Güzel günlere açılan kapı..

21 1 0
                                    

Bu sözleri yüksek sesle söylemek ister miydim bilmiyorum ama kısa bir zaman önce tüm bunları düşünmeden söyledim gitti. Onun gözünde nasıl gözüktüm hiç bilmiyorum. Şuan utandığımı anlamaması için bir bahane lazım onu biliyorum.

+ Şimdi siz o yatağa uzanıyorsunuz, oturmuyorsunuz.

- Sen ne yapacaksın o...

+ Sonrasında ne yaparım bilmiyorum ama önce hava almam gerekiyor.

- O domates rengi yüzünle zaten önce hava alman gerekir. Ben sonrasını sormuştum ama sende bilmiyorsun. Peki ben biraz dinleneyim dediğin gibi.

Domates mi ?
Neden benim her zorda olduğum durumu inatla yüzüme vuruyor bu adam ?
Kedinin fare ile oynaması misali resmen oynuyor insanla. Şeytan diyor onu orada öylece...neyse o şeytan ona bu düşündüğümü yapmayacağımı da bilsin. Onu korumak için bu saatten sonra gerekirse çok şeyi göze alacağım.

Kapıdan çıkar çıkmaz kapatıp sırtımı bir süre yaslayıp nefes aldım. Sanki içeride oksijen denen meret bitmiş tükenmiş de bu durumdan zar zor kurtulmuş gibi hissediyorum.

İnsanlar gelmeden yavaş yavaş  bahçeye doğru ilerledim.
Tertemiz sabah da , belki şuan yanında olmak için can attığım o adamla beraber bu hastanede yalnızdık.
İnsanların olmadığını söylemiyorum ama kendi hikayemizde yalnızdık sanki. Onu ben , beni de o anlıyordu çünkü.
Hep böyle olmaz mı zaten ?
Kim seni anlıyorsa aslında o kişiyle iletişimin güçlüdür sadece. Gizlidir belki fark edemeyenleriniz vardır. Bende yeni yeni anlıyorum birşeyleri.
Keşke önceden yaşasaydım da diyemiyorum. Ben bu adamı tam zamanında bulmuşum aslında diyorum sadece...işte dediğimin diyeceğimin hepsi bu...bu kadar.

Gözümü kapattım. Bir süre bankta oturup rahatlamayı başarmıştım sonunda. Hava da biraz rüzgar biraz sıcak esiyor ki insanları kendine getiriyor sabah sabah. Beni de...benim gibi olanları da eminim iyi ediyordur.
Tüm bunları aklımdan dizi dizi geçirirken kolundaki saate takıldı gözüm. İşin aslı yaklaşık 20 dakikadır dışarıda olduğumu yeni fark etmiştim. İçeri geçme vakti gelmiş. Beyfendi de uyumuştur umarım ki bende heyecansız , dertsiz , tasasız uzanırım yanıbaşında. 

Odasının kapısını yavaşça aralamıştım. Gözleri kapalı, camın tarafına doğru dönmüş uyuyordu.
En azından öyle gözüküyordu.
Ben de şuraya oturup biraz dinlensem iyi olacak. Güç toplamam gerek. Bugün için bundan sonraki günler için sanırım bir dinlenmeyi hak ediyordum.

...

Çalan telefonum ile koltuktan bir anda sıçramıştım. Ve Luhan'a da rahatsızlık vermemek açısından kim olduğuna bakmadan kafamı koltuğun kenarına eğip sessizce açmıştım.

+ Alo

- Uyandırdığım için özür dilemem çok normal bir hareket olurdu. Ben uyandığın için teşekkür ederim.
Biraz daha öyle uyumaya devam etseydin...ben..

+ Luhan Bey!

- Zorunda kaldım.

Kafamı çevirip yatağının olduğu tarafa döndüm. Ama o tam koltuğun önünde bulunan masaya oturmuş , kulağındaki telefon ile bana bakıyordu.

+ Benimle oynamak bu kadar eğlenceli mi ?

- Hiç

+ Ya da telaş yapmam sizin hoşunuza mı gidiyor ?

- Asla

+ Ne bu şimdi kısa cevaplar ile mi devam edeceksiniz ?

-  Sana son sorunu sormamıştım hatırladın mı ?

+ Cevabını aldım demiştiniz ama.

- Sorumu sormadım ama cevabı sen kendin verdin. Ben sorumu sormak istiyorum.

