1

5.9K 220 604
                                    

Jaehyun siyah kravatını özenle bağladıktan sonra saçlarını hafifçe yukarıya kaldırdı. En sonunda boy aynasından uzaklaşırken uzun bir nefes verdi.

Saatine baktığında beş dakika kadar gecikmişti.

"Kahretsin," dedi arkadaşı Dongyoung'un mesajlarını görürken. En az yirmi kez mesaj atmış ve çaldırmıştı. Dudaklarını dişledi.

Açamamasının sebebi geç uyanmasıydı. Ve neden geç uyandığını da gayet iyi biliyordu. En azından bunu boynundaki kırmızı renkli izlere bakarak söyleyebilirdi. Anlaması çokta zor değildi.

Dün gece Kim Dongyoung'un sevgilisi Lee Taeyong ile yatmıştı.

Liseden beri aşık olduğu çocukla yatmıştı.

Onu liseden beri izliyordu, çıkışlarda sırf onu görmek için sınıfından kaçtığı bile olmuştu.Ve bazen sırf onu görmek için kar yağarken bile okulun önündeki eski bankta oturup onun çıkmasını beklediği de. Bazense sırasında uyur bir vaziyette gördüğü güzel yüzü çizim defterine karalar, ne kadar güzel olduğunu dökerdi satırlarına.

Taeyong'un Doyoung ile çıkmaya başladığı günü hâlâ dün gibi hatırlıyordu.

Şu an ikisi evliydi.

Jaehyun umutsuzdu.

Taeyong ona karşı hiçbir şey hissetmiyordu. Sadece zevk için onunla birlikte oluyordu. Jaehyun en azından bunu gözlerine bakarak söyleyebilirdi. Onunla lisede tanıştığından beri ona hep aynı soğuk koyu gözlerle bakıyordu. Koyu fakat ruhuna işleyen gözlerle. Soğuk ama bedenini ısıtan türden.

Jaehyun dün birlikte yaşadıkları sıcak gece gözlerinin önünden film şeridi gibi hızlıca
geçtiğinde düşüncelerini durdurmak istese de bunu yapamadı. Odada yankılanan inlemesi, altında aldığı hâl, terlemiş saçları, kırmızı dudakları ve çarşafı sıkıca tutan elleri.

Dün ona parlayan gözlerle bakmıştı.

Jaehyun midesinin kasılmasına engel olamamıştı.

Jaehyun ceketini hızlı bir şekilde üzerine geçirdiğinde telefonu yanıp söndü. Taeyong arıyordu. Jaehyun yutkunduğunda Doyoung'a yaptığı ihanetten dolayı kalbi asla acımıyor değildi, ama fazla aşıktı işte. Ona o kadar aşıktı ki asla mantıklı düşünemiyordu.

Asansöre binip üç alt kata indiğinde onu bekleyen bir Taeyong görmeyi beklemiyordu.

"Bir an gelmeyeceksin zannettim" dedi kolları göğsünde birleşik bir şekilde.

Giydiği bol beyaz gömlek köprücük kemiğini çok net bir şekilde gösteriyordu. Açık dalga kahverengi saçları dağılmış ve bazı telleri anlına düşmüştü. Çok güzeldi, her zamanki gibi. Jaehyun ona bakarken gerçek dışı bir varlığa bakıyormuş gibi hissediyordu.

Jaehyun hiçbir şey konuşmayıp beklediğinde Taeyong elini Jaehyun'un avucuna koydu. Jaehyun güzel parmaklar avucuna değerken aralarındaki geçen hızlı elektriği hissetmişti. Midesi gitgide kasılırken Taeyong avucunda tuttuğu elini yavaşça açıp Jaehyun'un avucuna metal bir şey bıraktı.

Fermuar.

Dün gece vahşice koparılan bir fermuar.

"Bu güzel bir anı" dedi yaramazca kıkırdarken. "Öyle değil mi?"

Jaehyun fermuarı bir süre sonra tepki verip aldığında boğazını temizledi. "G-Gitmem gerek"

sneak out // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin