❝İnsanın hayatına her daima beklenmedik sorunlar veya başa çıkamayacağı anlar gelir. Bunu ya geçmen gereken zorlu bir sınav olarak ya da üstesinden asla gelemeyeceğin bir sorun olarak kabul etmelisin.Önemli olan ilk adım atmaktır.
Unutma herkesin atmaktan çekindiği o adım, senin en büyük kurtuluşunun ilk temeli olabilir.❞
BEYAZ SAÇ TUTAMLARI.
❝Bir olmakta vardı. Birlik içinde olup yanlızlık içinde yaşamakta. Bazen her yanlış ders niteliğinde olmaz. Yeni şanslarda doğurmaz. Bazen hatalar insanı sıfır noktasına götürür ve insanı kendi yaşanmışlıklarıyla baş başa bırakır. Ve insan çıkılmaz olan o süregelen yolda takılı kalır. Ne bir milim ileriye gider ne de geri adım atmaya takati bulur kendinde. Her yanlış bir doğrulukla gelmediği gibi her yanlış sadece pişmanlıkla geçen bir ömrü peşinden sürükler.❞
Evando'nun getirdiği on askerler eşyalarımızı at arabasına bindirirken Jack ve Bilge uzaktan akrabalarıyla vedalaşmak için aramızdan ayrılmışlardı. Ben onlarla gitmek yerine terzi dükkanına son kez uğrayıp işi bıraktığımı dükkan sahibine söylemek için iş yerime gitmiştim. Dolabımdaki eşyaları yanıma alırken günler önce atmaya kıyamadığım kuruyan beyaz gülleri de eşyalarımın içine koymuştum. Evando beni dışarıda beklerken son kez anılarımın geçtiği terzi dükkanına göz attım. Yüzümde manidar bir gülüş oluşurken on bir yıl önce Evando ile olan o karşılaşmamızı anımsadım.
Kaderin o anda bizi bir araya getirdiğini bilemezdim.
Dükkandan çıktığımda Evando elleri arasında tuttuğu beyaz gülleri almam için bana doğru uzattı. "Senin için," dediğinde mutluluktan konuşamamıştım. Beyaz renk benim aşamadığım hassas noktam olurken beyaz gülleri onun sayesinde sevmiştim. Kalbim sınırlarını zorlarken gözlerim geniş çantamın içine koyduğum o beyaz güller de takılı kaldı. Beyaz güller... Bana daha önce de kimin tarafından geldiğini bilmediğim beyaz güller gelmişti. Gözlerimi kıstım. Şüpheli bir tonla, "Acaba bir ihtimal, bana daha önce beyaz güller yollamış olabilir misin?" dediğimde başını serseri bir hareketle salladı. Yüzüne o günden sonra maske veya peçe takmamıştı. "Evet, sana daha önce de beyaz güller yolladım." Gözleri etrafı kolaçan ederken çoktan meydandan çıkmıştık. Eve doğru yürürken Evando bir çınar ağacını işaret etti. "Biraz oturalım mı?"
"Olur." Ağacın sert gövdesine sırtımızı yasladığımızda başımı sağ omzuna yaslayarak gözlerimi huzurla yumdum. Evando yolculuğun iki saat süreceğini söylediğinde dinlenmek için pek bir vaktimiz yoktu. Enrez ailesiyle tanışmak için önümüzde kısıtlı zaman vardı. Jack, Jane'yi yeniden göreceği için heyecandan yerinde duramaz iken çoğu kez Evando'nun öfkeli bakışlarına maruz kalmıştı. "Sana bir masal anlatmamı ister misin?" Evando'nun sesiyle düşüncelerimden uzaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUYUN FISILTISI (1)
FantasyGökleri inletecek derecede yağan yağmur küçük köyümüzü bertaraf edebilir güçlükteydi. Şimşeklerin çıkardığı korkunç seslerle bedenim bir kez daha titrerken yersiz olan bu korkuma mâni olamamıştım. Bir süre gözlerim kapalı bir hâlde gök gürültüsünü v...