HAYALLER PLANLAR HEDEFLER

64 21 6
                                    

Mutluluk Müjgan'a,göre insanın sevdikleriyle birlikte olmasıydı. Şuanda onun için torunu bu hayattaki tek ve özel mutluluğuydu. Cem'in,de aynını hissettiğini biliyordu. Birbirlerine duydukları sevgi karşılıklıydı. Sevgiydi,ihtiyacımız olan. Sevgisiz olan insan başkalarına zarar verirdi. Sevgisiz yetişen bir insan başkalarını da mutsuz etmek için uğraşırdı. Çünkü hayatta mutlu değildi. Bu tarz insanlar başkalarını da kıskanırlardı. Çünkü kendileriyle barışık olmadıkları gibi,sevgisiz yetişmişlerdi.Sevgisiz insan mutsuzdu. Bencildi. Mutsuz insan da başkalarını mutsuz ederdi. Müjgan'a,göre kötülük sevgisizlikten doğuyordu. Buna insanın kendisini sevmemesi de, dahildi. Kendisiyle barışık olmayanlar,kötü bir çocukluk geçirenler,şiddetli bir ortamda büyüyenler ileride kötü insan oluyorlardı. Hatta katillerin bile çoğunun geçmişinin karanlık olduğunu ve sevgisizlikten dolayı cinayet işlediklerine tanık olabilirdiniz. Müjgan'a,göre her şeyin başı sağlık ve de sevgiydi. Bu birden aklına Nelson Mandela'nın,bir sözünü getirdi.Demişti ki," Hiç kimse ten renginden,geçmişinden ya da dininden dolayı bir diğerinden nefret ederek dünyaya gelmez. İnsanlar nefret etmeyi öğrenirler ve eğer nefreti öğrenebiliyorlarsa o zaman onlara sevmeyi de öğretebiliriz. Nede güzel söylemiş,dedi içinden. İşte bu yüzden hayata anlam katan Edebiyattı. Müjgan,bu tarz sözlere bayılıyordu. Okumak,edebiyatla ilgilenmek onu bu hayatta mutlu kılıyordu.

"Annanne gene başladı  dedi "Cem.

Aşağıda komşunun bir oğlu vardı.Mızıka çalıyordu.O kadar güzel çalıyordu ki,onlarda dinlemeden edemiyorlardı.Ses onlara kadar geliyordu.Çünkü aralarında sadece bir kat vardı.Başarılı bir çocuktu.

"Sende istersen öğrenebilirsin,dedi,Müjgan".

"Fena bir fikir değil, anneanne.Ben aslında piyano çalmayı öğrenmek istiyorum".

"Neden olmasın?çalışırsan öğrenirsin.Müzik harika bir uğraştır.Müzik ruhun gıdasıdır.Sanatsız bir hayat düşünemiyorum".

"Sana katılıyorum, anneanne öğreneceğim,dedi,Cem".

"Aferin benim torunuma dedi,Müjgan,Seninle gurur duyuyorum,her zaman,bunu sakın ola unutma".

"Biliyorum,anneanne,sağol varol".

"Her zaman canım benim".

"Anneanne bir arkadaşım var ismi Ömer.Onu az,çok tanıyorsun.Hani şu hayalperest olan.Bir kızla internet üzerinden yazışmaya başladı.Kızın adı Emma,İngiliz. Ömer,onunla bir gün tanışacağına inanıyor".

"Ah sizin şu yaşta aşık olmalarınız, valla beni öldürecek.Sanal aleme pek güven olmaz.İnsanlar internette birbirlerini pek de iyi tanıyamazlar.Karşılaşmalarına gelirsek imkansız değil,ama,zor.Hem daha 15 yaşında ne aşkı ayol?

"Öyle deme anneanne Ömer,kıza kafayı taktı.Hatta Üniversiteyi  orada okumak istiyor. Hatta  orada kayıt olmak için şimdiden hazırlıklara bile başladı".

"Eh hayırlısı oğlum,ne diyeyim?valla hiç güleceğim,yoktu.Zamanla fikri değişir dedi içinden.Şu yüzyılda kim 15 yaşındaki aşkıyla evlenir?ya da ileride hatırlar?kimse".

"Sen hep gül anneanne".

"Sen gene de arkadaşına kendisini fazla kaptırmamasını söyle.Bu ne olduğu belirsiz sanal ilişkisi derslerini etkilemesin".

"Merak etme anneanne Ömer'in,derslerinde hiçbir sıkıntı yok.Onun tek sıkıntısı aşk acısı.Sevdiğinin İngiltere'de,olması".

"Yahu görmeden aşk mı olurmuş?birbirini tanımadan?belki yüz-yüze gelince birbirlerinden hiç hoşlanmayacaklar".

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin