Bölüm 13: Seni çok özledim

5.1K 460 90
                                    

TAEHYUNG

Ne kadar Kore’ye yerleşme konusuna başta karşı çıksam da fena bir fikir olmadığını düşünmeye başladım. Çünkü 1 haftadır işlerimi halletmek için Amerika’dayım ve şimdiden onu özledim. Kafamı yastığa koyduğumda onu düşünmeye başladım. Benim için Daegu’ya kadar gelmesi, orada geçirdiğimiz gece, sonra kısa da olsa yaptığımız yolculuk... hepsi benim için çok güzeldi. Daha önce başka bir insanla vakit geçirirken bu kadar huzurlu hissetmemiştim.

Bana gerçekten değer verdiğinin oldukça farkındaydım. Birbirimizi çok kısa süredir tanıyor olmamıza rağmen bakışları her zaman bana kendimi çok özel hissettiriyordu. Sanki dünya üzerinde tek ben varmışım gibi. Bu his beni korkutuyor da aslında. Nasıl böyle olabilirdi daha beni tanımadan? Bakışlarından hareketlerinden yanlış anlamlar mı çıkarıyorum diye de düşünmüyor değildim.

Sonuç olarak tek bildiğim kafamın çok karışık olduğuydu, onun hakkında. Ne doğru ne değil bilmiyordum. Beni gerçekten seviyor mu yoksa başka bir amacı var da oynuyor mu, hâlâ anlamış değilim.

Emin olduğum bir şey varsa o da kalbimde ona ayrılan yerin, onu tanıdıkça daha da büyüdüğü. Hislerimi belli etmekten korkuyorum ama onun yanındayken de kendimi ona çekilir halde buluyorum. Şuşu aramızdaki çekimin metreler öteden hissedildiğini söylüyordu; Ceyn ise ona karşı sert olmasına rağmen, bana “Jungkook’a iyi davran o senin tek gecelik ilişkin değil. Gözlerinden anlaşılıyor çocuğun ne kadar saf olduğu, o haliyle nasıl başkan olmuş anlamıyorum. “ dedi. Bunu demesine çok güldüm çünkü ben de başkan Jungkook ile tavşan Jungkook’un aynı kişi olup olmadığını düşünüyorum hep.

Bu bir haftada bana 3 kez mesaj attı. Hepsinde de ne zaman geleceğimi soruyordu. Net bir cevap vermeyip işlerimin uzayabileceğini söyledim. Ama aslında yarına Kore’deyim. Ve dinlendikten sonra ilk işim onun yanına gidip sürpriz yapmak olacak. Dönüş süremin uzamasına üzüldüğü mesajlaşırken bile belli oluyor. Her şeyi çok sevimli çıldıracağım yakında.

2 gün sonra

Dün  akşam Kore’ye iniş yaptım. Artık tamamen burada yaşıyorum. Benim için yeni bir hayat başlıyor. Geri de bıraktığım hayatıma üzülüyorum, mutluydum özgürdüm. Ama yeni hayatım ve Jungkook için de bir o kadar heyecanlıyım. Kendimi liseli aşıklar gibi hissediyorum. Aklımdan çıkaramıyorum mesajlarını açıp kıkırdarken buluyorum kendimi. Hislerimin farkına ondan ayrı kalınca vardım. Şimdi ise onu görmek için can atıyorum.

Evden uzun uğraşlar sonucu hazırlanıp çıkabilmiştim. Kendime ev alana kadar tekrar ailemle yaşamaya devam ediyordum bu arada. Ergenler gibi küs kalamazdım ben artık bir yetişkinim biliyorsunuz. İşleri ise henüz devralmadım. Kendi düzenimi kurmak istiyorum önce. Ceyn ve Şuşu’ya galeri de çalışmaları için iş teklif ettim. Onlar da kabul ettiler. Artık birlikte çalışacağız. Galeri konusunda da heyecanlı olabilirim aslında büyükannemin görevini üstlenmek benim için gurur verici ama bir o kadar da zor.

Lafı fazla uzatıp nereye gittiğimden bahsetmedim galiba. Evet tahmin edersiniz ki Jungkook’a gidiyorum ehe. Hem de şirkete gidiyorum onu görmeye. Nasıl bir tepki vereceğini düşündükçe kalp krizi geçiriyorum. O da beni özledi mi gerçekten acaba?

En sevdiğim kahve dükkanından iki kahve aldım gelirken. Geçerken uğradım selam vermek istedim diyeceğim, tabii ki Kore’ye inişimin ertesi günü koşa koşa sana geldim diyemezdim saçmalamayın. Arabayı park edip şirkete girdim. Kendimi tanıtıp Jungkook’la görüşmek istediğimi söyleyince beni hemen içeri aldılar çünkü bilirsiniz Kim Taehyung’tum ben. Yüzümden bile tanımış olabilirler.

Asansöre binmemle terlemeye başlamıştım bile. Sanki ilanı aşk yapacağım altı üstü bir merhaba diyip döndüğümü söyleyecek ve sürprizim ile onu şaşırtacaktım. Tam kendimi sakinleştirmeye çalışırken asansördeki şirket çalışanlarının dedikleri ile donup kaldım.

MI CASA | TAEKOOK ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin