Bölüm 26: Sarhoş Tavşan

4.1K 367 120
                                    


Uzun süredir görüşemedik. Bir önceki bölüme oy sınırı koymuştum ama ne yazık ki bunun da bir faydası olmadı. Canınız sağ olsun. Ben canım istedikçe yazmaya devam edeceğim. İyi okumalar oy veren ve yorum yapanlara💜

Veeee Mı Casa 5k oldu🎉🎉🎉 Bebeğim büyümüş kadar mutluyum. Özellikle bugün bölümü paylaşırken acaba artık sıkmaya mı başladım diye düşündüm. Umarım severek okuyorsunuzdur.
Taekook Taekook Taekook✊💜

TAEHYUNG

Öğlen yaşadığım şokla birlikte Jungkook ile olan saçma durumumuz birleşince benim için içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Şuşu ve Ceyn’in ardından büyükannem gelip koca bir nutuk çekmişti. Bende ona kızmıştım. Jungkook ile bir olup arkamdan iş çevirdiği için.

Benim ona şikayetlenmelerime karşılık, büyükannem bana; hayatım boyunca onun gibi birisini bulamayacağımı ve dün ki kavgamızın tamamen benden kaynaklandığını söyledi.

Jungkook’un bana söylediği sözleri hatırlıyorum ama o an ki kadar beni sinirlendirmiyordu. Pişmandım uzattığım için aslında.

Benim hakkımda düşündüğü şey; tek gecelik ilişkilerden ibaret ve evlilikten kaçan bir adam. Onun zorunda olduğu ise hayatını kendisinin bile karar veremediği biriyle sonsuza kadar birleştirmek.

Bu evlilik konusunda ne onu ne de yaşadıklarını anlamaya çalışmadığım için kendime kızıyorum. Ben kendi hayatımı kendim kurdum ama ailem izin verdiği için. Zaten ablam ve abim şirketle ilgilendiği için ben özgür bırakılmıştım. Jungkook’un seçme şansı olmamıştı anladığım kadarıyla.

Okuduğu okul, evleneceği insan hepsi ailesi tarafından belirlenmiş. Belki de sevgi bile görmemişti. Ailesi hakkında hiçbir fikrim yoktu. O benim büyükannemle adeta iki arkadaş gibi yakındı ama ben onun ailesini hiç tanımıyordum.

Tüm gün bu gibi şeyleri düşündüm. Ona olan sevgimin basit bir heves olmadığına karar verdim. Ona bunu belli etmesemde gerçekten ona aşık olmuştum. Mantıklı düşünemeyecek kadar. Ve ne olursa olsun onu bırakamayacak kadar.

Tanıştığımızdan beri yaptıklarım ve dün ki söylediklerim ile onu ne kadar kırdığımı düşündüm. Tek hatalı ben değildim ama olayı büyüten de bendim evet.

Tüm bu düşünceler arasında kendimi bile unutmuşken ertesi gün oldu. Yine evden çıkmayıp tüm günü evde geçirdim. Jungkook’tan ise hiç haberim yoktu. Bizim cepheden ise sadece büyükannemle konuşmuştum. Babamın çıkan haberle ilgili ne düşündüğünü merak ediyordum. Şimdiye beni araması lazımdı. Bu işte bir terslik var diye düşünsem de üzerinde durmadım.

1 hafta boyunca sadece işe gelip gidip bitkisel hayata geçtim. Sonunda haftasonu geldiğinde ise evden çıkmadım. Tüm gün hayatımı sorgulamaya devam ettim. Jungkook olmadan bir hiçtim galiba. Kısacık süre de hayatımda kocaman bir yer edinmiş.

Akşama ise Şuşu ve Ceyn çıkageldi. Ellerinde pizza kutuları vardı. Şu durumda yemek yemeyeceğimi bilecek kadar beni tanıyorlardı. Onlara detayları anlatmamıştım. Çünkü işler yoğundu ve benim anlatacak halim yoktu.

Onlara baştan olanları anlatırken bir yandan da pizzalarımızı yemiştik. Anlatmayı bitirdiğimde herhangi bir tarafı haklı bulmadıklarını ikimizin de birer aptal olduğunu söylediler.

Şimdi ise tam olarak salonumun ortasında; Şuşu benim karnıma başını koymuş, bende Ceyn’in karnına başımı koymuş sere serpe yerde yatıyorduk. Benim depresyonuma eşlik ediyorlardı. Üçümüzde tavana bakarak düşünürken sessizliği ben bozdum.

MI CASA | TAEKOOK ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin