A-ama böyle kokan parfümler çok pahalı olur dimi?Benim zaten param yetmez alamam.Boşver sen sormadım-.."dakikalarca saçmalamaya hevesli çenemi susturan bir çift kolun aniden zayıf bedenimi arkadan sarması oldu.
Titreyen vücudumun sakinleşmesini bekledi bir süre.Kalbim sanki olduğu yeri terkedip birazdan dışarıda atmaya başlayacaktı.
"Ben parfum kullanmam afitap!"
Kulağıma sessizce fısıldanan son kelimeyle bütün vücudum ürperirken hızla kolları arasında dönüp ela harelerine baktım dikkatle.Ama nasıl?Neden?
Annemin benim için kullandığı o değerli kelimeyi..O nerden biliyordu!!
"Se-sen nasıl?"
Nasıl bu kadar zifiri bir adam bu kadar aydınlatabilirdi?Beni annem kadar tanıyabilecek biri daha..Aklıma gelenlerle hızla silkelenip kendime geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP(Sonbahar Serisi-1)
SpiritualitéSonbahar bir veda değildi aslında.O bir vuslattı.Topraktan gelen yaprakların yeniden toprağa kavuşması firak olurmuydu hiç.. Düşünene kitap..Görene levha! Sonbahar kadar sarı.. Lavanta kadar pembe.. Ve ıhlamur kadar hoş kokulu bir dünya.. Bir gün zi...