SOSYAL MEDYA İNSANIN BEYNİNİ UYUŞTURUYOR İNSAN DÜŞÜNMEYİ UNUTUYOR
Bir kere ikisi de özgürdü.Bu onlar içinde,ilişkileri içinde önemliydi.
1993 senesinde Manchester,şehrindeyken Nick,ile Counting Crows'un,Mr.Jones,adlı parçası eşliğinde karşılıklı dans etmişlerdi.
Güzel yıllardı.1980 li yıllarda da,Bristol şehrinde kitap eşliğinde parkta uzanırlarken,arada bir şeyler atıştırıp,sohbet edip,karşılıklı gülerlerdi. Lionel Richie'den,"Hello" adlı parça çalardı.Nick,ona sürekli olarak gözlerinde geleceği görüyorum,derdi.Müjgan,eski şarkılara aşıktı.Onun döneminin şarkılarında bir anlam,duygu,aşk vardı.Oysa şimdikilerde pek bunu göremiyordu.O anlamı,duyguyu,coşkuyu bulamıyordu. Diana Ross-Lionel Richie'nin beraber söyledikleri "Endless Love"adlı şarkıda aynı şekilde onun için özeldi.Çünkü o şarkı eşliğinde geçmişte eşiyle az dans etmemişlerdi.Anlamlı-romantik bir parçaydı.Halen daha dinlerdi.Ve ne zaman dinlese eşini hatırlardı.Aklına yaşadıkları eski günler,o güzel,büyük aşk gelirdi.Kahraman Tazeoğlu'nun,şu sözü Nick'e,olan aşkını anlatıyordu.
"sen benim görmek için,bakmaya gerek bile duymadığım ezberimsin".Sen kalbim ile aklım arasında kaldığım en güzel çaresizliğimsin,diyen Cemal Süreya,ne kadar da haklı diye,düşündü,Müjgan.Duygular,hisler aşklar belki gün gelir unutulurdu,ama,bir zamanlar yaşanılanlar daima bizimle olacaktı.
Ve özel anlarsa asla unutulmayacaktı.Nick,en özelimsin,dedi içinden.
Daima...Müjgan,Nick ile tanışmadan önce kafasından bir söz yazmıştı.Demişti ki; kim bilir?belki bir gün karşılaşırız bir yerlerde...bunu o kişinin kim olduğunu bilmeden yazmıştı.Bu sözü içinden,kalbinden gelecekteki sevgilisine yazmıştı.Sonra hayatına Nick,girmişti.Ona da bu sözü yazmıştı.Söz sonunda sahibini bulmuştu.O onun kalbiydi.... ve daima da öyle olmuştu.
Müjgan,bu ara uzaya merak sarmıştı.Bilim kurgu filmleri izliyor,bu tarz kitaplar okurken de adeta kendinden geçiyordu.Uzayda yaşam var mıydı?nasıldı?giden geri dönebilir miydi?Müjgan, en son bilgisayar oyunlarının tehlikeleriyle ilgili bir yazı okumuştu.Yazıda Momo ve Mavi balina gibi oyunların ortak noktasının çocuklara görev vermek olduğunu söyleyen akademisyen üyesi Volkan Yücel çocukların bu tarz oyunlarda küçük bir çocuk olmadıklarını kanıtlamak için verilen tüm tehlikeli görevleri yerine getirdiklerini söyleyerek ebeveynlere tavsiyelerde bulunmuştu.Bu tarz oyunlar oldukça tehlikeliydi.Öyle ki Momo oyunu yüzünden bir sürü çocuk intihar etmişti.Müjgan,Cem'e,daha önce de sormuştu,fakat ona gene seslendi,ve bir kez daha sormadan edemedi.
"Cem,internette şiddet içerikli oyunlara bulaşmıyorsun, değil mi?".
"Yok anneanne ya merak etme,o tarz oyunlarla işim olmaz.Hem ben artık 15 yaşındayım,büyüdüm o tarz oyunlara bulaşanlar genelde dört yaş ve altı oluyor.O oyunlardan haberim var.Bu korkunç anneanne". Cem,bunu söylerken Şirin,ile halen daha top oynamaktaydı.Üzerinde Cristiano Ronaldo,tişörtlü bir buluz vardı.Cem, Portekizli futbolcuyu oldukça beğeniyordu. Maçlarını da her daim izlerdi.
"Şirin,ile ne de güzel oynuyorlar değil mi".
"Öyle valla".
"Birbirlerini çok sevdiler dedi "Müjgan.
"Şirin'de,zaten ilgi manyağı.Kendisiyle hep böyle oynayacak olan birini arıyor. E Cem,henüz çocuk enerjik tabi,koşturup,dursunlar işte,böyle ne güzel.Bazen benden de aynısını yapmamı istiyor,ama, bu yaştan sonra zor,yoruluyorum ayol,bende onunla oynamak yerine,onu bol-bol kucağımda sevip,uyutuyorum.Çok daha kolay,valla diyerek konuştu" Yasemin.