❝O gün yıldızlara anlatmıştım düşlerimi. Gökyüzü masmavi, hafif bir meltem havası tenimi okşuyordu. Sonra birden gökyüzü karardı. Yüzümdeki gülümseme anında solup giderken kararan gökyüzü içimi huzursuzlukla kaplamıştı.Edilen dilekler o günle birlikte sonsuz bir hayal olarak karanlığa gömülürken, gerçekler; saklandıkları yerden karşıma çıkagelmişlerdi.❞
❝Yazık ki geçen onca anılara, yarım kalmışlıklara. İsyanım beni görüpte görmezden gelenlere, duyupta sağır olmaya çalışanlaraydı. Kaygılı yıllarımda dert çekip durdum. Hiçbir zaman gerçek mutluluğu göremedim. Susturuldum. Sustum. En acısıda bana sırtını dönenlere karşı kırgın oluşumdu. Beni üzerek kalbimi incitenlere karşı kırgın hissetmemeliydim. Hakları yoktu. Kırgınlığıma bile layık olmayan insanlara yüreğimde yer vermemeliydim.❞
ACIYLA YOĞRULAN YAŞLAR.
Bilemezdim.
Bir gün hayatım ve ailem arasında karar vermek zorunda kalacağımı bilemezdim. Hafif olan uykuma yenik düşmeden önce aldığım karardan fazlasıyla emindim. Ancak zihnimin içinde susturamadığım sesler yüzünden kararım arasında tereddüt içerisinde kalmıştım. Kararım yalnızca benim hayatımı etkilemeyecekti. Ucu illaki sevdiklerime de dokunacaktı.
Ve ben o gün bir kez olsun bencilce davranmak istedim. Kendi hayatım üzerinde bir kez olsun söz sahibi olmak istedim. Acaba böyle düşünerek yanlış mı yapıyorum?
Benim iyiliğimi isteyen adama nasıl kararımın gitmekten yana olduğunu söyleyebilirim ki?
Gitsem bile gideceğim kimsem yoktu. Kalsam da kim olduklarını bilmediğim bir ailenin evlatlık çocukları olacaktım. Ya gideceğim yerde daha kötü bir muameleyle karşılaşıp bir ömür boyunca bunun pişmanlığıyla yaşarsam? Çekip gidersem hasta babam ve iki küçük kız kardeşlerime ne olacaktı? Halimiz bu kadar acınası bir durumda iken yokluğum onları üzmez miydi? Binbir türlü düşüncelerle başa çıkamayacağımı anlayarak gözlerimi huzursuzca araladım. Başımı babamın göğüsünden ayırdığımda yorgun ve kızarmış elâlarıyla göz göze gelmeyi beklemiyordum. Dikkatle beni izliyor, bir şey söylememi bekliyordu.
Hüzünlü bakışları gitmemi istemediğini bas bas bağırırken neden sözleriyle bir seçim yapmam için beni zorluyordu?
"Paltomu getirebilir misin Kayra?" Aramızdaki gerilimden bir nebze olsun kurtulduğum için memnundum. Hızlıca ayaklanarak babamın askılıkta asılı hâlde olan kahve tonlarındaki eski paltosunu aldım. Yerime oturmadan paltoyu babama uzattığımda zorlukla iç ceplerini karıştırmaya başladı. Hareketleri kısıtlı olduğundan ellerini hareket ettirmede oldukça güçlük çekiyordu. Ona yardımcı olmak isteyen iç sesimi bastırarak sabırla ayakta durmaya devam ettim. Kendisini daha fazla işe yaramaz, başkasına muhtaç biriymiş gibi hissetmesini istemiyordum. Bu fikre kapılarak hastalığını ilerletip, sağlığının tamamen bozulmasını istemediğim için yardımda bulunmadım. Hem fiziksel hem de ruhen çökmüştü. Onun için elimden ne geliyorsa yapsamda kendimi hep eksik ve yetersiz hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUYUN FISILTISI (1)
FantasyGökleri inletecek derecede yağan yağmur küçük köyümüzü bertaraf edebilir güçlükteydi. Şimşeklerin çıkardığı korkunç seslerle bedenim bir kez daha titrerken yersiz olan bu korkuma mâni olamamıştım. Bir süre gözlerim kapalı bir hâlde gök gürültüsünü v...