"Stefan Salvatore New Orleans'da ve seni bekliyor !"

1.2K 69 146
                                    

Bölüm22
~Rebekah~
Gözlerimi elimde titreşen telefonun iğrenç sesinin kulaklarıma dolmasıyla açmıştım.

Ah ne şahane, güne ne kadar da güzel başlamıştım böyle !

"Efendim ?"

"Elijah'a söyle, Katherine ve Caroline'yı biran önce kır evine götürsün."

"Peki ya ben ?"

"Geçen sefer sen götürdüğünde başımıza neler geldiğini hatırlamamışa benziyorsun kız kardeşim, ayrıca sana burada ihtiyacım var. Hatta şuan elimde senin için güzel bir hediyem var, seviceğini düşünüyorum."

"Gerçekten mi, Nik ? Nedense senin o çok güzel hediyelerin benim hayatımı cehenneme çevirmekten başka hiç bir işe yaramıyor, bu yüzden o çok güzel hediyeni (!) benden olabileceğince uzak tut !"

"Hadi ama Bekah, belki bunca zaman sana iyi bir abi olamadım ama artık bir baba adayıyım senin için güzel bir şeyler yapmama izin ver."

"Sesindeki iğrenç şeytansı kokuyu burdan bile hissedebiliyorum, abicim (!)."

"Belki biraz plan içeriyor olabilir, bunun ailemiz için olduğunu unutma. Elijah şimdiye orda olmuş olmalı, Caroline, Katherine ve Elijah'ı geçir ve Freya'yı da alıp buraya gel."

Konuşmama fırsat bırakmadan telefonun kapanma sesini duymuştum. Klasik Klaus Mikaelson'du er yada geç istediği olurdu güzellikle yada zorla. Ama bu sefer kabul etmeliydim ki bu süprizi ben bile merak ediyordum. Aşağı indiğimde Freya salondaki yanan şömineyi dikkatle izliyordu.

"Elijah geldi mi ?"

"Evet, hızla yukarı çıktı ve seninle bir yere gitmemiz gerekiliymiş. Ne ol..."

Cümlesini bitirmesini izin vermeden araya girmiştim ve indiğim merdivenleri tekrar çıkmaya başlarken ona cevap vermiştim.

"Neden olduğunu bende bilmiyorum, Freya."

Yavaşça kapıyı tıklattım ve Carolinen'ın sesini duymam ile içeriye girdim. Yatakta oturmuş televizyona bakıyordu, gözüme çarpan ilk şey ise yatağın üstünde asılı olan muhtemelen Klaus'un elinden çıkmış harika güzellikteki tablo olmuştu. Tabloya bir kaç saniye baktıktan sonra gözlerim Caroline ile buluşmuştu, Mikaelson ailesindeki herkes sonsuz aşkını bulmuştu. Elijah, Katherine ile mutluydu, Klaus'un hayatını her daim güzelleştirecek biri vardı. Üstelik mucizevi bir bebekleri olacaktı, ben ise hayatımda hiç bir zaman sonsuz aşkımı bulamamıştım. Freya ile hiç bu konuyu konuşmamıştık ama şu 1000 yıllık hayatımı kısa bir süre göz önümde bulundurduğumda Mikaelson kadınlarının aşk konusunda lanetlendiğini düşünmek çokta yanlış sayılmazdı. Gözümün önümde ki parmağın hareketi ve kulağıma gelen "şık" sesiyle düşündüğüm düşünceler yok olmuştu.
Caroline artık televizyonu süzmek yerine beni süzüyordu, ona gülümsedim.

"Gidemediğimiz kır evine Katherine ile beraber gidiyorsunuz."

"Harika, bu yolculuğun bu sefer eğlenceli olacağını sanıyorum. Kız kıza sen ne dersin ?"

"Üzgünüm ama Klaus kesin bir dille benim burda kalmam gerektiğini ve sen ile Karherine'ni, Elijah'ın bırakıcağını söyledi."

Kurt KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin