17.) SEVMEK BU OLSA GEREK.

11.5K 776 53
                                    


Yeni bir başlangıç yapamayacak kadar yorgundum. Sanki ne kadar denersen deneyim hep olduğum noktada kalacakmışım gibi her şey anlamını yitirmişti. Renkler kaybolmuş, tüm çiçekler solmuştu. Yaşam işte bu kadardı. Çabalarsın elinde tutarsın. Tutamadığın taktirde de elinde alınır.

Umutsuz olmak istemezdim ancak hayatın bana yaşattığı beni bir umuda bağlanmama engeldi.

❝Her yolcu gittiği yolda başına ne geleceğini bilmeyerek bir yolculuğa çıkar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her yolcu gittiği yolda başına ne geleceğini bilmeyerek bir yolculuğa çıkar. Adımlar atar. Attığı adımlar insanı bazen mutluluğa bazen de pişmanlığı doğru sürükler.❞

SEVMEK BU OLSA GEREK.

Bir bağ kendiliğinden işler mi yüreğe?

Benim yüreğime hiç anlamadığım bir vakite gelmiş, ev sahipliği yapmıştı. Yüreğim elimdeki resimle kasıldı. Ailem... onları başkalarından duyup yeni görsemde, yüreğimdeki boşluk içimde hüküm süren küçük benin özlemiyle dolup taşmıştı. Umduğu şefkati, hayalini kurduğu o sıcak muhabbeti, bir gülümsemeye hasret olarak işlemişti yaralı yüreğine. Evet, bu duyguları tatmıştım ancak insan ister istemez ailesinden de görmek ve tanımak istiyordu. Benim ki de bir çelişkiydi aslında. Benim zaten kocaman bir ailem vardı. Fakat buna rağmen bir yanıma söz geçiremiyorum. Umut filizlerim öz ailemin gelişini pencere kenarından beklerken sonu olmayan bir bekleyişin içerisinde olduğunun bilincinde idi. Kendime veya diğerlerine haksızlık mı yapıyorum? Bu işin peşine düşmeli miyim? Ya adım atmakta kararsız kaldığım bu yolun sonu bir hiç uğrunaysa? Onların hayata olduklarını bilmek kalbime neden umut filizlerini ekti ki!?

Haksızlık!

Beni terk eden onlardı, ben değil!

Kırık umutlarım daha ne kadar paramparça hâle gelebilir ki?

Bunları düşünmek için geç mi kaldım?

Ne yapmalıyım?

Gitsem aklım henüz hayata olduklarını öğrendiğim ailemde kalacaktı. Oturup Bilge'yi dinlesem?

Parmaklarımı son kez kafa karışıklığına sebep olan resimde dolaştırdım. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Bilge hayata olduklarına dair sözler söylerken bundan ne kadar emin olmuştu ki, karşıma çıkmış, solan umutlarımı yeşertmişti? İki elimle yüzümü yaşadığım kederle örtüm. Ben nerde hata yaptım? Tekrar bir hüsranla karşı karşıya gelmek istemiyordum. Yeterince zor değil miydi yaşadıklarım? Karar vermiştim! İçim yansa da vermiştim. Bu sondu, ilk ve son kez onlar hakkında bilgi edinecek, elimde ne kalırsa onunla yetinecektim. Kendimi ve diğerlerini yıpratmaya hakkım yoktu. Çünkü yorgundu elâları. Bilge artık eskisi gibi değildi. Yoruluyordu. Fark etmemem için çabalasa da eski gücünün yerinde olmadığını görebiliyordum. Yaşananlar beni de yormuştu. Bu fiziki bir yorgunluk değildi; ruhen yorgunluktu.

SUYUN FISILTISI (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin