16.Bölüm| Öğretmeme İzin Ver.

2.4K 250 49
                                    

[Taehyung]
"Kalbim kalbine yakın olmak istiyor."
Dudaklarımdan dökülen kelimeler şaşırmama neden olurken alacağım cevaptan da ölesiye korkuyordum. Kalbim daha fazla dayanamamış ve o kelimelerin bir bir dökülmesine izin vermişti.

"Tae... Taehyung..."

Ürkek bakışları odada gezinirken bundan güç alarak bu sefer istediğim gibi hareket etmeye karar verdim.

"Hyerin..."

Parmaklarım nazik olduğunu düşündüğüm bir şekilde çenesini kavrarken başını usulca kendime doğru çevirdim ve başparmağımla yanağını okşamaya başladım.

"Ona gerçekten aşık mısın?"

Alacağım cevaptan korkmama rağmen yine de sordum çünkü artık bilmeye ihtiyacım vardı. Eğer bizim için bir umut varsa savaşacaktım ya da her şeyden vazgeçecektim.

"B... Ben..."

Titrek sesi kulaklarıma ulaştığında derince bir nefes aldım.

"Ona karşı ne hissediyorsun?"

Bakışları yine üzerimden çekilirken bu sefer onu zorlamadım.

"Onu seviyorum. Onsuz olma düşüncesi bile nefes almamı zorlaştırıyor. Ama..."
"Ama?"

Gözleri farklı bir şekilde benimkilere kitlendiğinde emin olmak için biraz daha düşündü.

"Ama bildiğim tek aşk onunki ve ben artık emin olamıyorum."

Bakışları karışmış zihnini gözler önüne seriyordu.

"Sanırım ben aşkı bilmiyorum."

Yanağındaki elim biraz daha olduğu yerde oyalanmaya devam etti.

"O benim ailem."

Ve ben o an anlamışım. Onun aşkı küçük bir kız çocuğunun babasına olan aşkı gibiydi. Jimin onun ailesiydi ve kalbi onun sevgisiyle küçük yaşta tanışmış, yıllarca tek yaşama sebebi olmuştu. Hyerin'in kalbindeki tek aşk bu masum küçük kız çocuğunun aşkıydı.
Parmaklarım tekrar hareket etmeye başladığında ona biraz daha yaklaştım.

"Bana izin ver sana öğreteyim."
"Ya hiç öğrenemezsem?"

Gözlerine yerleşen korkunun asıl nedeninin beni kırmaktan korkması olduğunu fark ettiğimde gülümsedim ve kendi kendime bir söz verdim. Ona aşkı öğretecek ve mutlu olmasını sağlayacaktım. Eğer sonunda Jimin ile olacaksa bile mutlu olduğunu bilerek yaşayacaktım.

"Sorun değil... Yine de yanında olacağım."

Dolan gözleriyle birlikte dudaklarından firar eden bir hıçkırığa engel olamazken hızla onu kollarım arasına aldım ve rahatlamasını umarak başını okşamaya başladım.

"Şşş... ağlama"
"Korkuyorum."

Dudaklarından kaçan her bir hıçkırıkla kollarımı bedenine daha sıkı sardım.

"Korkma... Sadece seni sevmeme, sana öğretmeme izin ver."
"Ya kalbinin acımasına neden olursam?"

Ağlayışları derin iç çekişlere dönüşürken onu biraz daha kendime doğru çektim. Başını boynuma gizlerken tüm korkularından saklanmaya çalışan küçük bir kız çocuğu gibiydi.

"Kalbim acımazsa nasıl yaşarım ki?"

Kucağımdaki bedeni biraz kıpırdanıp bakışlarını bana çevirdiğinde kızaran gözleri kalbimin acımasına neden olmuştu.

"Nasıl yani?"

Saçlarını nazik bir şekilde kenara çekip kulağının arkasına sıkıştırdım ve alnına kalbimden geçenleri hissetmesini umduğum derin bir öpücük bıraktım.

