Elif ona yeni,son çekildiği resmi göndermişti. Yanında da esmer bir kız vardı. Arkadaşı olmalıydı.Elif,aynıydı.Pek değişmemişti.Yüz aynıydı.Sadece tabi ki boyu uzamış,saçları pembeye boyanmıştı.Dimdikti.Çılgın kız diye düşündü.Çocukken de öyleydi.Neşesinden asla vazgeçmezdi.O her daim enerjik,kıpır kıpır,yerinde duramayan bir öğrenciydi.
"Nasılım?".
"Sen vedalaştığımız gibisin".
"Yani?".
"Çok güzelsin dostum dedi "Cem.
"Yeni tarzımı nasıl buldun peki?".
"Çılgın ve hoş".
"Teşekkürler.Yanımdaki kim dersen?o arkadaşım.İsmi Nemzar".
"Arkadaşın olduğunu tahmin ettim dedi "Cem.Kız esmerdi.Zayıftı.Asyalılara benziyordu.
"O benim Ermeni arkadaşım.Cem,biliyor musun?çok iyi dost olduk.Biliyorsun dünyada iki ülke arasındaki polemikler,geçmişten gelen düşmanlık asla bitmiyor.Oysa her ırkın içinde anlaşabileceğimiz,sevebileceğimiz kişiler çıkıyor.Irkçılık bu dünyanın bir belası,değil mi?önyargılar,bitmek bilmeyen,ülke,ırk kavgaları.Tüm bunlara ne gerek var?her yerde iyi insanlar var,birde kötü olanlar var".
"İşte seni bu yüzden seviyorum canım dostum Elif'im dedi "Cem.Kimseyi ayırmıyorsun diye de ekledi.
"Ah Cem,seni çok özledim.Yakında görüşüp,özlem giderelim.Bol-bol sohbet edelim.Yıllar su gibi akıp geçti.Konuşacak çok konu birikmiştir,bundan eminim.Hepimizin içinde bir çocuk vardır biliyor musun Cem?kaç yaşına gelirsek gelelim asla yok olmaz.İçindeki çocuğu asla yitirme".
"Ne de güzeL konuştun sen böyle bakim.Kesinlikle katılıyorum.İçimizdeki çocuğu asla yitirmeyelim, bebeğim".
"Görüşürüz baby".
"Görüşeceğimiz, günü sabırsızlıkla bekliyorum dedi "Cem'de.Bu kız onun için hep özel kalacaktı.Şu anda onu sadece eski bir dost olarak görüyordu.Çocukluk aşkı,yaşadıkları,hissettikleri çok geçmişte kalmıştı.Fakat onunla dostluğu kalıcıydı. İşte bu gerçek bambaşkaydı.Asla silinip gitmeyecek,yitirilmeyecek olan bir dostluktu,bu.Bu yüzden de Elif'in,Cem'in,hayatında daima özel bir yeri vardı.Geçen yıllar bu gerçeği yok edememişti.
Anılar silinmemişti.İşte orada duruyorlardı.
Kalplerinde...
Ve bu duygu karşılıklıydı.Birbirlerini seviyorlardı.Ve her şeyden önemlisi birbirlerine saygı duyuyorlardı.Burada kilit kelime saygıydı.Bu her şeyden çok daha önemliydi.
Cem,bu kız sayesinde hayata tutunmuş,sevgiyi,dostluğu öğrenmişti.Elif,bu hayatta onu olduğu gibi kabul eden,edebilen tek kadındı. Bu Cem,için oldukça önemliydi.Bu gerçek onu mutlu ediyordu.Bu dünyada biraz mutlu gerçeklere de ihtiyacımız vardı.Mutsuz gerçeklerden sıkılmıştık.Bütün takıntılarını Elif,ile paylaşmış,problemlerinin üstesinden gelmişti.Cem,onunla çocukken yalnızlığını,hayatını,acılarını paylaşmıştı.Bunlar unutulamazdı. Yıllar sonra işte kader onları yeniden bir araya getirmişti.Özeldi.Mutlu yıllardı.Cem bazen çocukluğunu özlüyordu.Her şeyin güzel,masum olduğu o yılları bazen düşünmeden duramıyordu.Anneannesiyle geçirdiği günler harikaydı.Gene de, ailesini küçük yaşta trafik kazasında yitirmişti,ve bu da psikolojisinin bozulmasına neden olmuştu.O zorlu günlerin üstesinden anneannesi sayesinde gelebilmişti.O olmasaydı,Cem yaşayamazdı.O zorlu çocukluk günlerinde yanında anneannesi,ve çok sevdiği Elif,vardı.Geçen yıllar bile dostluklarını engelleyememişti.Araya ayrılık,uzaklık girmişti,elbet,ama,yıllar sonra bir mesajla,aramayla her şey gene eskisi gibi olmuştu.
