Söylenerek odamdan çıkarken bir şeye çarpıp çığlık atarak geriye kaçtım
Evde yalnızdım ve Stefan hayatım canlanıp gelmediyse her şey korkunçtu.
Sırıtan Kuzey'i görüp şaşkınlıkla ona baktım. Karşımda olduğunu idrak edince sinirle ayağımı yere vurdum.
"Ya hastasın sen hasta,bunun tam olarak hangi kısmını anlamıyorsun?" Kuzey sırıtarak belimden sarıldığında somurtsam da bende sarıldım.
Hadi ama sarılıyorum şurada.
"Nasıl geldin buraya yarana bir şey olacak geç otur şuraya." Annemin yeni aldığı koltuk takımına bir şey olmasın Allah'ım ne olur duamı hızlıca yapıp Kuzey'in yanına oturdum.
"Sevgilimi özledim geldim." Yumuşayacak gibi olsam da dudaklarımı birbirine bastırdım.
Hasta hasta buraya kadar kim bilir nasıl gelmişti?
"Canın çok yanıyor mu?" Yarasına kısa bir bakış atıp gülümseyerek bana döndü. "Senin yokluğun kadar acıtmıyor."
Odama girmeden kolumu tutup yanına çekti. "Kızdın mı ?" O böyle yumuşak konuştuğunda yukarı kıvrılmasına engel olamadığım dudaklarımı tutmaya çalıştım.
"Sinirliyim!" Kuzey tekrar gülüp ellerini belime yerleştirdi. "Emin misin?"
Ellerini itip salona geri döndüm. Tepsiyi sonunda fark edebildiğinde gözleri parladı.
"Bana çikolata mı getirdin, hep kaza geçirme isteği uyandırma Afra." Gülerek tepsiyi önüne uzattığımda yemeye başladı. *********
"Afra gel buraya geberteceğim seni." Çığlık atarak parmağımı çektiğimde bir kahkaha sesi duydum.
"Parmağım kopuyordu manyak." Efe sadistçe gülmeye devam ettiğinde anne diye çığlık atmaya başladım.
Günlüğünü okudum diye beni öldürmek istemesi saçmaydı.
Ne var yani kirli çamaşırlarını öğrendiysem?
Annem odamın kapısına gelip muhtemelen Efe'ye terlik atmisti çünkü bir ciglik sesi duymuştum.