Üzerime geçirdiğim deri ceketi son kez kontrol ettikten sonra SeoYeon'a doğru döndüm.
"Bunun pek benlik olduğunu sanmıyorum."
Bakışlarım aynadaki yansımama kayarken kaşlarımı çatarak açıkta kalan bacaklarıma bakmaya başladım. Çok kısa değildi ama yine de rahat hissetmiyordum.
"Hyerin çok güzel oldu."
Umutsuzca başımı iki yana sallayarak odadan çıktım. Aslında sorun giydiklerimde değildi sadece o bara gitmek istemiyordum.
"Gelmek zorunda değilsin."
Jimin her zamanki gülümseyen ifadesiyle karşımda dikilirken hafif bir tebessüm ettim.
"SeoYeon orada yalnız kalmak istemiyor ve ben de yanında olacağıma dair söz verdim."
Başıyla beni onaylarken yanımıza gelen SeoYeon ile birlikte çıktık.
•••
Kesinlikle buraya ait değildim. Yüksek sesle çalan müzik kulaklarımı acıtırken Jimin ve arkadaş grubunun olduğu masaya yerleştim. Benim aksime onlar gayet mutluyken burnuma dolan içki kokusuyla yüzümü buruşturdum. Ait olmadığım bir yerde, ait olmadığım insanlarlaydım. Bakışlarım önümdeki bardaktan yanımdakilere kayarken fazlalık olduğumu düşünmeden edemiyordum. Dakikalar birbirini kovalarken SeoYeon bile gayet mutluydu."Hadi iddiaya girelim!"
Adının Sejin olduğunu öğrendiğim çocuk kendisini duyurabilmek için hafif sarhoşluğun etkilediği sesiyle bağırırken yüzündeki çarpık gülümseme iyi şeyler olmayacağının habercisi gibiydi.
"Ne iddiasıymış bu?"
Bir başkası konu ilgisini çekmiş olmalı ki hemen söze atlamıştı.
"Sizce şu çocuk Hyerin'e mi yoksa SeoYeon'a mı bakıyor?"
Masadaki herkesin bakışları tek bir noktaya odaklanırken benimkiler hala önümdeki bardaktaydı.
"Kime baktığını bilemem ama gecenin sonunda Jimin kavga çıkartacak gibi duruyor."
Bakışlarım aniden yanımda oturan Jimin'i bulduğunda çattığı kaşları tek bir noktaya sabitlenmişti. Ürkek bakışlarım onunkileri takip ederken sonunda bahsettikleri kişiyi gördüğümde yutkunmadan edememiştim. Yeni boyattığı siyah saçları uzaktan bile parlarken o... Muhteşem görünüyordu. Gözlerimiz birbirine değdiği anda dudaklarında beliren gülümseme az öncekine oranla daha sesli yutkunmama neden oldu. Sadece bir gün görüşmemiştik ve ben onu özlediğimi hissediyordum. Aramızdaki bu mesafeye aldırmadan yanına gitmek ve bana o eşsiz kare gülüşünü sergilesin istiyordum.
"Hyerin..."
Birisi adımı sesleniyordu ancak ben devamını duyamayacak kadar ona odaklanmıştım.
"Hyerin!"
Adım daha şiddetli bir şekilde telaffuz edildiğinde irkilerek onlara doğru döndüm.
"Efendim?"
"Anladık çocuk yakışıklı."Şaşkın nidalarım onların kendi aralarında gülüşmeleriyle yok olup giderken boş bakışlarla bakıyordum.
"Hadi Hyerin git ve çocukla konuş."
"Ne saçmalıyorsunuz!"Jimin'in ani çıkışmasıyla birlikte olduğum yerde sıçradım ve bir süre arkadaşlarına nefret kusan bakışlarını izledim.
"Hyerin kendi kararlarını verebilir. Hem bakarsın belki iyi bir şeyler olur."
Jimin sinirle yerinden doğrulduğu sırada hızla kolunu kavradım ve tekrar eski yerine oturmasını sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOIRA メ Taehyung ✓
FanfictionYağmur her zaman toprak kokmazdı. ve Hiçbir zaman böyle güzel kokmamıştı. ☔️ #1 btskurgu #86 kth #1 kth #56 taetae #38 pjm