+ Neymiş ?

- Bana , bir patron olarak değil bir sunbae olarak değil bir insan olarak da değil...ben olarak , ismimle seslenir misin ?

+...

- Bundan sonrasında...belki ofiste değil ama bu gibi zamanlarda , bizi dinleyen şeylerin insan olmadığı zamanlarda mesela eşyaların, duvarların huzurunda bana eşit bir sıfatla , ismimle seslenir misin ?

+ Luhan Bey...

-...

+ Benden istediğiniz en zor şey bu desem bana inanır mısınız ?

- O zaman bir dakika , senden benim sana sarf ettiğim onca söze rağmen yeniden asistanım olmanı istiyorum.

+....

- Bak , gördün mü ?
Senden önceki istediğim şey bu son istediğimden kolay bir şey oldu artık.
Artık senden istediğim zor birşey , yeniden asistanım olman.
Bana adımla seslenmen de kolay şey oldu.

+ Lütfen...

- Lütfen....senden bunlara şimdi karar vermeni istemiyorum. Sadece doğru karar ver istiyorum. Hepsi bu. İnan bana hepsi bu.

+ Doğru olan şeyleri yaşadığımız zaman bu konuyu düşünürüz. Ama şimdi değil.

- Yanlış olanın ne olduğunu söyle doğruyu beraber bulalım. Daha kısa sürecektir.

+ Bu işte...sizin şuan böyle oturuyor olmanız yanlış. Bana hala laf yetiştiriyor olmanız yanlış. Doğruyu bulalım mı ?

- Kaçmak....sende bu yanlışı yapma ki doğruyu bulalım. Benden, yaşadıklarımızdan, olacaklardan kaçma.

+ Ben kaçmıyorum. Korkuyorum o dediğiniz olacaklar olmasın istiyorum. Ne siz ne ben ne de bir başkası zarar görecek diye korkuyorum. Adım atamam. Adım da beklemiyorum. Sadece çabanız için endişeleniyorum. Yapmayın...lütfen.

- Açıkla o zaman. Başkasına ya da kendimize zarar verecek ne yapabiliriz ki biz ?

+ İşte Luhan...yapma. Sadece dur olur mu ? Dur ki bazı şeylere engel olabileyim.

- Yine de sadece adımı, senden duymak güzel.

+ Şimdi gerçekten uyuyun olur mu ?

- Gerek kalmadı çünkü Baekhyun gelmiş. Artık çıkabilirim. Evimden başka bir yerde uyumak istemiyorum.

Biz konuşurken Baekhyun Bey ve yanında Luhan Bey'in evinde çalışan o amca kapıyı yavaşça açıp içeri gelmişti.

~ İn Ha ben çıkışı aldım. Luhan'ı evine götürelim. Sonra da ben seni evine bırakayım.

+ Gerçekten gerek yok ben kendim giderim. Siz onu güzelce evine götürün. Ben biraz yürüsem iyi gelecek.

- İn Ha !

+ Luhan Bey açıkladım ya yürümek istiyorum. Hastaneye çok uzak değil. Evim iki arka sokakta zaten size arabaya kadar yardım edeyim. Giderim.

~ Bu hiç olmadı ama sen bilirsin. Çok da ısrar edemiyorum malum bu taş çuvalını da taşımam gerek.

- Baekhyun ben daima böyle kalmayacağım dostum. Biliyorsundur zaten de ben bir hatırlatayım dedim.

~ Amca sen şunları al. Ben onu tekerlekli sandalyeye oturmasına yardım edeyim. Dostum kalk .

Baekhyun Bey ve benim de az az desteğim ile yavaş yavaş tekerlekli sandalyeye oturtmuştuk onu. Artık resmen geçip bitmiş gözüküyordu herşey. Diyorum ya sadece gözüküyordu. Belkide devam ediyordu bu gizli savaş. Belkide ona bunu yapanlar şuan bizim hastaneden çıkışımızı izliyordu. Belki de başaramadıkları o şeyi....yeniden deneyeceklerdi.
İşte benim bundan sonrasında onu yalnız bırakmamak için elimden geleni yapmam lazım. Her anında yanında olmazsam onu bu ve benzeri kötü olaylardan koruyamam. İşte bu yüzden bir karar verdim. Yine zor ama vermem gereken bir karardı bu.
Dilerim güzel günlere açılan güzel bir kapı olur bu kararım.

Kelebek BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin