Jaehyun dairesine çıktığında onu ilk karşılayan arkadaşı Taeil olmuştu.
"Ulan arkadaşına haber vermeden nereye gittin lan p*şt! Ölüyordum burda açlıktan, resmen dolapta hiçbir şey yok, bir ekmek kırıntısı bile lan, sen ben yokken ne yedin oğlum? Sinek mi avladın ne yapt-"
Taeil devam edecekti ki arkadaşının omuzları düşük ve bomboş bakışlarını gördüğünde sustu.
"Eyvah, birileri yine gol yemiş." Taeil dudaklarını dişledi.
Taeil koltuğa kendini bırakan arkadaşına yavaşça sordu. Jaehyun ise elleriyle oynamaya başlamıştı.
Taeil cevap vermeyince arkadaşının güç verircesine omzuna elini koymuştu ki kapı çaldı.
Jaehyun tepkisiz kalırken Taeil kaşlarını kaldırdı. "Seninki gelmiş olmasın?"
"O benim değil ki..." Jaehyun çaresizce düzeltti.
Taeil uzun bir nefes verip kapıyı açan olmuştu. Kapıyı açtığında karşısında duran Taeyong değil tam olarak Doyoung'du.
Taeil konuşacaktı ki Doyoung hemen söyledi.
"Jaehyun burada mı?"
Taeil koltukta oturan bir Jaehyun'a bir Doyoung'a baktı. Söyleyip söylememekten emin değildi fakat Doyoung çoktan onu görmüştü bile.
"Ah, sonunda seni bulabildim!" dedi Doyoung rahat bir nefes verip Jaehyun'a yaklaşıp.
Doyoung Jaehyun'un yüzünü görür görmez merakla sordu.
"Hey, iyi misin?"
Arkadaşının yanına oturup elini omzuna koydu. Jaehyun yavaşça kafasını salladı. Kendini toparlamak için elinden geleni yapıp düz bir tonla cevap verdi.
"Sabah mesajını gördüm, evine gittim fakat yoktun..."
Doyoung sözünü böldü. "Ah, şirkete gitmiştim, Seungkwan çağırdı, bu arada hazırsın değil mi? Birkaç saate çıkacağız."
Taeil araya girip merakla sordu. "Nereye la?"
Taeil Doyoung'un ona dönmesiyle keko tavrını düzeltti. "Yani nereye demek istedim, nereye hani anlamında yani, neyse siz devam edin, evet evet devam..."
Doyoung yavaşça Jaehyun'a döndü ve sordu. "Bu kim?"
"Arkadaşım," dedi Jaehyun kısaca.
Doyoung anlayışla gülümsedi. "O da tatile gelebilir. Park Seungkwan olabildiğince çok kişinin olmasını onu memnun edeceğini söyledi."
Taeil'in gözleri ışıldadı. "Tatil mi?"
Doyoung onayladıktan sonra Jaehyun'a döndü. "Bugün otele yerleşir yerleşmez akşam yemeği için sahildeki ünlü bir bara gideceğiz. Bay Park yeme ve içmenin ücretsiz olacağını da söyledi, tanrım, bu çok güzel değil mi?" dedi Doyoung heyecanla.
"S-sınırsız mı? Yemek mi?" Taeil ağzının suyu akarken söyledi.
Taeil yemek hayalleri kurarken Doyoung Jaehyun'un omzunu patpatlayıp koltuktan kalktı. "Bavulunu hazırlasan iyi olur, birkaç saate çıkacağız. Akşam yemeğini kaçırmak istemezsin değil mi?"
Jaehyun donuk bir şekilde cevapladı. "İstemem."
Arkadaşı tam gidiyordu ki Jaehyun onu durdurdu. Arkasından gelmiş ve omzunu tutmuştu.
"Doyoung, dinle," dedi Jaehyun ve Taeil tırnaklarını yemeye başladı.
Ona saçma bir şey söylemezdi değil mi? Ya şu an her şeyi açıklarsa, o zaman Doyoung'un tepkisi ne olurdu? Taeil bunları düşündükçe soğuk terler aktı sırtından. Arkadaşını dayak yerken görmek istediği son şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sneak out // jaeyong
FanfictionLee Taeyong, Jung Jaehyun'un liseden beri sırılsıklam aşık olduğu imkansız hayaliydi. start: 13.12.19 finish: 26.04.20 [güncellendi.] #1 jungyoonoh #1 jaeyong #1 taeyong