Bölüm 26

61 5 0
                                    


"Ohhh, Müşüm, mis gibi kokuyor yatağım. Ellerine sağlık. Evimi çok özlüyorum. Şu iş bitse de bir an önce evime gelsem. "

"Orası da senin evin prenses."

"Hayır, o evde hiç bir şey benim değil ve sen yoksun. Seni özlüyorum. Romeroyu ve Çülyeti özlüyorum. Sabahları kızarmış ekmek kokusu duymayı özlüyorum."

"Sen yine sabahları sadece kahve içip öyle çıkıyorsun değil mi evden?"

Rüya başını salladı. "Müşü, bir not daha götürmelisin. Bu adama huzur vermeyeceğim ."

"Tamam prenses, sen yaz ben hallederim. Şimdi iyice dinlen. Sabah Tanem, yatağına atlar."

Rüya, uykuya biraz geç girdi. Kafası Aslanla doluydu. Sefa beye sormaya çekiniyordu. Hem ne soracaktı ki!

Oflaya pofla ya,  uyumayı başardı. Gözlerine giren güneş, onu uyandırdı. 

"Oh be, günlerdir sana hasretiz be güneşe hanım!" Pencereyi açtı serin hava hoşuna gitti. Karlar nispeten erimiş, yerini ıslak ve kirli bir zemine bırakmıştı.

Duşunu alıp aşağı indiğinde, Müşü mutfakta kahvaltı hazırlıyordu.

"Günaydın Müşücüm. Yardım edilecek ne varsa söyle yapayım. "

"Sen işine bak prenses, ben hazırladım zaten. Şu notu yaz. Pazartesi ilk işim onu götürmek olsun." 

"Müşü, bu saat doğru mu?"

"Evet. Neden sordun?"

"Baksana saat on ikiye geliyor ve bizimkiler hala gelmedi. Kötü bir şey olmasın. 

Tanem açlıktan ölmüştür. Acaba Tubaya mı bir şey oldu. Bir terslik var! Sabah Tanemi bekliyordum. Sonra daha erken dedim kendi kendime."

"Yok prenses, az önce aradılar geliyorlarmış  meraklanma. Haydi dediğimi yap sen."

"İyi öyle diyorsan. Bak Müşü kötü bir şey yok değil mi? Ölümü ye doğru söyle."

"Of Rüya bunaltma beni. Ölünü ne yapayım, gel buraya dirini yiyeceğim. Yok dedim ya."

Müşü, elinin hamuruyla Rüyanın üzerine gülerek yürüyünce, Rüya çalışma odasına kaçtı. 

Masaya oturunca, Aslanın hazırladığı dosyayı yeniden açtı.

 "Nasıl bu kadar duyarsız olabiliyorsun. Arkanda bıraktığın hayatı nasıl unutabiliyorsun. Pisliksin sen, ama cezanı çekeceksin. 

Hayatımı pis bir bataklığa çevirdin. Nereye bassam bir süre sonra batmaya başlıyorum. Senin yüzünden huzur bulamıyorum.

 Aşık olamıyorum, uyuyamıyorum. Allah'ın belası. Elimden gelse ellerimle öldürürüm seni."

Fotoğrafa  baktı bir süre daha, eline makas alıp gözlerini oydu. 

"Elimden şimdilik ancak bu kadarı geliyor."

Sol eline aldığı kalemi, acemice kağıdın üzerinde gezdirdi. Yazdığını okudu, bir daha baktı. Onu yırttı daha etkili bir şey bulmalıydı. 

"Yakında ailen de olaylara dahil olacak."  Bu yeterli, diye düşündü. Kağıdı katlayıp çekmeceye koydu.

Kapısı tıkladı, "Müşü neden hala kapıyı çalıyorsun. Geldiler mi?"

Kapı açılmayınca kalktı ve açtı. Açmasıyla çığlığı basması bir oldu. Bir an dondu. Sesi çıkmıyordu. Karşısın da  Ornella, halası ve eniştesi duruyordu.

ROMEO & JULİET ( İçimdeki çığlık) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin