Bugüne kadar yazdığım en uzun bölüm
bu oldu. Oylayıp, yorum yaparsanız berhudar olurum efenim sgnmdxcşzxNeyse neyse,
Keyifli okumalar!
Bölüm şarkısı:
Gripin - Nasılım biliyor musun?🌙
Birazdan kopacak olan fırtınanın farkındaydım lakin zerre korkmuyordum. Günlüğünü ondan habersiz okumam yanlıştı bunun bilincindeydim ama okumuştum işte. Yiğit kapının önünde hâlâ dikiliyor bana bakıyordu belki de gördüklerine inanamıyordu. Bağırıp çağırmakta sonuna kadar hakkı vardı. Oturduğum yerden hızla ayağa kalktım günlüğü yerden almam gerekiyordu gözleri üzerimdeyken bunu yapamazdım.
Belki de günlüğünü okuduğumu görmemişti.
Eh, görmemesi işime gelirdi.
Bakışlarımı yerde bulanan günlükten çekip Yiğit'e çevirdim. Bir kaç saniye sonra kapının önünden çekilmiş yanıma doğru adım atmaya başlamıştı. Korkmam gerekiyorken neden korkmuyordum hiçbir fikrim yoktu.
Kokusu burnuma geldiğinde bir anlık ne yapacağımı şaşırmıştım. Tam yanımda durduğunda aramızda sadece bir adımlık mesafe vardı. Yiğit'in öfkeli bakışlarını yüzümde hissediyordum. Yüzüne bakmaya cesaretim olmadığı için sadece ayaklarına bakıyordum.
Çorabının rengi siyahtı.
Bu durumda dikkat ettiğim şeye de bakınız...
Hey! Ama ben şu an saçlarını görüyorum kafayı yemiş olmalıyım. Hayır hayır, eğilmiş günlüğünü alıyor. Gördü işte günlüğünü okuduğumu şimdi korkmaya başladım.
Kaçsam mı acaba?
Günlüğü yerden alıp komodinin üzerine bıraktı. Tek kelime dahi etmemişti bu sessizliği beni korkutuyordu kızsa bu kadar çok korkmazdım.
"Çık!"
Dudaklarından sadece bu kelimenin dökülmesi beni şaşırtmıştı. Bağırıp, çağırması gerekmez miydi? "Ben..." diye açıklama yapacağım sırada yüzü hemen bana doğru döndü.
Tekrar ettim. "Ben..."
Tek kaşını kaldırmış bana bakıyor. Evet, devamını getirmeliyim.
Tekrarladı. "Çık!"
Konuşmama fırsat vermiyor, odasından çıkmamı istiyordu. Haklıydı ama ben neden odasına girdiğimi bilmesini istiyordum. Özür dilemem gerekiyordu. Dudaklarımı araladım. "Odana girmemem gerekiyordu farkındayım," derin bir nefes alıp tekrar konuşacakken, "Sana çık dedim!" diye kükredi âdeta.
Eğer çıkmazsam daha çok sinirlenip, bağırabilirdi istediğim şey de buydu zaten bana kızmakta sonuna kadar haklıydı ve ben kızmasını istiyordum günlüğünü okumam yanlıştı yaptığım hatanın bedelini ödemek istiyordum.
Bağırsın, çağırsın, içine atmasın istiyordum.
Hak etmiştim sonuçta.
Duymamış gibi davrandım. "Beni bir dinle," diye hızlıca konuştum.
Bu sefer duymamış gibi davranan oydu derin bir nefes aldıktan sonra kolumu tutup beni odanın kapısının önüne doğru sürüklemeye başladı. Kolumu elinden çekmeye çalıştım ama imkansızdı o kadar çok sert tutuyordu ki canım yanıyordu.
Yüzümü buruşturdum. "Bırak!"
Bırakmak yerine daha sıkı tuttu.
Bulunduğumuz odanın kapısının önüne geldiğimizde beni odasından çıkardı. Yüzümü hemen Yiğit'e çevirdim kapının kulpunu tutmuş her an yüzüme kapatacakmış gibi duruyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARALI SERÇE
Fiksi RemajaBir serçeydim gökyüzünde kaybolmuş, o ise bir kartalmış avlanmaya çıkmış gelmiş bula bula beni bulmuş...