"Her zaman mutlu olamayız. Hayatta acılarda vardır aynı şimdi acıyla akan göz yaşlarının zamanı geldiğinde mutluluktan akacağı gibi."
✁_ _ _
Derin iç çekişlere dönüşen hıçkırıkları kaybolurken kucağıma daha çok yerleşmiş ve onu sarmalayıp sevgi göstermeme izin vermişti.

"Daha iyi misin?"

Mırıltıları eşliğinde kollarını biraz daha belime doladığında kalbim mutlulukla çarpıyordu.

"Yanımdaysan iyiyim."
"Yanında olduğumu biliyorsun."

Saçlarını okşayan elim benden uzaklaşan başıyla havada asılı kalırken bir süre birbirimize bakmakla yetindik.

"Kararım ne olursa olsun mu?"

Gözlerimi her ne kadar onunkilerden kaçırmak istesem bile bu hisse karşı koyarak bakmaya devam ettim.

"Ne olursa olsun."

Gülümseyen gözleri kalbimin daha da hızlanmasını sağlarken belimdeki kollarını boynuma doladı.

"Ben..."

Başımı yavaşça sallayarak gülümsedim.

"Sorun değil Hyerin. Kalbin kime ait olursa olsun yanında kalacağım."

Boynuma sarılı kollarından birisini çekerek elini yanağıma yasladı ve baş parmağını usulca dudaklarımın üzerine yerleştirdi.

"Kendimi açıklamama izin ver."

Başım sözleriyle birlikte iradem dışında bunu onaylarken öylece bekledim.
Dudakları arasından çıkacak ve hayatımı değiştirecek o kelimeleri bekledim.

"Bazen ne istediği belli olmayan küçük bir kız çocuğu gibi davranabilirim ama Taehyung ben sadece sevilmek istiyorum. Hayatım boyunca hep bayan Park tarafından hor görüldüm. Aile sevgisi ne bilmiyorum."

Gözleri tekrar yaşlarla dolarken ona aşkı değil önce istediği o sevgiyi vermek istiyordum. Asıl aradığı o saf sevgiydi.

"Bildiğim tek sevgi, aşk Jimin'in ki... Sonra..."

Sessiz bir hıçkırık dudaklarından firar ederken uzanıp göz yaşlarını sildim. O bana kalbini açarken yapabildiğim tek şey ağlamasına izin vermekti.

"Sonra o bildiğim sevgiyi de kaybettiğimi düşündüğüm gece bir anda sen geldin. Tüm acılarımın yağmur damlalarına karışmasına izin vermemi söyledin. Ben o gece ilk defa bir yabancıyı dinledim."

Yaşlar gözlerini ıslatmaya devam ederken söyledikleri benim de gözlerimin kızarmaya başlamasına neden oluyordu.

"Bana yağmurdan korunmam için verdiğin o şemsiye daha çok yağmura tutulmama neden oldu. Ben ne kadar kaçmaya çalışırsam daha çok ıslandım. Islandıkça kafam karıştı, kalbim karıştı."

Yaşların biriktiği gözlerini gözlerime çıkardı. Bir süre sessiz kalışının ardından dudaklarımın üzerindeki parmağı hareketlendi ve bulunduğu yeri nazik bir şekilde okşamaya başladı.

"Artık ıslanmaktan korkmuyorum çünkü biliyorum ki yağmurun getirdiği o yabancıya muhtacım."

Söyledikleri yutkunmama neden olurken ikinci kez düşünmeden kollarımı bedenine doladım ve onu daha çok kendime çektim.

"Belki aşk ya da değil bilmiyorum ama seni seviyorum. Seni kaybetmekten korkacak kadar çok seviyorum"

Kollarımı doladığım bedenden ayrılarak yüzünü ellerim arasına aldım ve alınlarımızı birleştirdim.

"Seni seviyorum. Kalbimin kırılacak olmasını umursamayacak kadar çok seviyorum."

MOIRA メ Taehyung ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin