"Park Seungkwan; Park Şirketinin kurucusu, aynı zamanda evli ve üç çocuk sahibi, süper zengin listesinde ikinci sırada"
Jaehyun bilgilendirme yapan Dongyoung'u dinlerken kaşlarını çattı. "Birinci kim?"
"Qian Kun" dedi Dongyoung arkadaşının dediğine gözlerini devirerek. "Gerçekten bunu sordun mu?"
Jaehyun bakışlarını arkadaşından alıp cama sabitlediğinde şirkete gelmiş olduklarını gördü. Toplantılardan nefret ederdi, onun için geçmek bilmeyen bir eziyetmiş gibi gelirdi. Saatler geçmek bilmezken insanlar konuşur ve konuşurdu. Bugüne kadar yararlı sadece birkaç toplantı görmüştü, o kadar.
Dongyoung modu düşen arkadaşının omzuna elini koydu. "İlk saat bana yardımcı olsan yeterli, sonrasını zaten Bay Moon gelip halledecek"
"Pekâlâ" Jaehyun şirketlerinin geniş kapısından asansöre yetişirken söyledi. Asansör kapısını açtığında gördüğü yüze tebessüm edip saygıyla eğildi. "Günaydın Bayan Choi"
Bayan Choi buranın getir götürcüsüydü ve Jaehyun ona bir anne gözüyle bakıyordu. Bayan Choi çok tatlı bir kişilikti, tombul yanakları ve kısa boyuyla tam bir anneyi anımsatıyordu. Her zaman gülen bir yüze sahipti. "Günaydın Jaehyunnie"
Dongyoung'da Jaehyun'un ardından asansöre bindiğinde saygıyla eğilip selam verdi. Bayan Choi ona da gülümserken elindeki tatlı dolu tepsiyi onlara uzatmıştı. "İster misiniz çocuklar?"
Dongyoung yavaşça reddederken Jaehyun'un türlü türlü renkte olan tatlılara içi gitmişti.
Yemek olduğu için asla reddedemezdi. En büyük zaaflarından biri de yemek yemekti. Yemek diyince bütün akan sular dururdu sanki. Küçüklüğünden beri böyleydi.
Jaehyun ilk gözüne çarpan tatlıyı eline aldığında Bayan Choi eline bir peçete verdi. "Ağzının suyu akıyor yavrum"
"Ah," dedi Jaehyun. "Fark etmedim" hâlâ elindeki çikolatalı tatlıyla aşk yaşıyordu. Tatlıyı daha fazla bekletmeyip ağzına attığında gözlerini kapattı. Tatlı yerken dünyasından kopuyordu.
Dongyoung ise arkadaşının durumuna güldü. "Gerçekten onu yerken aşk yaşıyorsun"
"En sevdiğim ikinci şey tatlı," diye itiraf etti Jaehyun. Dongyoung bunun üzerine kaşlarını havaya kaldırırken merakla sordu. "Birinci şey ne?"
İç sesi bağırdı, Lee Taeyong!
İç sesi sonra düzeltti, Kim Taeyong.
Tatlının lokması az kalsın boğazında kalıyordu. "Ailem," dedi sesinin düz çıkmasına özen göstererek. Boğazını temizlerken kravatını da düzeltmeyi ihmal etmemişti.
Asansör otuz üçüncü kata geldiğinde Bayan Choi ile vedalaşıp ofislerine yöneldiler. Jaehyun kalabalıktan geçerken şirketteki kızlar Jaehyun'a övgü yağdırıyorlardı.
"Yüzüme tekme atsa döner ona attığı için teşekkür ederim"
"Hayatında biri var mıdır acaba? Tanrım, eşi olacak kişi yaşadı"
"Yürüyen Jung afet Jaehyun"
Kızlardan birisi fesatlığına engel olamadan ağzından kaçırdı. "Acaba kaç santimdir?"
Evet, bu da Jung Jaehyun'un şirketteki bir gününün sadece bir kısmıydı.
🌸🌸🌸
Jaehyun klasörlerle uğraşırken Dongyoung endişeyle telefonla konuşuyordu. Telefonun karşısındaki adam birkaç defa bir şey söyledikten sonra Dongyoung uzunca bir nefes verdi. "Pekâlâ haber bekliyorum"
Telefonu kapatırken Jaehyun endişeli halini görmüyor değildi. "Ne oldu?" dedi düz bir ses tonuyla.
"Şimdi de gecikecekmiş" dedi Dongyoung telefonunu hışımla masaya koyarken. "Park Seungkwan işi daha başlatmadan sanırım bitirmeyi planlıyor"
Dongyoung masasındaki sarı zarfı gösterirken Jaehyun sözleşmede gözlerini gezdirdi. "Sınırsız bir kaynak tanrım," dedi gözleri parlarken. Jaehyun onu ilk defa böyle görüyordu. "Düşünsene."
Kapı çalındığında içeri giren takım elbiseli adam saygıyla eğilip formaliteyle konuştu. "Efendim, Bay Park geldi" Dongyoung ayağa fırlarken arkadaşına sevinçle baktı. Kravatını ve ceketini kontrol ederken Jaehyun onun kadar heyecanlı değildi. Hatta hiç heyecanlı değildi, çünkü bu işten nefret ediyordu. Bir an önce bitip eve gitmek istiyordu.
Aslında eve değil.
Toplantı odasına gerekli olan materyalleri alıp geçtiklerinde Jaehyun gördüğü yüzle az kalsın yüzünü ekşitecekti.
Jaehyun adamın yaklaşık ellili yaşlarında olduğu tahmin edebilirdi. Giydiği özensiz kahverengi ceket, ve göbeğini gösteren sarı gömlek ile çok dağınık duruyordu. Yüzü keskin hatlara sahipken kaşları çatılı ve siyah saçları seyrekti.
"Hoş geldiniz Bay Park" Dongyoung saygıyla eğilirken hızlıca ellerini önünde topladı. Jaehyun sadece kafasını hafif bir şekilde eğerken önündeki bedenden hiç güzel enerji almamıştı.
Önündeki adam pisliğin tekiymiş gibi hissediyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sneak out // jaeyong
FanfictionLee Taeyong, Jung Jaehyun'un liseden beri sırılsıklam aşık olduğu imkansız hayaliydi. start: 13.12.19 finish: 26.04.20 [güncellendi.] #1 jungyoonoh #1 jaeyong #1 taeyong