Ikili meraklı ve endişeliydi.
Belda mı Kayla mı bilemiyorlardı.- Senin aklındaki ne?
Nehir üzerinden şaşkınlığını zorla attı.
-kayhaan. annenin arkadaşı, bir akrabası ne biliyim bir tanıdığı falan yok mu?-ender annem ve babam evlendikten sonra tüm ilişiklerini kestirmiş.
-nasıl olur? yani telefon var internet var?
-ne telefonlar aynı ne adresler nehir. araştırdım. üstelik annem hiçbirinin isimlerini bana söylemiyor. onlara zarar gelmesinden korkuyor. bir hasretlik var ki içinde onu yiyip bitiriyor.Nehir büyük bir nefes verdi.
-ee ne yani?
Aklındaki neydi.
-kayhan..
-hı?
-annem..
-eee nehir?
-annem anneni tanıyor..
Kayhan anlamayarak baktı. ne alakaydı. annesini tanıyan biri?
-annemi? ne ne nereden tanıyor?
-bilmiyorum. annem geçenler de bana "belda kıray diye birini tanıyıp tanımadığımı sordu. ben annenin adını ayşen diye biliyordum zaten.
-eee?
-yengen bugün annenden belda diye bahsedincee anneme sordum nereden tanıyorsun diye.
-nereden tanıyor?
Kayhan merakla bakıyordu nehire.
-bilmiyorum kayhan. "belki aynı Beldadan bahsetmiyoruz" dedi dayım. annem de "diğer adının ayşen olduğunu söyledi.-inanmıyorum. benim annemi nereden tanıyorlar?
-belda ayşen Kıray ve kayla Kıray.. işte çözüm bu isimlerde kayhan.
-halamla mı annemle mi ilgili.-belki ikisiyle de ilgisi var.
Derin bir of çekti ikili. balkondan karşıya bakarken yanyana oturuyorlardı.
Nehir sıkıntılı bir ses tonuyla konuştu.-sona yaklaşıyoruz galiba..
******
Eymen şantiyeye vardığında düşünceli bir haldeydi. bu şekilde işe odaklanamayacaktı. neredeyse nehirin Beldaya ulaştığını sanmıştı. sahi ne zaman bulabileceklerdi beldayı. senelerin özlemi ne zaman biteceki. belki yaşamıyordu bile?
Ahmetin emanetine sahip çıkamamanın verdiği huzursuzluğu, vicdan azabını ne zaman atacaktı üzerinden. kardeşi yerine koyduğu ahmetin emanetine sahip çıkamayacak kadar acizdi eymen. hep bu düşüncelerle kendini yiyipbitiriyordu. buna ne zaman son verecekti.
Eymen bu düşüncelerle boğuşmak istemedi daha fazla. çekmeceyi açtığında dosyalarını çıkartıp önüne koydu. nakliye evrakları daha gelmemiş miydi?! Gelmiştide eymen mi bulamıyordu. çekmeceyi didiklerken eline geçen fotoğrafla durdu.
Derya.
Bu deryaydı. ne çok özlemişti onu.. kaç sene olmuştu.. neden sevdiği herkes hyatından sebepsizce çıkıp gidiyordu..
"ne oldu derya. neden birşey söylemeden bırakıp gittin beni."
iki hasretliği vardı eymenin ve bu hasretlik artık eymeni öldürüyordu. ne yıllar önce sebepsizce giden sevdiğinin hasretliği bitmişti, nede yıllar önce olmayacak biriyle evlenip görüşemedikleri emanetlerinin... ne zaman bitecekti.
Ya hasretlikler bitmeden önce eymen biterseydi.
ya eymenin daha fazla dayanacak gücü kalmazsa.. ne olacaktı?
Eymen elindeki fotoğrafa bakarken gözleri sızladı.. ağlayacak mıydı? hayır. eymen ağlamayacaktı. hala derya için yanıp tutuşuyordu. ama ne olursa olsun belkide derya gerçekten sebepsizce gitmişti. eymen hiç kabullenmesede belkide gerçekten derya sebepsizce gitti. belki o şuan çoktan unuttu eymeni. hayatını yaşıyor. belki evli. belki çocukları var..eymen bu düşüncelerle daha da canını yaktı. kendi canını yakıyordu. bu düşüncelerle canını acıtıyordu hep.Eymenin kapısı zinsizce açıldığında eymen zorla toparlandı elindeki fotoğrafı dosyanın altına koyduğunda karşısındakine baktı. bu kadın.! eslemin ne işi vardı burada. buradada mı bırakmayacaktı yakasını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MECBUREN⚜ #watty2019
FantasyBir mecburiyet hikayesi. İçine düştükleri durumdan birbirlerine zarar vermeden çıkmaya çalışan iki hayat hikayesi. Mecburiyetlerin değiştirdiği hayatları, acı geçmişi, intikam hırsı ile yakmak isterken yanan Ender'i, yan karakterlerin devasa aşkları...