❝Herkes bir şansı hak etmez. Ancak hak ettiği halde şans vermemekte büyük bir haksızlık değil midir?❞❝O gün benim için unutamadığım bir an olurken; ikimiz için şans tanıman, bana bir aile kazandırmıştı.❞
BANA BİR ŞANS TANI.
PAZARTESİ GÜNÜ:
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan Ares heyecanla yatağın üstüne çıkıp zıplamaya başladı. Bugün Jack'le birlikte dışarıya çıkacaklardı. Onun mutluluğuyla erkenden giysilerini giyip hazırlanmak istiyordu. "Anneciğim hemen hazırlanmam lazım. Geç kalmak istemiyorum!" Oğlunun neşesinin yerinde olduğunu gören Jane tebessüm ederek dolaptan çıkardığı küçük takım elbisesini yatağın üzerine serdi. Ares elbisesini hemen alarak yataktan indi. "Anneciğim babam benim üzerimi giydirebilir mi?" diye sordu. "Hem hâlâ uyuyor olabilir. Onu uyandırırım da."
Jane o an ne söylemesi gerektiğini bilemedi.
Oğluna hiçbir duygudan yoksun yaşamaması için çabalarken Ares bir babanın ihtiyacını günden güne duyuyordu. Jack'e bu kadar kısa sürede bağlanıp onu babası olarak görmesini beklemiyordu. Kendisi de ona karşı ne hissetmesi gerektiğine karar veremiyordu. Birine en son güvendiğinde yüzüstü bırakılmıştı. Geçmişin yaraları zamanla kabuk bağlasa da yeni bir başlangıç yapmaktan korkuyordu.
"Peki git." Oğlu sevinç nidaları atarak odadan çıktığında üzerindeki krem rengindeki elbiseye göz gezdirdi. Jack'le gitmesi doğru olur muydu bilmiyordu ancak uzun bir süre sonra ilk kez özenle hazırlanmıştı. Sarı saçları dalgalar halinde omzundan dağılıyordu. Yüzüne sade makyaj yaparken yeşil gözlerine siyah sürme çekerek güzelliğini belirginleştirmişti. "Jane gitmek için hazır mısın bir tanem?" Elena yatağın üstünde kararsızlık içinde oturan kızına yaklaştı. "Neyin var güzel kızım? Neden suratın asık?"
Jane sıkıntıyla parmaklarıyla oynamaya başladı. "Anne sence de üstümdeki elbise biraz abartı durmamış mı?" Oysaki elbiseyi özenle akşamdan hazırlamıştı ama şimdi gözüne bir tık fazla gelmişti. Elena kızının asıl derdini anında anlamıştı. Jane'nin elini sıkıca tutu. "Peri kızı gibi görünüyorsun." Derin bir nefes aldı. "Jane... senin kafanı karıştıran giydiğin elbise değil duyguların değil mi?"
Jane itiraz edemedi.
"O genç adamdan hoşlandığını biliyorum. Belli ki o da seni seviyor. İkiniz adına o kadar çok mutluyum ki, sen neden mutlu olmaya çalışmıyorsun? Neden yersiz korkular yüzünden kendini geride tutuyorsun? Geçmişte olan tekrarlanmayacak. Siz üçünüz güzel bir aile olacaksınız. Kendinize bir şans tanıyın. İnan bana buna pişman olmayacaksın." Elena dolan gözlerini kaçırdığında anne yüreği sızlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUYUN FISILTISI (1)
FantasyGökleri inletecek derecede yağan yağmur küçük köyümüzü bertaraf edebilir güçlükteydi. Şimşeklerin çıkardığı korkunç seslerle bedenim bir kez daha titrerken yersiz olan bu korkuma mâni olamamıştım. Bir süre gözlerim kapalı bir hâlde gök gürültüsünü v...