12.Bölüm •Değişen Hisler•

2.5K 246 11
                                    

[Hyerin]
Hayatınızın değişmesi için tek bir kişi yeterliydi. Sizi kaybolduğunuz o karanlıktan çekip çıkartan, etrafına yaydığı parlak ışığıyla sarıp sarmalayan tek bir kişi... Durmuş olan zaman o an akmaya başlar ve hayat sizin için orada, onunla tekrar başlardı. Belki biraz da bencilleştirirdi. Çünkü o saf sevgi sizden başkasına dokunsun onun kalbine de kök salsın istemezdiniz. Belki de aşk bencillikti ama gözlerine değen gözleri, kalbini sıkıştırıp, nefesini kesen o his tüm bencilliklere değerdi. Ben bir türlü hissedemediğim o saf sevgi için bencilleşmiştim. Hayatsa karşılığında bana çok daha kötü davranmıştı ve ben istediğim o saf sevgi dışında çok daha büyük bir karmaşanın içine düşmüştüm. Dün gece yaşananlardan sonra bir şeyler değişir diye düşünmüştüm ama herkes hiçbir şey olmamış gibi devam ediyordu. Değişen tek şey benim bir parça sevgi için yanıp tutuşan kalbimdi.
Çalan telefonumu tekrar meşgule verdikten sonra yavaşça yerimden doğruldum ve odadan çıktım. Cebimdeki telefon titrerken çıkartıp sakince ekranda yazılanları okudum.

-RinRin aramalarıma cevap ver.

Odamdan çıkmış elimdeki telefonla öylece dikilirken ellerim hareketlendi ve mesajına cevap yazdım.

-Sonra...

Kalbim ilk defa Jimin dışımda birisini kaybetme korkusuyla çarpıyordu. Aramızdaki arkadaşlığın benim saçma davranışlarım ve bencilliğim yüzünden bitmesini istemiyordum bu yüzden de konuşmadan önce olanları unutmak ve de kendimi toparlamak zorundaydım. Adımlarım mutfak kapısında son bulurken karşımdaki ikiliyi izlemeye başladım ama sanki gördüklerimden daha çok anılar zihnimi işgal ediyordu.
~~~
Sıcak nefesi aramızdaki mesafeye rağmen dudaklarıma çarpıyor ve tenimin karıncalanmasına neden oluyordu. Bedenim daha önce vermediği kadar çok tepki verirken bunun içinde bulunduğumuz durumdan dolayı olduğunu düşünüyordum. Sonuçta her gün birilerinin kucağına çıkıp öpüşmüyordum. Aklıma dolan bu düşüncelerle midem bulanırken yüzümün aldığı şekle engel olamadım. Ama şimdi karşımdaki derin bakışları ve usulca yanağımı okşayan parmaklarıyla onun yanında olmak kötü hissettirmiyordu.
Konuşmadan saatlerce birbirimizi izleyebilirmişiz gibi öylece kıpırdamadan gözlerimizin içine bakıyorduk. Taehyung tam bir şey söylemek ister gibi dudaklarını araladığı sırada omzundaki bileğim kavrandı ve sert bir şekilde bulunduğum yerden çekiştirildim. Henüz bir şeyleri kavrayamıyorken kendimi Jimin'in ardından çıkışa ilerlerken bulmuştum.

"Gidiyoruz!"

Dönüp ardıma baktığımdaysa Taehyung sadece ayağa kalkmış ve eğdiği başıyla yeri izliyordu. Orada başını eğmiş beklerken kalbim ilk kez onun tarafından kırılmıştı.
~~~
Gözler asla yalan söylemez derlerdi. Belki de bu yüzden kalbim artık eskisi kadar acı çekmiyordu. İnsan birisini severse onun mutluluğu bile mutlu olmana yeter derlerdi ve ben Jimin'in gülen gözlerini gördükçe daha fazla gülümsüyordum. Kalbimdeki o tuhaf sızı hala dursa bile etkisi kadar canımı yakmıyordu.

"Hyerin! Lütfen Jimin ortalığı daha fazla batırmadan onu buradan al."

SeoYeon'un bakışları üzerime kayarken Jimin önündekilerle ilgilenmeye devam ediyordu.

"Jimin-shiii ne yapıyorsun orada?"
"Dikkatimi dağıtma şuan en önemli kısımdayım."

SeoYeon bıkkın bir nefes vermesine rağmen gülümseyerek Jimin'i izlemeye devam ediyordu. Ona karşı olan bakışları o kadar duygu doluydu ki onları tanımayan birisi bile birbirleri için mükemmel olduklarını düşünürdü. Bense sadece buruk bir gülümsemeyle onları izlemeye devam ediyordum.

"Tadaaa!"

Jimin'in yüksek sesi ile irkilirken elindeki tabağa bakmaya başladım.

"Nasıl görünüyor?"

MOIRA メ Taehyung ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin