Ve bir kız rüyasında yıldızları saydı..Nede imkansızdı saymak!
Tıpkı karanlık bir adama inanmak gibi...Tıpkı ona güvenmek gibi...********
Bir, iki, üç,
Geçen dakikaları, sırtımdaki derin acıdan dolayı geçemeyen dakikaları sayarken bin bir zorlukla gözlerimi araladım.Elimde ki ağırlıkla başucumdaki adamı farkettiğimde hasretten sızlayan küçük burnum toprak kokusunu içine çekti.Oysaki ben gördüğüm rüyalardan sonra bu kokuyu gerçek yerinde içime çekerim diye düşünmüştüm.
Elime sarılmış bir halde uyuyan adama bakıp iç çektim.
Yorgun göz altları günlerdir uyumadığını haykırıyordu.Karışmış saçları, solmuş yüzü bile onu çirkin göstermezken güzelliğini gören her gözden kıskandı iç sesim.Gücü biten elimi, güçlü ellerinden çekmek istediğimde birden irkildi.Hızla başını kaldırıp uyku mahmuru kan çanağı olmuş gözlerini kırpıştırdı.Tatlı haline gülümsediğimde ışık hızındaki elaları gözlerimi buldu.Şokla gözleri irileştiğinde gerçekliğini kontrol eder gibi tekrar gezindi üzerimde bakışları."Şükürler olsun."
Derin fısıltısı kulaklarımın içinde hoş bir müzik tınısı gibi yankılandı.
Kolları arasına alıp sıkıca sarıldı.Boyun girintime burnunu sokup derin bir nefes çekti içine."Ihlamur.."
Kaybından korkar bir tedirginlikle yeniden içine çekti.
"Şükürler olsun toprağa karışmadı kokun.Buradasın, yanımdasın.Seni koruyamadım.O kadar korktum ki gitmenden..O kadar gitmeye hevesliydin ki.."
Mırıltı halinde söylediği cümleler sanki başka alemden süzülüyordu odaya.Karanlığa tezat mavi bir hayal dünyasından beyaz umutları elleriyle toplayıp gelmiş bir adam kadar yorgundu sesi.
"Ben sensiz ne yapardım?Söylesene!Nasıl benim olmadığım bir yere tek başına gitmek istersin?"
Hışımla kalkıp sönmüş elalarını gözlerime dikti.
"Bir daha gitmeyi istemek yok tamam mı?"
Afallayan bir ifadeyle başımı salladım.
"Tamam."
Sinirle homurdanıp ameliyat yerime dikkat ederek tekrar kolları arasına aldı zayıf bedenimi.
"Yokluğunu düşünmek bile delirtti beni.Delirdim senin yüzünden!"
Sen zaten deliydin dememek için kendimi zor tuttum.
Olsun dedi arsız iç sesim..
Biz onu delide severiz.
Aklımdaki saçma tepinmelere kahkaha atmamak için kendimi zor tutarken yavaşça başımı çevirdim.
Gördüğüm manzarayla gözlerim şokla açıldığında titrek bir nefes çektim içime."Emiir"
Şaşkın fısıltım boş odada yüksek ses gibi etki bıraktığında dolan gözlerimle ışıklı yıldızlarla dolu tavanı seyrettim bir süre.Rengarenk bir sürü yıldız..
Rengârenk bir sürü umut.."Nasıl?Beğendin mi?"
Benimle beraber tavanı seyreden adama bakıp şakaklarımdan süzülen bir damla yaşa izin verdim.Sevinç gözyaşlarıyla ıslanıyor sayfamız..Sende farkında mısın Emir?
"Ço-çok beğendim.Gerçek gibi.."
Sevgin karanlık adam, gerçek gibi..
Nergis kadar, elma şekeri kadar..Kokun toprak kadar, kokum ıhlamur kadar..
Yavaşça elime uzanıp dudaklarına götürdü.Varla yok arası bir öpücük kondurup, saçlarının üzerine koydu."Saçlarımı okşarmısın?"
İsteği o an tek arzum olduğunda titrek elim yıllardır bu anı bekliyormuş gibi hevesle hareketlendi.Yumuşak saçlarının arasından geçirdiğim parmaklarım, koşmaktan yorulmuş bir çocuğun ağaç gölgesi bulmuş olması gibi mutluydu.Rahatlamıştı.Dinlenmişti.
Sadece ona iyilik yaptığımı düşünen karanlık adam ne kadarda saftı..Hiç küçük ama cadoloz Hüma menfaati olmayan bir iş yaparmıydı?
"Yapardı"dedi iç sesim."Söz konusu oysa yapardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP(Sonbahar Serisi-1)
EspiritualSonbahar bir veda değildi aslında.O bir vuslattı.Topraktan gelen yaprakların yeniden toprağa kavuşması firak olurmuydu hiç.. Düşünene kitap..Görene levha! Sonbahar kadar sarı.. Lavanta kadar pembe.. Ve ıhlamur kadar hoş kokulu bir dünya.. Bir gün zi...