2

2.4K 196 287
                                    

Jaehyun zile basmasıyla kapının kaşları çatılı bir Taeyong bulmuştu. "Mesajlarıma bakman gerekirdi" dedi uyarırcasına.

Jaehyun tam ağzını açacaktı ki duyduğu tanıdık ses buna engel oldu. "Kim gelmiş sevgilim?"

Jaehyun aralıklı kapıdan Doyoung'un bakışlarıyla buluştuğunda avuç içleri terlemişti. Onu hiç hesaba katmamıştı. Doyoung Jaehyun'a art niyet bulundurmadan hafifçe gülümserken Jaehyun sesinin net çıkmasına özen gösterdi.

"Oh," dediğinde sesi biraz bile titrememişti. "Şu bana verdiğin mavi klasör," düz bir şekilde devam ettiğinde Doyoung kapıya sakin adımlarla gelip elini Taeyong'un beline koymuştu.

"Onu vermek için gelmiştim." içten içte kendiyle gurur duyarken Taeyong bulduğu çözümle tek bir kaşını kaldırmıştı. Gözleri hâla Jaehyun'un bedenini süzüyordu.

Jaehyun çantasından çıkarttığı mavi klasörü hiç titremeden uzattığında Dongyoung'un yüzünün sevinçten parladığını net bir şekilde görebilmişti.

"Tanrım beni büyük bir dertten kurtardın," dedi klasörün sayfalarını hızlıca çevirip göz gezdirdikten sonra "Ne kadar teşekkür etsem gerçekten az Jaehyun"

Jaehyun hafifçe gülümsediğinde Taeyong'un da içten içten güldüğüne emindi. Hoşuna gittiğini ona kaçamak attığı bakışlardan anlıyordu.

Jaehyun geri çekilecekken Dongyoung içerde hazırlanmış düzenli yemek masasına bakarken söyledi. "Bu arada yemeğe katılmak ister misin?"

Jaehyun elini yavaşça hayır anlamında kaldırırken söyledi. "Teşekkür ederim fakat gitsem iyi olur"

"Lütfen," dedi Doyoung aralıklı kapıyı açıp Jaehyun'a girmesi için yer açarken. "Israr ediyorum"

Jaehyun ne yapacağını bilemeyip "Pekâlâ" dediğinde içten içten küfür etti. Neden kabul etmişti ki? Onların yakın oluşunu görüp kendine acı çektirmek için mi?

Hayır, sırf onu görebilmek için.

Canı çok yansa bile.

Jaehyun evde göz gezdirmeye başladığında kendi yaşadığı yerin ev olduğundan şüphe duymuştu. Çünkü bu ev çok güzel ve şık döşenmişti. Salonun sol tarafında bulunan büyük düzenli yemek masasına baktığında ise hayatında böyle bir masa görmediğine yemin edebilirdi.

Jaehyun etrafa hayran bir şekilde bakarken Doyoung hafifçe elini Jaehyun'un omzuna koyup gülümsedi. "Dekoru sevdin değil mi? Hepsini Taeyong seçti ve yerleştirdi."

Jaehyun sevinse mi üzülse mi bilemedi.

"Hadi oturun," dedi Taeyong tatlı bir ses tonuyla. Jaehyun bir an halüsinasyon gördüğünü zannetti. Tatlı halini hiçbir zaman görmemişti. Onu hep vahşi ya da soğuk görüyordu, bu bir hayli şaşırmasına neden olmuştu.

Tabaklara yemek koymaya başlayacağı sırada masada duran iki tabağa dudaklarını büzüp baktı. "Ah, bir tane daha getireyim"

Jaehyun hareketlerini hipnoz olmuş bir şekilde izliyordu.

Jaehyun kulaklarının ısısına takılmamaya çalışıp masanın en ucuna oturduğunda Doyoung kaşlarını havaya kaldırdı, sonra kahkahasını tutamadı. "Toplantıdaymışız gibi oturdun Jae, bu kadar uzağa gitmene gerek yok"

Jaehyun yerinde utanmamaya özen gösterirken yavaşça kalkıp ortaya daha
yakın bir yere oturdu. "Alışmışım," dedi Jaehyun geçiştirircesine. Şu an içinin yangınını söndürmeliydi, hemde hemen.

sneak out // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin