Bölüm 18

73 8 0
                                    


Tanem gittikten sonra eve çöken sessizlik, Rüyanın içindeki çığlığı bir çok kez olduğu gibi bastırmaya çalışarak geçmişti.

                                             *****                     *****                 *****

Havanın birden bire soğuması ve yağışların başlaması, İstanbul'u daha da yaşanmaz hale getirmişti.  

Rüya, bu gün işe gitmek istemiyordu. Bu havada kim gelir ki.. diye düşündü. Şirinin yanına bir eleman daha almıştı. Öğrenciydi ve derslerini  engellemeyecek saatlerde çalışıyordu.

İyi  kızdı, biraz sessizdi, bu da daha rahat çalışmalarını sağlıyordu. Sefa'nın sesi düşüncelerinden sıyrılmasına neden oldu.

"Geldik. Kısa süreliğine bir yere gitmem gerekiyor. Aslanı çağırayım mı?"

"Teşekkür ederim, kendimi koruyabilirim."

Arabadan sinirle indi. Bu aralar eskisine göre daha asık suratlı ve sinirli olmuştu.

 Ornella'nın gelmesi yakınlaştıkça daha dalgın ve sinirliydi. Çünkü onu çok özlemişti ve beklemeye sabrı kalmamıştı.

 Halasını da çok özlemişti, ama Ornella başkaydı. İkisi için Sapanca daki otelde oda ayırtmıştı. Gözlerden uzak bir hafta geçireceklerdi. 

Kapı açıldı içeri girdi. Kafası o kadar doluydu ki içeri girdiğini yüzüne çarpan sıcak havadan anladı. Kapıyı açan, Açelyaydı. Etrafa baktı,

"Şirin yok mu?"

"Buradayım, konuğumuza kahve yapıyorum, sizde ister misiniz?" 

Paravanın arkasına geçtiğinde Demir, rahatça oturmuş, gülümsüyordu. Şimdi görmek istediği kişiler arasında bu Snape yoktu.

"Günaydın. Hayrola, bu havada ve bu saatte sizi görmeyi beklemiyordum!"

"Size de günaydın. Gideyim isterseniz. Halbuki ben ne hayallerle gelmiştim. Beni görünce sevinçle boynuma sarılıp, hoş geldin komşu.

 Görüşmeyeli uzun zaman oldu, bende seni özledim falan. Doğrusu bu kırılan kalbim nasıl düzelir bilmiyorum (!)"

Rüya, yine kendini tutamayıp  kahkahayı attı. Ciddi ve suratsız iş adamı, medya ve reklam dünyasının saygın ismi Demir Karatepe'nin söyledikleri ve tavırları çok komikti.

"Hah ya işte bu. Şu kahkaha için kimler neler vermez. Doğrusu ben servetimin yarısını veririm."

"Desenize çok az paranız var. "

"Yok valla çok zenginim. Hiç netten araştırmadın mı?"

"O kadar çok zamanım yok kusura bakmayın." 

Şirin, gülerek ikisini takip ediyordu. Kahvelerini önlerine koyduğu sırada, kapı açılınca, melodik bir ses çıkaran çıngırağın sesi duyuldu.

"Ben bakayım."

Açelya, "Buyurun aradığınız özel bir şey var mı?"

"Evet, çok güzel, ama biraz suratsız ve güzelliğinin farkında olmayan bir kadın arıyorum."

Açelya, ağzı açık, Aslana bakıyordu. Görüntüsünden ve ses tonundan ne kadar etkilendiği belliydi. 

Şirin gülerek, "Hoş geldiniz Aslan bey, aradığınız nadide parça arka tarafta ve konuğu var."

"Rahatsız etmeyeyim o zaman."

"Yok canım, olur mu, sizi görünce sevineceğinden eminim." 

Şirin gülerek göz kırptı.

ROMEO & JULİET ( İçimdeki çığlık) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin