❝Gelip geçici biri olduğunu düşünüyordum. Karşılaşmamızın yalnızca koca bir tesadüften ibaret olduğunu ve bir gün bunun son bulup birbirimizden farklı hayatlar yaşamaya devam edeceğimizi sanmıştım.
Ancak senin aşkımıza ve kadere olan inancın beni bir umuda bağladı.
❝İnkar etme sevgilim, beni sevdiğini gözlerinden anlarken sakın beni kandırmaya çalışma. Bir gün beni sevmediğini düşünürsem bil ki benden geriye bir şey bulamayacaksın.❞
❝Sevgi paylaşarak çoğalırmış. Benim sevgim paylaşmaktan öte kendine sakladı sana duyduğu aşkı. Gördü, büyütü, gözünden bile sakındı. Bir ben bileyim seni; bir sen bil sana olan derin hisslerimi.❞
MİSAFİR EŞİM.
Kalbimde uzun zaman önce yer edinen boşluk onu yıllar sonra yeniden görmemle dolmuştu. Aslında farkında olmadan birbirimizin hayatına işlenmişiz. Bu hissedilerek ilmek ilmek oluşan bağ sayesinde yıllar geçsede bağın gücünü kaybetirmemişti. Evando... Hâlâ varlığına alışmakta güçlük çektiğim ve bu duruma onun kadar sevindiğim bir gerçekti. Varlığıyla ve yokluğuyla bir olmayan birinin boşluğu nasıl doldurulur? İşte bu sorunun cevabını verebilecek bir güçte değildim. Yeniden bir araya gelmemizin asıl sebebi neydi?
Yaşlı gözlerimi elimin tersiyle kurulayarak burnumu seslice çektim. Onun şefkatli ve dolu gözleriyle içim ısınmış, yüreğim sevdiğim adam adına çarpmıştı. Yıllar onu çok değiştirmişti. Yüzü, boyu, ses tonu... Ancak bir şeyi değiştirmeye güçü yetmemişti. Bana olan ilk gün ki gibi bakışları. İşte onlar eskisi gibiydiler. Hâlâ inanmakta güçlük çekiyordum. Aşık olduğum adam, yıllar önce bir günlüğüne hayatıma giren o çocuktu. Ne diyebilirim ki? Söylenmesi gerekenler uzun zaman önce söylenmişti. Yüzümdeki şapşal ifadeyi silmeden kollarımı göğüsümün üstünde bağlayıp ağırlığımı bir diğer ayağıma verdim. "Beni yıllar sonra nasıl tanıdın?" Sırıtışım yüzümde büyüdü. "Ne o beni çok mu özledin yoksa?"
İçten içe özlemiş olmasını istedim.
Ortalığı güzel bir toprak kokusu yayılırken hemen arkasından sert rüzgar eşlik ederek esmişti. Günün doğmasına saatler kalmıştı ve ben hâlâ sorumun cevabını ondan alamamıştım. "Özledim." Derinden gelen kavuşmanın ardındaki hasret doluydu sesi. Bir an sarsılsamda kendimi toparlayabilmiştim. Gerçektende beni özlemiş miydi? Sırf geçmişteki kısa yaşantımız için miydi bu özlem, sevgi dolu bakışlar?
Kalbim artık biraz yavaşlasan diyorum!
"Neden gizlice evime girdiğini söyleyecek misin? Hem sen madem en başından benim kim olduğumu biliyordun neden bunu benden sakladın?" Aramızdaki sessizliğe bir son vermek istiyordum. Onunla bu kadar yakınken ondan uzaklaşıp gitmek istemiyordum. Yeni bulmuşken kaybetmek istemiyorum. Gözleri karanlığa ve nehrin güzeliği karşısında parıldıyordu. Onun eşssiz kılan bakışları bir kez daha üzerimde durdu. "Evine habersizce girmemem gerekiyordu biliyorum yanlış yaptım ama daha fazla dayanamadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUYUN FISILTISI (1)
FantasíaGökleri inletecek derecede yağan yağmur küçük köyümüzü bertaraf edebilir güçlükteydi. Şimşeklerin çıkardığı korkunç seslerle bedenim bir kez daha titrerken yersiz olan bu korkuma mâni olamamıştım. Bir süre gözlerim kapalı bir hâlde gök gürültüsünü v...