Jaehyun eve gittiğinde tek yapabildiği kötü hissetmek ve pişman olmaktı.
Hayır, aslında pişman hissedemiyordu.
Onunla yaşadığı hiçbir dakikadan pişmanlık duymuyordu. Sadece arkadaşına yaptığı ihanet kalbini acıtıyordu. Boğazındaki yumru gitgide büyüyüp nefesini keserken kahverengi saçlarını elleriyle arkaya taradı.
Taeyong'un dediği zihninde eko yaparken yumuşak koltuğa kendini bıraktı. Bu ihanet değil, demişti. O zaman neydi, bunun adı neydi? Bu cehennem ateşi miydi? O zaman Jaehyun çoktan yanıp kül olmuştu.
Çünkü ona çok aşık olmuştu.
Jaehyun telefonu çaldığında dudakları çizgi haline geldi. Taeyong'u istese bile hem çok az görebilecekti artık. Ailesi birkaç günlüğüne geliyordu; Jaehyun'un bir tarafı buna sevinirken, bir tarafı ise yas tutuyordu.
Sevinen tarafı tutmak istemesine rağmen yas tutan taraftaydı.
Dokunuşu için ölüyordu.
Dudakları için yas tutuyordu, o güzel pembe dudaklar için. O güzel parmaklar için yas tutuyordu, bedenine değen parmakların vücudunu titreten hissi için yas tutuyordu. Güzel kokusu için ölüp bitiyordu. Güzel koyu gözlerin ona ışıl ışıl bakışıyla kendini kaybediyordu.
Jaehyun onu her zaman özlüyordu.
"Hayır," dediği sırada yüzünü kapatmıştı. "Bu yanlış çok yanlış"
Kendini hatalarıyla boğmaya devam ederken telefonu çaldı.
Dongyoung ararken öylesine ekrana bakıyordu. Eli ne cevaplaya gidiyordu, ne
de meşgule. Cevapsız bırakıp koltuğa fırlattığında telefonu tekrar çaldı.Dongyoung ikinci kez ararken Jaehyun açmak zorunda kalmıştı. "Hey açmayacaksın zannettim"
Jaehyun odaklanmaya çalışarak söyledi. "Şirkette bir sıkıntı mı var?"
"Hayır pek değil" Dongyoung'un çıkarttığı hışırtılarla Jaehyun kaşlarını kaldırdı. "O zaman ne oldu?"
"Evimde konuşalım" dediğinde telefon yüzüne kapanmıştı. Jaehyun dudaklarını ıslattı. Evine gitmesi demek Taeyong'u da görecek olması demekti. Jaehyun her bunu ne kadar çok istese de yapmamalıydı, biliyordu. Ama hızla atan kalbi buna engeldi.
Bu yüzden hislerini her zamanki yaptığı gibi kabul edip dolabına yöneldi.
Jaehyun altına giydiği eşofman ve rahat krem rengi kazakla en azından kendini biraz daha iyi hissetmişti. Yukarda duran saçları dağılmış ve özensiz bir biçimde ayrılmıştı. Bu yüzden saçını aşağıya indirip hafifçe dağıttı, bazı telleri bu sayede dalgalı olmuştu.
Ve Dongyoung'un evine yavaş tutmaya özen gösterdiği adımlarla vardı.
🌸🌸🌸
Taeyong çok heyecanlıydı, çünkü anne babası geliyordu.
Aynadan yüzüne baktığında iyi göründüğünü gördü, yüzüne bir miktar kapatıcı sürmüştü. Stresten dolayı çıkardığı lekeleri anne ve babasının görmesini istemiyordu. Saçlarını özenle taramış ve anlına düşürmüştü. Seçtiği beyaz bluz onu şık göstermişti. Ve bazı dantel detayları vardı üstünde.
Taeyong tuvaletten çıktığında salondaki süslere baktı. Hâlâ eksik şeyler vardı. Fakat yılbaşına iki gün vardı ve Taeyong salonu çok güzel bir yere çevirecekti. Yılbaşını çok seviyordu, her şeyin özenli ve çok güzel olmasını istiyordu. Hem anne ve babasıyla yılbaşını birlikte kutlayacakları için en güzel şekilde olmasını istiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/203600317-288-k632636.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sneak out // jaeyong
FanfictionLee Taeyong, Jung Jaehyun'un liseden beri sırılsıklam aşık olduğu imkansız hayaliydi. start: 13.12.19 finish: 26.04.20 [güncellendi.] #1 jungyoonoh #1 jaeyong #1 taeyong