ROMEO & JULİET ( İçimdeki çığlık) TAMAMLANDI

Bölüm 46

"Juliet, kızım sen annemi olacaksın? İkimizin bebeği olsun. Benim anne olma şansım yok. Bu tayı ikimiz büyütelim, sevgimizi verelim ne dersin?"

Kısrak, Rüya'nın dediklerini anlıyordu. Sağ ön ayağını yere vurarak başını salladı. Rüya ona daha sıkı sarıldı. Göz yaşları kısrağın yüzünü ıslatıyordu.

"Seni çok özledim biliyor musun? Birine aşık oldum Juliet, ama bizim sonumuz mutlu bitmeyecek. Belki de seninle kalırım. İster misin?"

Kısrak, başını Rüyanın yüzüne sürdü.

"Heyyy, ben yarın gidiyorum. Atını sonra sev. Gel, bizim atlardan birini alıp dolaşalım. Özledim seninle at binmeyi. Abim hiç zevk vermiyor. Yarışa var mısın?" 

Ornella neşeyle arkadaşına sarıldı.

Rüyanın neşesi yerine gelmişti. Ne zaman ata binse dertlerini unuturdu. Yarış heyecanlı geçmiş yenişememişlerdi. 

Atları terleri soğusun diye ağaca bağlayıp çimenlere sırt üstü yattılar. Ornella, Rüyaya dönüp,

" Yakışıklı buraya gelmene ses çıkarmadı mı?"

Rüya içini çekti. Önce Tunç'un Amerika ya gelmesinin detaylarını ve gerçek babasını anlattı. Ardından, Aslana olan aşkını ve onun bebeğinin babasız büyümemesi için onu özgür bıraktığını anlattı.

Ornella, yorum yapmadı sadece,

"Keşke ona bir şans verseydin de sana açıklasaydı," dedi.

"Sen anlat bakalım, aşk hayatın nasıl?"

"O pisliği unutmak düşündüğümden daha zor oldu, ama atlattım. Buraya gelirken hava alnında birisiyle tanıştım. 

Houston da bir müşterisini ziyarete geliyormuş. Yatırım danışmanıymış. Uçakta benim yanımdaki kadından izin isteyip yanıma oturdu.

 Dallas ta yaşıyormuş, kartını verdi görüşmek istediğini söyledi. Bilemiyorum. Öyle artist gibi birisi değil, ama konuşması, tavırları kibar. "

"Bana sonuçları bildir. Bence fazla düşünme en azından,* keşke bir deneseydim* demezsin."

                                                   ****                  ***              ***

"Aslan, yemeğe bekliyorum bende bir emanetin var. "

Müşü, Aslana telefon etti. Rüya, vardığını her şeyin yolunda olduğunu bildiren bir mesaj göndermişti. Gece arayacaktı tam saat vermişti. 

Aslan, bir terslik olduğunu anlamıştı, canı sıkkındı. O gün dükkana gitmiş Şirine bir eksikleri  var mı diye sormuştu. 

Yardıma ihtiyaçları olursa, onu aramasını söylemişti. Laf arasında son günlerde Rüyanın canını sıkan bir şey oldu mu diye sormayı da unutmamıştı. O gün Şirin erken çıktığı için bir şeyden haberi yoktu. 

Akşam öğrenirim nasıl olsa Müşü biliyordur, diye düşündü. Giderken Müşü ye fıstıklı baklava almayı ihmal etmedi.

"Oh be, hoş geldin şöyle yakışıklı bir gençle  baş başa yemek yemeyeli çoook zaman oldu."

Yemek sonrası, kahvelerini içerken, Aslana konuyu açtı.

"Aslan, sana bir şey söyleyemem, ama sana vereceğim şeyde hepsi var. Önce CD yi izle sonra mektubu oku. Ama bu sırayla yapmazsan, bazı şeyleri çok iyi anlayamazsın."