TAEHYUNG
Tanrım şu an gerçekten onu öpüyordum. Günlerdir hayalini kurduğum dudaklara kavuşmuştum. Bu kadar güzel ve eşsiz hissedeceğimi bilsem daha önce yapardım bunu. Ben bir aptalım. Tavşanımı çok üzdüm. İlk kez birini öpüyormuşum gibi hissediyorum. Ait olmak istediğim yeri bulmuş gibi.
O kalçasını masaya yaslamıştı ben ise onun üzerine eğilmiş, ellerimi beline dudaklarımı da dudaklarına yaslamıştım. İnce beli ile ellerimin uyumu, dudaklarıyla dudaklarımın birbirini tamamlayışı ağlatacak kadar güzeldi.
Jungkook bana karşılık vermiyordu ama ben ısrarla dudaklarını öpmeye devam ediyordum. Tamamen onda kaybolmuştum. Elleri yavaşça omzumu bulup beni ittirdi. İtmek istemediği çok belliydi. Tabii ki zayıf itişiyle birlikte ondan ayrılmadım. Dudaklarımızı ayırıp yüzüne baktım gözleri hala kapalıydı.
Belinden daha sıkı sarılıp onu yaslandığı masadan kaldırıp bedenlerimizin daha çok temas etmesini sağladım. Şimdi ellerim hâlâ belinde ama ikimiz de ayaktaydık. Vücudu tamamen bana yaslanmıştı. Vakit kaybetmeden tekrar dudaklarına yapıştım. Saniyeler içinde bağımlısı olmuştum, nasıl ayrılabilirim.
Benim kadar onun da heyecanlandığını biliyordum. Minik ellerini koyacak bir yer bulamadı. Çekingen bir şekilde ellerini omzuma yerleştirdi yavaşça. Sanki dokunmaya korkar gibi. Beni dokunmaya kıyamayacak kadar çok mu seviyorsun Jungkook? Nasıl bu kadar güzel sevebildin beni bilmiyorum ama hak etmek için elimden geleni yapacağım.
Nefeslerimiz tükenmeye başladığında dudaklarından ayrıldım ama tamamen geri çekilmedim. Kafasını biraz daha kaldırdığında dudaklarımız tekrar birbirine değecek şekilde duruyordum. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu.
Yüzünün her yerine bakıp ne kadar güzel olduğunu düşündüm. O ise hala gözlerini açmamıştı. Tam bir tavşandı sanırım onu yemek istiyorum. Ben onun güzelliği hakkında saniyeler içinde derin düşüncelere dalmışken, yavaşça gözlerini açtı. Gözleri dolmuştu. Bunu görmemle yüzüm anında düştü. Burnunu çekti ve ani bir hareketle kollarımın arasından sıyrılıp arkasını döndü. Gözyaşlarını benden kaçırmaya çalışıyordu.
" Neden yaptın bunu şimdi? Benimle daha kolay oynayabilmek için mi? Beni sevmediğini biliyorum. Bana karşı bir şeyler hissetmezken ve benim sana deliler gibi aşık olduğumu bilirken bunu yapacak kadar adi biri olduğunu bilmiyordum KİM TAEHYUNG! Ah ne kadar aptalım birde karşında ağlıyorum " dediğinde gözyaşlarını sildiğini kolunun hareketinden fark etmiştim.
" Git bu odadan, seni görmek istemiyorum. Bana acıdan başka bir şey vermiyorsun. Beni rezil gibi hiss-" diyerek devam ederken, daha fazla konuşmasına izin vermeden arkasından sımsıkı sarıldım. İki elini ellerimin içine alıp karnında birleştirdim. Başımı da omzuna yerleştirmeden omzuna bir öpücük kondurdum. Kollarımın arasına almamla hemen sakinleşmişti daha yeni bana bağıran hırçın tavşan o değilmiş gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MI CASA | TAEKOOK ✅
FanfictionRessam Kim Taehyung & Ceo Jeon Jungkook Senin bulunduğun yer, belki de Mi Casadır. Seninle beraber olursam her yer evim olacak. | Düzyazı | Klişe |