Elif,onu dinlemiş,çocukluğunda acılarına ortak olmuştu.Tolstoy,şöyle demişti "Bir insan acı duyabiliyorsa canlıdır.Başkasının acısını duyabiliyorsa insandır".Elif,onun acısını duymuştu.Bu ikisi içinde karşılıklıydı.
Cem,bir kez daha tebessüm, etti. Odasında yatağına uzanır saatlerce hayal kurardı.Hayalleri genelde gezmek istediği ülkelerle ilgili olurdu.Tabi birde Elif,ile ilgili.Onunla sevgili olduğunu hayal ederdi.İmkansız olsa bile bunu isterdi.İçinden dilerdi.Sürekli onu düşünür,onunla ilgili hayaller kurardı.İlk aşkına fazla bağlanmıştı.Ve çok acı çekmişti.Fakat bu aşk değildi,bir takıntıydı.Çocukluk aşkıydı. Çocukluk aşkları,ilk aşklar bu şekilde yoğun,takıntılı bir biçimde yaşanıyordu.Genelde tek taraflı olurdu.Karşılıksızdı.Geçiciydi, ve bu tarz çocukluk,gençlik aşkları yıllar sonra güleceğin bir anı olarak kafanda kalıyordu.Geriye sadece anılar kalıyordu.Fakat gene de mutluydu.Çünkü çok güzel bir dost edinmişti.Bu biraz da bir hayranlıktı.Zaten Cem'e,göre hayran olduğun insanı beğenir,onu tutkuyla hayal ederdin.Aşk biraz da hayranlıktan geliyordu.Onun bir özelliği sende onu çekerdi.
Cem,genel anlamda hayal kurmayı çok severdi.Gerçek hayatın sıkıcılığından o anda uzaklaşırdı.Bu onu iyi hissettirirdi.Mutlu ederdi.O bir hayalperestti.Hayal gücü onun yaratıcılığını artırıyordu.Bu yazarlık kariyerine olumlu anlamda katkı sağlıyordu.Hayal gücünü bazen yazdığı kitaplara yansıtıyordu.Onun işi buydu.Yazarların hayal gücü zengin olurdu.Düşünmeden yazmak imkansızdı,aynı şekilde okumayan,hayal kurmayan yazarda yoktu.Bunları yapmaktan hoşlanıyordu.Her insanın zevki,hobileri,yapmaktan hoşlandığı şeyler farklıydı.Cem'e,göre hayatın mutluluğu bu ufak-tefek tatlarda gizliydi.Hayatın zevkleri ona göre yemek,içmek,gezmek,yazmak,okumak,sanat,bilim,felsefe,ve tabi hayatının olmazsa olmazı cinsellikti.Çapkındı.Bağlanamıyordu,ve güzel kadınlarla birlikte olmaya,onlarla çılgınca fanteziler denemeye bayılıyordu.O böyleydi.En sevdiği fantezi gurup seks dışında, evde porno eşliğinde sevişmekti.Arada geceleri uyumadan önce porno izlemeyi severdi.Bu onu rahatlatırdı.Bazen de porno izleyerek o esnada uygulamalı olarak partnerine orada izlediklerini uygulamak ayrıca ona zevk verirdi.Sıradan,muhafazakar kadınlardan değil,çılgın,yatakta her şeyi denemeye açık kadınlardan hoşlanıyordu.Açık fikirli kadınları seviyordu.Tutucu kadınların hayatında yeri yoktu. Hep olmasa da,arada bir öylelerini bulabiliyordu.Bu yüzden de şanslıydı.Kadınlar yataktaki performansının iyi olduğunu söylüyorlardı.Şimdiye kadar memnun olmayana rastlamamıştı.Cem,bu konuda iyiydi.E zamanında boşuna Freud,okumamıştı nede olsa.Cem,kısacası adrenali,heyecanı severdi.Ona göre heyecanın olmadığı bir hayat sıkıcı olurdu.Heyecanlar,fanteziler güzeldi.Önemli ve gerekliydi.Cinsellik yemek,içmek kadar doğaldı.Halen daha bazı kesimler tarafından tabu olarak görülmesine bir türlü bir anlam veremiyordu.Kadını orospu olarak gören zihniyetten nefret ediyordu.Bu tipler ona göre mide bulandırıcıydı.Hayır Cem,onların niçin yaşadıklarına bile bir anlam veremiyordu.İçleri kötülük,fesatlık doluydu.Özgürlüğe karşıydılar.Kendi yapamadıkları şeyler için başkalarını suçluyorlardı.Gereksiz,yığın sürüsü dedi içinden.Ona göre dünyada hiçbir kadın orospu değildi.Buna para karşılığı seks yapanlarda dahildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
AdventureCem ve anneannesi Müjgan'ın yaşamı. Aynı zamanda da bir aşk hikayesi.