Bölüm 6

1K 85 80
                                    

Bölüm şarkısı:
Gripin - Elini Korkak Alıştırma

🌸

Korku ve öfke.

Hissettiğim şeyler tam olarak buydu. İçimdeki korku, öfkeye göre daha ağır basıyordu.

Korkuyla küçüklüğümde tanışmıştım.

Babamın anneme uyguladığı şiddet, bitmek bilmeyen kavgaları her gece korkuyla tanıştırıyordu beni.

Küçükken, büyüyünce kimse beni üzemez, ağlatamaz ve en önemlisi korkutamaz diye düşünürdüm.

Bu yüzden hemen büyümek isterdim.

Büyüdükçe farkına vardım ki,

Büyümek zaten korkunç bir şeymiş. Dertlerin, acıların, yaraların sen büyüdükçe daha çok büyürmüş. Ve işte o zaman, keşke büyümeseydim dersin.

Keşke büyümeseydim.

Patronun odasından çıkmış, başka bir odaya gelmiştik. Daha doğrusu Yiğit beni bu odaya getirip kapıyı kilitleyip gitmişti. Kaçacağımı düşünüyordu, haksız da sayılmazdı her fırsatta kaçmaya çalışıyordum ama sonu hep hüsran.

En son Patron mekânda çalışacağım konusunda kesin karar almış, kimseye söz hakkı tanımamıştı. Bana sorması gerekmez miydi?

Ah pardon, zaten beni zorla burada tutuyorlardı. Bir de benim kararımı sormaları saçma olurdu.

Ne kadar zamandır bu odada kaldığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Uğraşacak bir şeyler bulamıyordum canım sıkılıyordu.

Odanın boyaları sökülmüş, rutubet kokusu her tarafa yayılmıştı. Pencere de olmasa odayı bok götürecek neredeyse. Pencereyi açmayı daha önceden akıl edip açmıştım. Oldukça yüksek bir yer olduğu için kaçmam zordu. Kaçsam bile kapının önündeki adamlara yakalanırdım.

Zaman bir türlü geçmiyordu ya da geçiyor da ben farkına varamıyordum.

Oturduğum sandalyeden kalkıp kapıya doğru adım atmaya başladığım sırada anahtar sesi işitince oturduğum sandalyeye geri döndüm.

Kapı açılır açılmaz Yiğit karşımda belirdi.

Bana doğru gelmeye çalışırken aynı zamanda cebinden bir şeyler çıkarıyordu.

Çıkardığı şeyin telefon olduğunu görünce kaşlarımı çattım. Yanımda durduğunda hızla ayağa kalktım. Elindeki telefonu bana verip "Arkadaşını arayıp, iyi olduğunu söyleyecek ve polise gitmesine engel olacaksın!" diye emir verdi sert çıkan sesiyle. Dudaklarımı birbirine bastırıp zaten çatık olan kaşlarımla yere baktım.

Yüzüne bakmak istemiyordum.

Elimdeki son şansım da yok olup gidecekti. Buradan kurtulmam daha zor olacaktı.

Belki de hiç kurtulamayacaktım.

"Sana diyorum," dediği an yüzüne tekrar baktım ve elindeki telefonu alıp "Numarasını ezbere bilmiyorum," dedim telefona bakarak. Telefonu hızla elimden alıp biraz kurcaladıktan sonra ekranı bana gösterdi.

"Numarası var ara şimdi."

Telefonu tekrar elime aldıktan sonra numarayı istemeden de olsa aradım. Yiğit sesi hoparlöre vermemi istediği için hoparlöre vermiştim. Ne konuştuğumuzu, ne söylediğini duymak istiyordu.

YARALI SERÇE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin