25.Bölüm

1.7K 110 6
                                    


"Geceler sabah mı oldu Emir?"

Bu evet cevabı almak isteyen küçük kızın umutlarının sesiydi.

"Geceler sabah olmadı Afitap.Sen karanlığıma ışık tuttun."

Bıkkınca söylendi genç kız;
"Benim küçük ışığım yetmez ki senin zifiri dünyana!"

Yetmemiştide zaten...

**************

Aynada üzerimi süzüp memnuniyetle gülümsedim.Güzel olmuştu sanki.Bir hafta sonraya ertelenen akşam yemegi için her ne kadar katılmak istemesemde Emir'in itiraz istemeyen sözleriyle hazırlanmak zorunda kalmıştım.
Aynadaki yansımamı süzüp elim istemsizce dudaklarıma gittiğinde gözlerimi sıkıca kapatıp hayalime gelen sahneleri kovaladım.Benimle biraz olsun sohbet etmeye çalışan, gözlerine arada serpişen güzel hisler veren duygularla bana bakan bir adama alışmaya çalışıyordum.Kırılmaya alışmış bir kız tekrar kırılmaktan mı korkuyordu acaba?

Alışamamış demekki..

Fazla vaktim olmadığını hatırladığımda hızla küçük çantamı kontrol edip komidinin üstünden telefonumu alıp içine attım.Koşar adımlarla aşağı inip bahçeye çıktığımda beni beklediğini anladığım adam saatine bakıp binmem gereken arabayı gösterdi.
"Hüma hanım fazla vaktimiz yok.Gideceğimiz yer çok uzak değil ama geç kalmayalım isterseniz."

Açtığı kapıdan içeri girip oturduğumda oyalanmadan arabayı çalıştırıp garajdan çıktı.Sessiz ortamı bölen telefon sesiyle"Buyrun Emir Bey"dediğinde vücuduma yayılan ürpertiye engel olamadım.

Dikiz aynasından oturduğum yeri kontrol edip hızla bakışlarını ateşe değmiş gibi tekrar yola odakladı.

"Evet Hüma hanımla geliyoruz.Herşey yolunda."

Telefonu kapatıp müziği açtığında artık yavaş yavaş sonbaharı uğurlayan kurumuş ağaçlara bakmaya başladım.Yazın yeşili kucaklayan dallar, kışın ateşi kucaklıyordu.Sonra yine yeşili...Hiç insanın aklına gelmiyormuydu acaba?Kurumuş bir odunu hem yeşerten hemde meyvelendiren kim olabilir?

Geliyordu elbet ama içimiz aklının sesini nefsiyle susturan binlerce insanla doluydu.

Duran arabayla düşüncelerimden sıyrılıp etrafa bakındım.Oldukça lüks bir restoranttı.Oyalanmadan arabadan indiğimde etrafıma bakınmaya başladım tanıdık bir yüz görürüm umuduyla.Odağıma giren keskin elalarla büyük adımlarla bana doğru gelen adamı seyrettim.Siyah takım elbisesi doğal haliyle parmaklarıyla geriye yatırdığı belli olan siyah saçları..Allah'ım nefes kesici bir görüntüsü vardı.

Oda beni koyulaşan bakışlarla baştan aşağı süzüp gözlerini kıstı.
"Şimdi ben seni nasıl bir sürü adamın arasına sokayım sen söyle !!"

Sitemli sözleriyle hayal kırıklığıyla üzerimi süzdüm.Krem uzun bileklerimin biraz üstünde birşey giymiştim.Ne vardı sanki bu kadar kalbimi kıracak!!Acımasız adam..

"Beğenmiyosan bende gelmem o zaman.Sizin ortamınıza uygun değilsem neden beni çağırdın ki?Hem evime gidip bende sessiz sakin-"titrek sesime daha fazla tahammülü yokmuş gibi hızla bedenimi yanına çekip belimden tuttu.Girişe doğru ilerlerken yüzümü süzen elalara aldırmayıp etrafa bakınmaya başladım.

"Bide çocuk gibi trip mi atıcaksın?"

Alıngan bir ifadeyle dudak büküp omuz silktim.
Derin bir iç çektiğinde heybetli bedenine baktım gözümün ucuyla.
"Anlamıyorum afitap çok mu safsın yada çok mu kurnazsın gerçekten anlamıyorum!!"

AFİTAP(Sonbahar Serisi-1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin