Şiddetli baş ağrısıyla gözlerimi açmaya çalıştığımda sanki dejavu yaşıyormuş hissi geldi.Aras'ın beni kaçırdığı zaman hatırıma geldiğinde gözlerimin tamamen açılmasıyla gördüğüm manzara sadece kaçırılma kelimesinin aynı olduğunu vurguluyordu.Boyası olmayan duvarlar, ve tozdan dolayı içime çektiğim her nefes öksürme hissi veriyordu.Ellerimdeki ve ayaklarındaki sancıyla sıkı sıkı bağlanan ipler varlığını hatırlatdığında derin bir nefes verdim.
Karanlık adam beni kurtaramamıştı.
Yada belkide öğrendiklerinden sonra kurtarmaya çalışmamıştı.."Demek sonunda uyandın."
Tiksindiğim ses kulaklarıma çalındığında hışımla başımı kaldırdım.Sert ifadesinden dolayı hiç birşey anlaşılmayan yaşlı ama dinç adam kapının önünde kollarını birbirine bağlamış ölüm vaad eden bakışlar atıyordu.Ondan korkmadığımı belli etmek için iki büklüm olduğum yerde doğrulup buz gibi bir ifadeyle bakmaya başladım.
Sert ve yeri gümbürdeten adımlarla yanıma gelip bir süre tepeden bakışlar attı.Sonra yavaş bir şekilde olduğum hizaya eğildiğinde yakınlığından rahatsız olup geriye doğru attım kendimi.
"Korkman gerekiyor farkındasın değil mi?"
Sormaktan çok tehdit eder bir ifadeyle konuştuğunda"Ben Allah'tan başka kimseden korkmam!"dedim.
Kendimden emin duruşum afallamasına sebep olduğunda birden çenemi tutup canımı acıtmak istercesine sıktı.
"Bak küçük kız senin gibi bir güzelliği israf edicek kadar vicdansız değilim. Sana zarar vermek istemiyorum. O yüzden hemen torunumun nerde olduğunu söylesen iyi edersin."
Elini daha çok sıkılaştırdığında acıyla inledim.
"Yoksa sana öyle acılar cektiririm ki bu çektiğin acıyı arar hale gelirsin."Simsiyah gözleri acaba kötülükten mi kararmıştı?
"Nerde olduklarını bilmiyorum.Bilsem de söylemem zaten."
Alaylı bir ifadeyle gülümsedi.Sonra birden yanağımda hissettiğim acıyla bedenim kalktığım zemine tekrar savruldu.Kalkmama fırsat bulamadan bu sefer karnımda hissettiğim sert tekmeyle acıyla olduğum yerde iki büklüm oldum."Halil!"
Kükreyişi depoda yankılandığında sert adım sesleri kulaklarımı doldurdu.
"Emir'i arayın!"
Karanlık adamı neden aramak istiyordu asıl karanlık sıfatını kendinde taşıyan bu adam?
Arama sesi sadece bir kez duyulduğunda hemen açtı karşıdaki kişi."Lan senin belanı s*k*cem.Ölmek için yalvarıcaksın.Karım nerde şerefine soktuğum!!"
Sesi bile güven veren bir adam..Daha dün görmeme rağmen sanki haftalardır görmüyormuş hissi, acaba birdaha hiç göremeyecek olmamdanmıydı?Ondan uzak olmak demek anneme yakın olmak demekti..
Ben annemi özledim karanlık adam..
Timuçin'in pis kahkahası depoda yankılandığında Emir kükremeye devam ediyordu.
"Ah Emir Ah.Senin bile bu hale düşmeni sağlayacak biri varmış baksana.Ne kadar yetenekli bir kadın.On parmağında on marifet."Neyi ima ettiğini anlamadığımda Emir oldukça iyi anlamış olucak ki telefonda bile herkesin korkmasına sebep olucak şekilde kükremeye devam etti.
"Güzel karını biraz hırpaladım kusura bakma.
Karnımdaki ağrı kendini hatırlattığında taze acı yeniden attığı tekmeyle ikiye katladı.Bu sefer şiddetli agrıyla çığlık attığımda "Dokunma lan ona!Onun saçının teline zarar verirsen gebersen bile mezarından çıkarır etlerini lime lime ederim!"diye kükredi bir kez daha.
"Hüma iyimisin?Hadi ses ver güzelim.Sakın korkma tamam mı!Bulucam seni.Sakın korkma."
Güzelim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP(Sonbahar Serisi-1)
SpiritualSonbahar bir veda değildi aslında.O bir vuslattı.Topraktan gelen yaprakların yeniden toprağa kavuşması firak olurmuydu hiç.. Düşünene kitap..Görene levha! Sonbahar kadar sarı.. Lavanta kadar pembe.. Ve ıhlamur kadar hoş kokulu bir dünya.. Bir gün zi...