❝Bir ihtilalin başlangıcıydı sana olan sevgim. Aşkımı sözlerden çok gözlerimde taşırken sen Türk kızı, bu savaş uğruna değersin. Senden gelecek her yenilgiye varım. Bak gör ve utan. Beni kendine nasıl bir mecnuna çevirdiğin için.Her güzel bir şeyde mutlaka büyük bir kavga veya uğruna dökülen kanlar vardı. Sense Türk kızı uğruna kan döktüğüm değil; bastığın her yola güller döktüğümsün.❞
❝Farklı iki millet, soy ve ailelere sahip olsakta yüreğimde atan kalbin tek sahibi sensin. Türk kızı, söylesene benim seni sevdiğim kadar sende beni sever misin? İnatçı kalbin beni de yüreğinde taşır mı? İstikbal göklerdeyse evim, vatanım sende.❞
HIRÇIN TÜRK KIZI.
"Efendi Elyona?"
Evara ülkesinin askeri birliğin ikinci general komutanı Elyona, ona seslenen saray çalışanının sesiyle duraksadı. Adımlarını yavaşça durdurdu. Bugün tüm gün emri altında olan askerlere kılıç talimi ve savunma dersleri vermişti. Bu işlere bizzat kendisi katılır askerlerin zayıf veya güçlü noktalarını tespit ederdi. Askerlerin eksik yönlerini bularak o yöne doğru yoğunlaştırıp zayıf noktaları güçlenmesini sağlıyordu. Yakın bir zamanda barbarlar tarafından kurulan suikastı başlamadan bastırmıştı. Kahverengi asi saçları dağınık, üstü günün yoğun temposuyla ter içinde kalmıştı. Ona ait olan odaya gitmek üzereyken durmuş, merakla ona bakan yaşlı kadının konuşmasını beklemişti. Karşısında duran kısa kadını daha net görebilmek için biraz eğilmek zorunda kaldı.
Yirmi yedi yaşını birkaç ay önce arkadaşları ve inatçı ailesinin zoruyla kutlamışlardı. Sürprizlerden hiç hoşlanmazdı. Aksi haline tezat iyi yürekli bir adamdı. Bazı takıntıları onu çileden çıkarsa da sabırlı olduğuda söylenebilir.
"Sizi dinliyorum."
"Sizden bir ricada bulunabilir miyim?" diye tatlıca ve biraz da mahcupca sözlerini dile getirdi yaşlı kadın. Yorgunluğuna rağmen annesine benzettiği yaşlı kadına gülümseyerek cevap verdi. "Elbette. Sorun nedir?"
Gülümsemesi yaşlı kadına da bulaşmıştık ki, o da gülüyordu.
Elinde sıkıca tuttuğu geniş sepeti işaret etti. "Mutfak perdesinin değişmesi gerekiyor. Benim yerime takar mısınız?" Yaşlı kadın birliğin komutanından bunu istediği için utanmıştı. 1.52 boyuyla onun iki katı olan uzun perdeyi ne kadar çabalasada asamamıştı. Tüm çalışanlar yemek odasındaki kraliyet ailesine ve konuklarına hizmet ediyorlardı. Geri kalan çalışanlar odalara yeni nevresimler, çarşaflar sermekle meşguldüler. Mutfak bölümünde yalnızca o kalmıştı. Elyona uzanarak yaşlı kadının tuttuğu sepeti eline aldı. "O hâlde doğruca mutfağa gidiyoruz." diyerek yaşlı kadına elini uzatı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUYUN FISILTISI (1)
FantasyGökleri inletecek derecede yağan yağmur küçük köyümüzü bertaraf edebilir güçlükteydi. Şimşeklerin çıkardığı korkunç seslerle bedenim bir kez daha titrerken yersiz olan bu korkuma mâni olamamıştım. Bir süre gözlerim kapalı bir hâlde gök gürültüsünü v...