Aşk dedikleri bu mu?
Görülmeyen..Hissedilmeyen,
Acı veren ama unutulmayan,
Hep hatırda kalsın istenilen..Aşk;
Fedakârlık, yalnızlık, umut, hayal kırıklığı, kalp sancısı, bolca gözyaşı, çokça hayal..Aşkın tanımı yoktur ki..
Herkesin aşk'ı başkadır çünkü.Kimine göre mutlu bir son..Kimine göre mutlu bir sonsuzluk,
Kimine göre mutsuz bir son..Kimine göre mutsuz bir tecrübe..Aşkın tanımı sonsuzluk..
Sonsuzluğu tanımlayamazsın azizim..Aşk;
Gökyüzündeki yıldızların sayısı..**************
Dünya sonbahar'a veda ediyordu.
Sonbaharın son günü...Ama yine sonbahar..Benim sonbaharım...Kaybolan baharım,veda ettiğim çiçekli günlerim..Bugün günlerden Cuma..Müminlerin bayramı..Annemin bayramı..En sevdiğine kavuştuğu an..
Karanlık bir gece, oyuncak diye tutturan şımarık küçük bir kız.
Ve sonra..Büyük bir gürültü..Can havliyle yavrusunun küçük bedenini koruyan bir melek..Benim annem..
Zeynep Soydan..
"Ben burdayım anne.Bıraktığın sokak arasında.Bak işte son nefesini verdiğin bu dar sokakta tam on yıl önce beni bıraktığın yerde seni bekliyorum."
Beklemek..Vuslat olursa güzeldi.
Ve neyseki sonsuz bir vuslat bizi bekliyordu."Beni koruduğun, benim yüzümden öldüğün bu yerde seni bekliyorum anne!!Ne zaman gelicem yanına?"
Arkadan bedenime sarılan güçlü kollarla her yıl yaptığım gibi hıçkıra hıçkıra ağladığımda çaresizliğime şahit oldu eski duvarlar.
"Ablam ben varım."
Ben varım derken koca adam varlığını unuttuğumdan mı şüpheleniyordu acaba?"Sen varsın ablam.Sen iyiki varsın."
Sesli hıçkırıklarıma sessiz göz yaşları eşlik etti.
"On yıl oldu Emre.Bizden gideli on yıl..Ama asla gitmeyeli koskoca on yıl..Ve senin güçsüz ablan hala daha büyüyemedi!"Daha sıkı sardı kollarını büyüdüğünü hatırlatan koca adam.
"Sen hep büyüktün abla!Annemin gittiği gün kocaman oldun sen."Tesellisine kurban olduğum..
"Yine mi burdasınız siz?!"
Tamamlanan kucaklaşmamıza hüzünlü bir gülümseme armağan ederken aynı bizim gibi gelmiyormuş gibi yapan ama her yıl buraya gelen can dostuma baktım.
Ve Rabbim bana öyle nimetler vermişti ki..Dünyanın bütün servetide sizde olsa asla elde edemezdiniz. .
************
Sözleştiğimiz saatte evden çıkmak için dolaptan trençkotumu aldım.
"Nereye gidiyorsun?"
Duyduğum kalın sesle duraksamadan örtümü bağladım özençsizce.
"An-annemin mezarına."Ve sen anne gittiğinden beri kekeleyen bir kelime bıraktın ardinda..
"Tamam ben seni götürürüm."
Zaten itiraz edicek mecalim olmadığı için hızla onaylayıp odadan çıkmak için hareketlendim.Kolumdan tuttuğunda hızla bedenimi güçlü kolları arasına aldı.Teselli vermek istedi belki..Belki yanındayım demek istedi.Üç nokta bıraktı ardında ve sen tamamla dedi.
"Bir tek sen kaybetmedin afitabım..Bazı insanların öyle kayıpları vardır ki anlatsalar kendi derdini unutur onların derdine ağlarsın."
Sanki kendi derdiymiş gibi başka insanları sahiplendiğinde, artık bana karşı hissizlik indirmediği elalarına baktım.Hatta birtek bana karşı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP(Sonbahar Serisi-1)
SpiritüelSonbahar bir veda değildi aslında.O bir vuslattı.Topraktan gelen yaprakların yeniden toprağa kavuşması firak olurmuydu hiç.. Düşünene kitap..Görene levha! Sonbahar kadar sarı.. Lavanta kadar pembe.. Ve ıhlamur kadar hoş kokulu bir dünya.. Bir gün zi...