AŞK
Cem,ertesi gün Elif,ile karar vermiş oldukları yerde buluştu.Birlikte sakin,bir kahvede oturmuş,sohbet ediyorlardı.Cem,henüz 15 yaşında olduğunun farkındaydı.Fakat hissettikleri 30 yaşında genç,yetişkin bir erkeğin hissettikleriyle hemen-hemen aynı gibiydi.Elif,güldüğünde oda gülüyor,o mutlu olduğunda kendiside mutlu oluyordu.O üzgün olduğunda aynı şekilde oda çok üzülüyordu.Bu kız ona ne yaptı?bilmiyordu.Sanırım kalbimi çaldı,dedi içinden.Ona baktığında heyecanlanıyordu.O konuşurken kalbi heyecanla çarpıyor,gözlerinin içine baktığındaysa resmen eriyordu.Çok masum,güzel,inanılmaz bir histi,bu.İlk aşkıydı,belki,ama,şu an için çok özeldi.Onu kelimelerle anlatamayacağı kadar çok seviyordu.Onun üzerine titriyor,onu her daim korumak istiyordu. Hep onunla birlikte olmak istiyordu.Dakikalar yanında su gibi akıp,geçiyordu.Ondan ayrıldığında içini anlam veremediği bir acı,hüzün kaplıyordu.Sanki onu bir daha göremeyecekmiş,kaybetmiş gibi hissediyordu.Bu tuhaf his ona acı veriyordu.Neden böyle olduğunu bilmiyordu.Keşke onu sadece arkadaş olarak sevebilseydi.Sanki kalbini bir bıçak saplamıştı,ve oda nefes alamıyordu.Onu kıskanıyor,onu sahiplenmek,korumak,gözetlemek istiyordu.Hep onu düşünüyor,hayal ediyor,görmek istiyordu.Onu o olmadığı zamanlarda çok özlüyordu. Elif'in,en ufak bir arkadaşça ilgisini farklı yorumluyordu.Daha sonra da utanıyordu.İnsan artık yakın arkadaşı olduğu kıza hiç o gözle bakar mıydı?sapıksa bakar dedi içinden.Peki, o bir sapık mıydı?eğer sapık değilse,o halde neydi?bu davranışının ardında ne yatıyordu?kendisini kullanılmış hissediyordu.Oysa Elif,ona hiç bir şey yapmamıştı.O bir Melekti,ve masumdu.Kötü olan oydu.Elif,ile arkadaş olmak zorundaydı.Kafasındaki aşk fantezilerini bir kenara bırakmak zorundaydı.Elif,çok iyi,derslerinde başarılı,kültürlü,iyi bir aileye sahip bir kızdı.Elif,kendisini arkadaş olarak seviyordu. Sırf bu yüzden onu kaybedemezdi.Hem Anneannesi haklıydı.Onun yaşında aşk mı olurdu?yaşları henüz çok ufaktı,henüz ikisi de küçük birer çocuktu,ve arkadaş olup,ders çalışmayı,eğlenmeyi hak ediyorlardı. Cem,bunu yapacaktı.Elif,ile nasıl arkadaş olmayı başardıysa ki,bu durum kısa bir zaman önce ona imkansız gibi gözüküyordu,yani onunla tanışmıyordu,bile.Bunu nasıl başardıysa,ona aşık oluşunu engellemeyi de başaracaktı.Böylece Elif,ile çok iyi birer ayrılmaz ikili olacaklardı.Dostluk kalıcıydı,bir ömür sürerdi,oysa araya aşk girdi mi,o kişiyi bir gün kaybederdin.O Elif'i,asla kaybetmek istemiyordu.
Asla.
Bu aklına birden Dostoyevski'nin,bir sözünü getirdi."Amacına ulaşmak için hiçbir şeyi küçümseme,tam ulaşamazsan bile dene;belki başarırsın.Hepimizin güvenini bağladığımız şu "Belki" hiç de azımsanmayacak bir umuttur".Haklı diye düşündü.Denemeden bilemeyiz.İşte,o Elif,ile sadece arkadaş olmayı,ona farklı bir gözle bakmamayı deneyecekti. Bunun için çalışacak,çaba gösterecekti.O şansını deneyecekti.Bir şey kaybetmezdi.
Asla pes etme.Olana kadar çalışmanı sürdür.Umut ki,bir çok şeye değer özellikle de biz insanlar için.Umut,olmadan yaşayamayız.
Hiçbirimiz.
Elif,zengin bir kızdı.Ailesinin maddi durumu iyiydi.Şimdiden dünyanın yarısını gezmişti.Bu yaşında çok fazla yer görmüştü.Hepsini Cem,ile paylaşmıştı.Kalbin,tüm servetim,diye düşündü,içinden.Cem,asla birisine parası için değer vermezdi.Ona göre bu tip insanlar o kelimesiyle başlayan birer mahluktan başka bir şey değillerdi.Şimdiden birbirleriyle bir çok sır paylaşmışlardı.O onun sırlarından fazlasını barındırıyordu.O onun en özeliydi. Cem,gözlerinin içine baktığında onda geleceği görüyordu.Gözlerinde geleceğimi görüyorum,dedi içinden.Elif,bugün mükemmel görünüyordu.O melek gibi bir kızdı.Adı Melek,olsa bu kadar yakışırdı.Neyse önemli değil dedi içinden.O onun için zaten bir Melekti.Adının ne olduğunun ne önemi vardı?onun gözünde o bir melekse, her daim öyle olacaktı.Ah anneanne ah ben bu kızı bir gün unutabileceğini,hiç sanmıyorum,dedi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
AdventureCem ve anneannesi Müjgan'ın yaşamı. Aynı zamanda da bir aşk hikayesi.