Söylenerek odamdan çıkarken bir şeye çarpıp çığlık atarak geriye kaçtım
Evde yalnızdım ve Stefan hayatım canlanıp gelmediyse her şey korkunçtu.
Sırıtan Kuzey'i görüp şaşkınlıkla ona baktım. Karşımda olduğunu idrak edince sinirle ayağımı yere vurdum.
"Ya hastasın sen hasta,bunun tam olarak hangi kısmını anlamıyorsun?" Kuzey sırıtarak belimden sarıldığında somurtsam da bende sarıldım.
Hadi ama sarılıyorum şurada.
"Nasıl geldin buraya yarana bir şey olacak geç otur şuraya." Annemin yeni aldığı koltuk takımına bir şey olmasın Allah'ım ne olur duamı hızlıca yapıp Kuzey'in yanına oturdum.
"Sevgilimi özledim geldim." Yumuşayacak gibi olsam da dudaklarımı birbirine bastırdım.
Hasta hasta buraya kadar kim bilir nasıl gelmişti?
"Canın çok yanıyor mu?" Yarasına kısa bir bakış atıp gülümseyerek bana döndü. "Senin yokluğun kadar acıtmıyor."
Bunu alıp yoğura, yoğura sevmek gerekiyordu.
Yanına oturup başını kucağıma çektiğimde ikiletmeden yattı. Gülümseyerek saçlarıyla oynamaya başladım.
Kucağımda mayışmaya başladığında kafasini yastığa koyup kalktım. Ne var? Annem görürse ah benim bebeklerim deyip üzerimizi örter mi sanıyorsunuz?
Komik olmayın anam.
Efe'den gizli tuttuğum abur cubur zulamdan birkaç çikolata alıp ıhlamur yapıp tekrar Kuzey'in yanına gittim
Evet kaza yapan birine ıhlamur iyi gelmezdi ama ben eğlenilecek değil evlenilecek kızım imajı çiziyordum.
Yavaşça dürtüp uyanmasını beklediğimde bana arkasını dönüp uyumaya devam etti.
Sinirle omzuna geçirdiğimde homurdanarak uyandı.
Sırıtarak ona baktığımda o da sinirle bana karşılık verdi. Bir süre sonra sırıtmaya başladığında gerildim.
Niye gülüyor bu şimdi ?
"Karşılıksız bırakmam biliyorsun değil mi?" En fazla ne yapabilir ki diye düşünürken elindeki telefonumu görüp korkuyla öne atıldım.
Deren ve Irmak'la çekildiğimiz saçma sapan resimler ve ifşalarım tek tek gözümün önünden geçerken Kuzey'in kafasını bile kopartabilirdim.
Kahkaha atmaya başladığında çok geç kaldığımı anlayıp hüzünle yere oturdum.
"Ne gördün?" Deren'le çekildiğimiz benim yatakta ters yatmış yorgana sarılarak verdiğim saçma pozlara bakıyordu.
Telefondan bir resim daha gösterdiğinde sinirle dizine vurdum.
Beyefendi pek de hasta gibi değildi.
Ona getirdiğim tepsiyi bırakıp sinirle odama giderken gülerek peşimden ayağa kalktı.
Odama girmeden kolumu tutup yanına çekti. "Kızdın mı ?" O böyle yumuşak konuştuğunda yukarı kıvrılmasına engel olamadığım dudaklarımı tutmaya çalıştım.
"Sinirliyim!" Kuzey tekrar gülüp ellerini belime yerleştirdi. "Emin misin?"
Ellerini itip salona geri döndüm. Tepsiyi sonunda fark edebildiğinde gözleri parladı.
"Bana çikolata mı getirdin, hep kaza geçirme isteği uyandırma Afra." Gülerek tepsiyi önüne uzattığımda yemeye başladı.
*********"Afra gel buraya geberteceğim seni." Çığlık atarak parmağımı çektiğimde bir kahkaha sesi duydum.
"Parmağım kopuyordu manyak." Efe sadistçe gülmeye devam ettiğinde anne diye çığlık atmaya başladım.
Günlüğünü okudum diye beni öldürmek istemesi saçmaydı.
Ne var yani kirli çamaşırlarını öğrendiysem?
Annem odamın kapısına gelip muhtemelen Efe'ye terlik atmisti çünkü bir ciglik sesi duymuştum.
Keyifle sırıttım kapım hızla açıldığında şokla anneme baktım. "Diğer odanın anahtarını aldım."
Eh en azından annem büyücü değildi. Ayağındaki diğer terliği bana fırlattığında bu sefer ben çığlık attım.
"Efe yardım et." Bir gülüş sesi duyduğumda gözlerimi devirdim. Bu mal niye hep gülüyor?
Tayfa mayfa
Afra:Yaşıyorum bu hayatı
Nasılsınız bakalım? İstanbul depremi oldu umarım iyisinizdir dikkat edin sizi çok seviyorum 💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY TENİNDE
Humor0545****:Selam güzelim seni üzerim Kuzey:Yalnız ben erkeğim 0545*****:Ha doğru o zaman selam hayatım ben belalın