Eve gelene kadar hiç konuşmadan yürüdük. Ne benim konuşmaya cesaretim vardı ne de onun gücü.
Kırgındık biz,birbirimize kırgındık. Hani derler ya herkesi beraber yenebilecekken birbirimize yenilmiştik biz.
İki dakika konuşsak halledebilirdik,ama halledememiştik işte.
Ben yılların yorgunluğu yaşıyordum o ise yıllarca dost bildiği kızın aşkı altında eziliyordu.
Ben seviyordum,o ise buna alışıyordu sadece. Sevmeye başladığını sanması yalandı çünkü aşk onun iki günde hissedemeyeceği kadar güçlüydü.
Kapıyı annem açtığında gülümseyerek bize baktı. "Hoşgeldiniz gel içeri Kuzey." İzin istercesine bana baktığında omuz silktim.
Belki bencil,belki hiçbir şeyden mutlu olmayan bir kız gibiydim. Ama tek yaptığım korkmaktı. Sevgisine inanıp bağlanıp yıkılmaktan korkuyordum.
İçeri girdiğimizde sıcak evimin kokusuyla huzurla gülümsedim. Bazen olurdu ya durduk yere mutsuz hissederdik.
Soranlara ise vereceğimiz cevap olmazdı.
Efe odasından gülerek çıkıp kollarını açtı ve ikimize de sarıldı.
"Ne oldu bu manyağa?" Annem gülerek yanağımı sıktı. ''Bugün böyle geziyor etrafta bilmiyorumki."
Hemen ikisinin yanına gidip Efe'nin omzuna vurdum. ''Irmak'la ilgili mi?"
Efe hevesle kafasını sallayıp ikimize aynı anda sarıldı. Kuzey'le oldukça yakın olduğumuzdan kokusu burnuma doldu.
İrkilerek onlardan ayrılırken gözlerindeki hayal kırıklığını saniyelik olsa da yakalamıştım.
"En azından yeşil ışık yaktı." Gülümseyerek ona sarıldım.
Hepimiz Efe'nin odasına geçip yatağa dizildiğimizde Efe sırıtarak telefonuyla oynarken Kuzey bakışlarını bana dikmişti.
Ne var manasında kafamı salladım. Yanıma gelip oturduğunda bakışlarımı yüzüne çevirdim.
"Afra neden böyle yapıyorsun?" Sevdiğim çocuğun bakışlarında ki yoğunluk artık beni yorarken elinden tutup kaldırdım.
Odadan çıkıp balkona geçtik. "Sen sadece çocukluğunu kırmak kaybetmek istemiyorsun Kuzey. Sen beni değil çocukluğunu seviyorsun. Seni seven Afra'yı seviyorsun. Bir gün benden sıkılıp bırakacaksın ya da kırmamak için tahammül edeceksin ben bunu istemiyorum." Arkamı dönecekken kolumu sıkarak beni durdurdu.
Sesini yükselterek konuştuğunda hızla içeri baktım. Şu anlık odaya giren yoktu.
"Seviyorum diyorsun,kaçıyorsun. Ne bu böyle benden nereye kadar kaçacaksın. Sevmemi istedin evet belki senin sevdiğin kadar değil ama seviyorum ben seni. İzin ver daha çok seveyim. Ya izin ver mavilerin karışsın harelerime."
Dolu gözlerle onu izledim. Ne kaybederdimki.
Seviyordum.
Seviyordu.
"Haklısın. Kaçmayacağım. Ama beni üzersen Efe'yi üstüne salarım. "Gülüp sarıldığında bende huzurla gülümsedim.
Özlemişim malı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY TENİNDE
Humor0545****:Selam güzelim seni üzerim Kuzey:Yalnız ben erkeğim 0545*****:Ha doğru o zaman selam hayatım ben belalın