Bölüm 36

71 7 0
                                    


İfadesini verdikten sonra Eve gittiler. Aslan eve girer girmez panjurları ve perdeleri açtı.

 "Artık korkmana gerek yok. Uzun süre içeriden çıkamaz. Sefa abi birazdan gelecek, bakalım ifadesinde neler söylemiş. 

 Adamın burnunu kırmışsın. İki kolunda da kırık varmış. Şikayetçiyim deyince, memurdan da karnına bir tekme yemiş.

 "Benden de şikayetçi ol,"demiş."

Rüya, Aslanın anlattıklarını pek dinlemiyordu, o hala Aslanın vurulmasına takılmıştı. Rüya, üyada gibi dolaşıyordu. Yaptığı bir şey yoktu, ama bir yere de oturamıyordu.

Aslan, eline dokununca sıçradı.

 "Bu kadar üzülmene gerek yok. İyiyim."

 Rüya tekrar ağlamaya başladı. Aslan ona sarılarak oturttu. Dizine yatırdı ve saçlarını okşayarak sakinleştirmeye çalıştı.

 Bir süre sonra Rüya, düzenli nefes alıp vermeye başladığında, Aslan onu yavaşça yatırdı. Üzerine odasından battaniye getirip örttü.

Rüya, gözlerini açtığında hava kararmıştı ve mutfak kısmından tıkırtılar geliyordu. 

Sessizce kalkıp o tarafa yöneldiğinde her şeye kendini hazırlamıştı. Birden Aslanı gördüğünde rahatladı.  

"Günaydın prenses. Ne güzel uyudun, bir de horlamasaydın bende uyurdum. Neyse yiyecek bir şeyler hazırladım. Çok acıktım gel otur."

Rüya, sadece dilini çıkartıp banyoya yöneldi. İşini halledip sofraya döndüğünde acıkmış olduğunu anladı, hatta midesi ondan önce isyana başladı.

"Ooo, duyuyorum ki birileri çok acıkmış!"

"Ellerine sağlık çok güzel olmuş. Sen böyle yemek yapmayı nereden öğrendin?  Yoksa teyzen sana sadece yemek mi yaptırdı!"

"Okurken bekar evinde aç mı kalacaktık! Milletin midesini boza boza öğrenim. Sonra askerde arazide daha çok pratik şeyler hazırlamayı öğrendim."

"Arazi de, yemek mi yapıyordunuz!"

"Evet, aç mı kalalım!  Yakaladığımız, yılan, kaplumbağa, kurbağa ne bulursak pişirip yiyiyorduk. "

"Bu başındaki iz arazide mi oldu. Yani kayaya falan çarptın değil mi?"

Aslan, ağzındakini yutamadan püskürterek gülmeye başladı. "Evet, kayalarda sek sek oynarken düştüm."

"Nasıl yani kamp mı yapıyordunuz?"

"Askerlikle ilgili hiç bir şey bilmiyorsun değil mi?"

"Hayır. Amerika da, Türkiye de nasıl asker olunur adlı bir ders yoktu!

 Nereden bileyim, Aslan! Tek bildiğim kamp yapmak. Bazen George enişte, bazen Ornella'nın babası, kuzenleri, dağlara kamp yapmaya giderdik.

 Hayatta kalma kursları vardı, Ornella ile onlara katıldık. Arazi deyince aklıma gelen sadece bunlar."

"Tamam kızma. Kızınca daha da güzel oluyorsun, ama kızma. Dur bir dakika kımıldama."

Aslan, eğilip Rüyanın dudağının kenarındaki salçayı diliyle aldı. Rüya iç geçirince devam etti ve yemek böylece sona erdi, salondaki kanepenin üzerinde biri birilerini yemeye devam ettiler.

 Rüya her seferinde bu son dese de, Aslana karşı koyamıyordu.

Bir hafta sonra, Rüya ilk defa kendini gerçekten özgür hissediyordu. İkinci el bir doblo almıştı. Yolları öğrendiği için zorluk çekmiyordu. 

ROMEO & JULİET ( İçimdeki çığlık) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin