Gözlerim içeride gördüğüm yüzle fal taşı gibi açılmıştı. Bu yüzü daha önce görmediğime yemin edebilirdim ama nedense tanıdık geliyordu.
Yanıma gelmek için ayağa kalktığında bi adım geriledim. Kaçmam gerekiyordu ama yapamıyordum. Kıpırdayacağım sırada yanıma hızla yaklaştı.
"Daha geç gelirsin diye düşünüyordum," Koyu kahverengi gözlerini benden bi an olsun ayırmadan tekrar konuştu. "Ama beni yanılttın."
Ne zamandan beri buradaydı?
"S-sen kimsin?" diye kekeledim.
Korku adeta bütün benliğimi ele geçirmişti. Kim olduğunu bilmediğim bir adam gecenin bir yarısı evimde rahat bir şekilde davranıyordu."Evimde ne işin var?" diye sordum sesim bu defa normal çıkmıştı.
Nedense içimde bu adamın bana zarar vermeyeceğine dair bi his vardı. Bu yüzden normal davranmaya çalışıyordum.
"Cık cık cık.." diye garip bir ses çıkardığında kaşlarımı çattım. Çok yakınımda duruyordu. Ben ondan uzaklaşmaya çalıştıkça o daha çok üzerime geliyordu.
"Burası artık benim evim," dedi sesi oldukça normal çıkmıştı. "Baban bu evi bana sattı." diye konuşmaya devam ettiğinde beynim söylediklerini idrak etmeye çalışıyordu.
"Babam böyle bir şey yapmaz," diye mırıldandım.
Bu zamana kadar çok borca batmıştı ama bir kere bile bu evi satma gereği duymamıştı.
"Yalan söylüyorsun." diye bağırdığımda tek kaşını kaldırıp yüzüme öylece baktı.
Bir hışımla gelip kolumu tuttuğunda ağzımdan küçük bir çığlık koptu. Bir anda yaptığı şeyle korkmuştum.
"Bana bir daha bağırırsan senin o dilini keserim. Anladın mı beni?" diye sinirle kükrediğinde korktuğum için bi iki adım geriledim.
Kolumu bırakıp elini cebine attığında onu dikkatle izliyordum. Cebinden bir kağıt çıkarıp elime yavaşça bıraktı. Kağıdı açıp baktığımda babamın evi sattığını görmemle boğazıma bi yumru oturdu.
Kulağıma yavaşça eğilip nefesini üflediğinde böyle bir şey beklemediğim için ürktüm. "Eğer istersen benimle beraber bu evde yaşayabilirsin." diye fısıldadığında gözlerim irice açılmıştı. Yüzüne baktığımda dudağını alayla kıpırdattı.
"Hayvan herif!" diye tısladığımda beni duvarla bedeni arasında sıkıştırdı.
"B-bırak lütfen." dedim sesim bana bile zor geliyordu.
Az önceki cesaretim yerle bir olmuştu.
Ağlamamak için direniyordum ama gözyaşlarım kendiliğinden akıyordu. Gözlerini gözlerimden hiç ayırmadan dudaklarını araladığında bacaklarımın korkudan titrediğini anlamış olacak ki üzerimden çekildi.
Arkasını dönüp kapıya doğru ilerlediğinde tekrar yüzüme bakıp "3 gün içinde bu evi terk et bir dahakine bu kadar anlayışlı olmam." dedikten saniyeler sonra dış kapının kapanma sesiyle gittiğini anladım.
Gitmiş olmasına rağmen hâlâ titriyordum. Olduğum yere yığılıp elimle ağzımı kapatıp ağlamaya devam ettim.
Bu nasıl olabilirdi babam evi satmış olamazdı değil mi? Ağlamamı durdurmak için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Şimdi ne yapacaktım nerede kalacaktım?
Önce annem beni hiç düşünmeden bırakmıştı şimdi ise babam beni hiç düşünmeden evi satmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI SERÇE
Teen FictionBir serçeydim gökyüzünde kaybolmuş, o ise bir kartalmış avlanmaya çıkmış gelmiş bula bula beni bulmuş...